ABTTF, 29 OCAK 1988 MİLLİ DİRENİŞ GÜNÜ ANMA TÖRENİ DÜZENLEDİ

24 Ocak 2009 tarihinde Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu(ABTTF), 29 Ocak Batı Trakya Türk Azınlığı Milli Direniş Günü?‘nün 21. yıldönümü dolayısıyla bir anma günü düzenledi. Haziran 2008’de taşındığı yeni ofisinin resmi açılışını verdiği kokteyl ile gerçekleştiren ABTTF, Yönetim Kurulu üyeleri ve dernek yöneticileri eşleri ve çocukları ile birlikte Batı Trakya Türk Azınlığı için dönüm noktası oluşturan 29 Ocak 1988 Milli Direniş Günü’nde biraraya geldi. Batı Trakya Türkleri?‘nin Milli Direniş Günü’nün 21. Yıldönümü dolayısı ile gerçekleştirilen resepsiyon, ilk olması açısından ABTTF için ayrıca önem taşımaktadır. 29 Ocak 1988 tarihi birlik ve beraberlik içerisinde yapılan haksızlıklara hep bir ağızdan „Dur!” dendiği bu önemli günde ABTTF Yönetim Kurulu Başkanı Halit Habipoğlu, Genel Sekreter Özkan Reşit, Başkan Yardımcıları Sami Yusuf ve Sebaytin Mümin, Kuzey Avrupa Teşkilat Başkanı Mustafa Kasap, Orta Avrupa Teşkilat Başkanı Ramadan Ramadan ile Eğitim Faaliyetlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu üyesi Ekrem Kırcaali yer aldılar. Yanısıra bu önemli güne ABTTF Disiplin Kurulu Başkanı İsmail Aptioğlu ile Denetim Kurulu üyeleri Erol Haşim ve Halit Haşim ile ABTTF eski yöneticileri ile ABTTF üyesi dernek yöneticileri ile çok sayıda Batı Trakya Türkü katıldı. Türkiye Cumhuriyeti Essen Başkonsolusluğu Muavin Konsolos sayın Onur Süral’ın iştirak ettiği önemli etkinlikte Haziran 2008’den beri yeni ofisinde faaliyet gösteren ABTTF’nin yeni ofisinin resmi açılışı gerçekleştirildi. Habipoğlu: 29 Ocak 1988 tarihinde gösterilen direniş, Batı Trakya Türk Azınlığı için dönüm noktasıdır ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu konukları selamlayarak başladığı konuşmasında Batı Trakya Türklerinin 1923 Lozan Barış Anlaşması’ndan beri verdikleri mücadele ve zorlukları hakkında deneyimlerini katılımcılar ile paylaştı. Habipoğlu, „Batı Trakya Türkleri, 1923 yılından beri sürdürdüğü mücadelesinde pek çok kötü zaman yaşamıştır. 1967 Albaylar Cuntası ile yaşanan sıkıntılı zamanlarda Azınlık, var olma mücadelesine devam etmiştir. Ev inşaatı yapılmasına izin verilmeyen dönemleri birlikte yaşadık. Bırakın yeni ev inşa etmeyi mevcut evlerimizin avlusunda hamam inşa etmemize dahi izin verilmediği günler yaşadık. Geçimini tarımdan sağlayan Batı Trakya Türkleri, traktör satın aldılar ancak traktörü kullanmak için gerekli sürücü belgesini alamadılar. Ailesini geçindirmek için çabalayan Batı Trakyalılar kaçak ev ve hamam inşa ettikleri ya da ehliyetsiz traktör kullandıkları zamanlarda cezasını ödemeyi peşinen kabullenmek zorunda bırakıldılar. Baskının hüküm sürdüğü günlük yaşantısında Batı Trakya Türkleri, ülkelerine sadık kaldılar, hep öyleydiler. Baskıya dayanamayan kimi Batı Trakyalılar çeşitli Avrupa ülkelerine hatta Avustralya ya da Amerika Birleşik Devletleri gibi denizaşırı ülkelere kimileri ise anavatana göç etmek zorunda kaldılar. Sonucunda, Batı Trakya Türkleri eski Yunan Vatandaşlık Kanunu’nun 19. Maddesi hükmünce vatandaşlıktan çıkarıldılar” dedi. 29 Ocak 1988 olayları ile ilgili olarak Habipoğlu, „Yunanistan’da Türk’ün olmadığı iddiası ile Yunan devleti