“Gerek Batı Trakya’da gerekse Türkiye’de Yunan gizli servisine çalışanlar var.”
Sevgili okurlar, 19 Kasım 2017 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesinde “Batı Trakya Türklerinin Sorunları ve Türk-Yunan İlişkileri Üzerine Etkileri” isimli bir konferans gerçekleştirilmişti. KTÜ Tarih Kulübü tarafından Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansa, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsilen Avrupa ve Asya’nın birçok ülkesinde Başkonsolos ve Büyükelçi olarak görev yapmış emekli Büyükelçi Hasan Kemal Gür katılmıştı. Hasan Kemal Gür’ün o konferansta söyledikleri bir hayli ilginçti ve Türkiye ve Batı Trakya’da Yunan gizli servisine çalışanların olduğunu ileri sürmüş ve dikkatleri bu noktaya çekmişti.
Batı Trakya Türklerinin haklı davasında bugün geldiğimiz noktada acaba toplum olarak bir silkelenme ve yeniden kendimize gelmemiz gerekmez mi? Bakınız, son döneme sudan bahanelerle minarelerde ezanlar susturulmaya başlandı. Bu da gösteriyor ki, Yunan devletinin, Batı Trakya’daki Müslüman Türk Azınlığa karşı davranış ve uygulamalarında bir değişikliğin olmadığı, aksine daha da asimilasyon politikalarının arttığı açıkça görülmektedir.
Konferansta aynen o dönem dile getirilenler aynen aşağıdaki gibiydi. Bir hatırlayalım ve bazılarına da hatırlatalım istedik.
Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren KTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Öksüz, Batı Trakya Türklüğünün sorunları üzerine konuşulacak çok mesele olduğunu belirterek, Batı Trakya meselesinin Türkiye Cumhuriyeti’nin ana meselelerinden biri olduğunu söyledi.
O bölgeyi yakından tanıyanların görüşlerinin ve yorumlarının dikkate alınmasının gerekliliğine vurgu yapan Prof. Dr. Öksüz, Yunanistan’ın Gümülcine şehrinde Başkonsolos olarak görev yapmış Hasan Kemal Gür’ün tecrübelerinin konferansa katılanlar için verimli bir bilgi kaynağı olacağına dikkat çekti.
“Batı Trakya Türklerinin davası Türklük davasıdır.”
Konferansı gerçekleştiren Hasan Kemal Gür, o coğrafyada şahit olduklarıyla harmanlayarak yaptığı konuşmasında, Batı Trakya Türklerinin sorunlarını gündeme getirdi. Yunanların Türklere karşı tarihten gelen menfi duygular taşıdığını ve bu bağlamda Batı Trakya’da yaşayan Türklerin her zaman sistemli baskı ve tehdit altında yaşadıklarını söyledi.
Gerek Batı Trakya’da gerekse Türkiye’de Yunan gizli servisine çalışanlar olduğuna vurgu yapan Gür, devletimiz ile birlikte milletimizin de bunlara karşı uyanık olması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politika ekseninde Batı Trakya’nın her dönem yer almasının zorunluluğunu dile getiren emekli Büyükelçi Gür, konuşmasını, “Batı Trakya Türklerinin davası Türklük davasıdır. Batı Trakya Türklerinin İslami duyguları yüksektir, dinlerine bağlıdır ama oradaki mücadelenin adı Türklük mücadelesidir. Bugün Türkiye’deki bir kesimin ve bir kısım aydınların antik Helen hayranlığı üzerinden gösterdikleri Yunan sevgisi onları tedirgin etmekte ve mücadelelerini olumsuz etkilemektedir. Çünkü Helen hayranlığı ve Yunan kültürünün propagandası Türklük davası güderek millî kimliklerini koruyan ve Türkiye’yi anavatanları olarak gören Batı Trakyalıları üzmektedir. Batı Trakyalı soydaşlarımız kendilerini yetim hissetmektedir” şeklinde sürdürdü.