ve hükümeti, Gümülcine Türk Gençler Birliği ve Türk Öğretmenler Birliği ile İskeçe Türk Birliği’nin tabelalarını sökerek derneklerin faaliyetlerini engellemeye kalkıştı. Türk kimliklerinin inkar edilmesine karşı çıkan dağ köylerde yaşayanlardan ovada yaşayanlara kadar binlerce genç ve yaşlı Batı Trakya Türkü, kadını ve erkeğiyle Gümülcine şehir meydanında toplanarak tüm engellemelere ve şiddet gösterilerine rağmen kararı protesto etti. 29 Ocak 1988 olaylarının ve Batı Trakya Türklerinin gösterdiği milli direnişin 21.yılında Batı Trakya Türkleri bugün de kader diyerek olayları kabullenmek yerine kaderini kendisinin belirlemek için girişimde bulunmaya devam ediyor. 29 Ocak olaylarının ikinci yılında 1990 yılında Batı Trakya Türklerinin milli direniş günü olarak kabul ettiği bu önemli günü anmak amacı ile toplandıklarında fanatik ve aşırılık yanlısı Yunanlıların saldırısına uğradı. Yüzlerce insanımız dövüldü, Türk esnafa ait dükkanlar yerlebir edildi. Bir çeşit katliam Batı Trakya’da uygulandı. Azınlık’ın gönüllü elçisi olan ABTTF, 29 Ocak 1988 olaylarının hemen ardından Almanya’da faaliyet gösteren yedi dernek tarafından 28 Şubat 1988 yılında yaşanan haksızlıklara tepki göstermek ve bunun dünyaya duyurmak amacı ile kuruldu. 29 Ocak 1988 olaylarının ardından 21 yıl sonra bugün, Batı Trakya Türkleri yine biraradalar. ABTTF’yi var eden biz Batı Trakya sevdalıları, Batı Trakya Türklerinin milli direniş gününden beri Batı Trakya Türk Azınlığı adına hak ve özgürlükler mücadelesi veriyoruz, vermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Başkan Halit Habipoğlu, tüm Batı Trakya Türklerinin 21. Milli Direniş Günü’nü kutlayarak sözlerine son verdi. Azınlık, dün olduğu gibi bugün de var olma mücadelesine kararlılıkla devam edecektir Daha sonra T.C. Essen Başkonsolusluğu Muavin Konsolos sayın Onur Süral, Türkiye Cumhuriyeti’nin Lozan Barış Anlaşması’ndan doğan hakları çerçevesinde her zaman Batı Trakya Türklerinin yanında olacağını ifade etti. Bu durumun yalnızca Yunanistan’da Batı Trakya ile sınırlı olmadığını ifade eden Süral, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde ya da A.B.D’de veya Avustralya’da yaşayan Batı Trakya Türklerinin de yanında oldukları söyledi. 29 Ocak 1988 olaylarının hemen ardından kurulan ABTTF’nin bugüne dek önemli başarılara imza attığını söyleyen Süral, ABTTF’nin başarısının 20. Kuruluş yıldönümü özel etkinliğinde görüldüğü üzere Batı Trakya Türkleri arasındaki birlik ve beraberlik duygularına dayandığını ifade etti. Tüm Batı Trakya Türklerinin Milli Direniş Günü’nü kutlayan Süral, ABTTF’nin yeni ofisi ile yeni başarılara imza atması dilekleriyle sözlerine son verdi. Konuşmaların ardından 29 Ocak 1988 tarihinde Batı Trakya’da cereyan eden olaylara ve Azınlık’ın direnişine bizzat şahit olmuş Yunanistan Anadolu Ajansı muhabiri Mehmet Hatipoğlu’nun objektifinden tarihe tanıklık eden özel fotoğraflar ile ABTTF Genel Sekreteri Özkan Reşit tarafından hazırlanmış multivizyon gösterisi gerçekleştirildi. Katılımcılar, o günlere tanıklık eden kişisel gözlem ve deneyimlerini diğerleri ile paylaşarak Batı Trakya Türk Azınlığı için bu önemli günü yeniden yaşadılar, Azınlık bilincinin pekiştirilmesine katkıda bulundular.