Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı yayımladığı yazılı bir açıklamada, Yunanistan’ın geçmişte olduğu gibi günümüzde de Batı Trakya Türkleri ile Rodos ve İstanköy Türklerine karşı bir kültürel soykırım uygulandığını ileri sürüyor.
Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı açıklamasında, “Günümüzde de Batı Trakya Türkleri ile Rodos ve İstanköy Türklerine karşı bir kültürel soykırım uyguluyorlar.” İfadelerine yer veriyor.
Açıklama aynen aşağıdaki gibidir:
BASIN AÇIKLAMASI
YUNANİSTAN’IN TÜRKLERE KARŞI 23 EYLÜL 1821’DE UYGULADIĞI MORA KATLİAMINI UNUTMAYALIM. GÜNÜMÜZDE DE YUNANİSTAN’DA YAŞAYAN TÜRKLERE KÜLTÜREL SOYKIRIM UYGULANIYOR.
23 Eylül 2023
Özet
Geçmişi anımsamak ve bilmek, onun tekrar yaşanmaması için gereklidir. Günümüzde Yunanistan medyası tarihi çarpıtıyor. Türk Kurtuluş Savaşı’nın 100. yılı, “Küçük Asya Felaketi “olarak yansıtılıyor. Türkler ve Türkiye Cumhuriyeti soykırım yapmakla suçlanıyor. Oysa Tarih, tam aksine Yunanların Türklere karşı uyguladığı kıyımları gösteriyor. Bu kıyımlar Yunan İsyanıyla başlatılan , Mora Katliamı ile yaşandı. Mora Türkleri, 202 yıl önce 23 Eylül 1821 günü büyük bir katliama uğradı. Yaklaşık 40 bin kişi yaşlı, erkek, kadın, çocuk Türk; kendi komşuları Yunanlar tarafından birkaç hafta içinde öldürüldüler. Bu katliam acımasızca ve tereddütsüz hayata geçirildi.
Avrupalıların da kabul ettiği gibi, 1821 isyanı çok kısa bir sürede acımasız Türk ve Yunan savaşı durumuna geldi.
Yunanlar daha sonra kendilerini emperyal devletler himayesinde koç başı gibi kullandırarak Batı Anadolu’yu işgal ettiler ve yüzbinlerce Türkün ölümüne neden oldular. Anadolu’yu yakarak kaçtılar. Arkasından Kıbrıs’ta tam bir soykırım uyguladılar. Günümüzde de Batı Trakya Türkleri ile Rodos ve İstanköy Türklerine karşı bir kültürel soykırım uyguluyorlar.
Yunanistan’ın Türklere Karşı Uyguladığı Mora Katliamını Unutmayalım. Türk -Yunan ilişkilerine bu gerçeklikler açısından bakmak zorunluğu vardır.
YUNANİSTAN’IN TÜRKLERE KARŞI 23 EYLÜL 1821’DE UYGULADIĞI MORA KATLİAMINI UNUTMAYALIM. GÜNÜMÜZDE DE YUNANİSTAN’DA YAŞAYAN TÜRKLERE KÜLTÜREL SOYKIRIM UYGULANIYOR.
Geçmişi anımsamak ve bilmek, onun tekrar yaşanmaması için gereklidir. Günümüzde Yunanistan medyası tarihi çarpıtıyor. Türk Kurtuluş Savaşı’nın 100. yılı, “Küçük Asya Felaketi “olarak yansıtılıyor ve Türkler ve Türkiye Cumhuriyeti soykırım yapmakla suçlanıyor. Sözgelişi, Türkiye ve Türklüğü kötüleyen “Sevgili İzmir” adlı filimde, 9 Eylül 1922 tarihinde işgalci Yunan ordusunun kalıntıları ile işbirlikçi Yunanların İzmir’i terk etmek zorunda kalması, Yunan ordularının yaptıkları her türlü mezalimi örtmenin suçu, Türklere aktarılmak istenmiş.
Oysa Tarih, Yunanların Türklere karşı yaptıkları katliamlara tanık olmuştur. Bunlardan biri, Mora Katliamı’dır.
Yunan bağımsızlığı sürecinin en büyük mağduru, 362 yıl boyunca Mora’yı vatan edinen, kuşaklar boyu burada yaşayan Mora Türkleriydi. Türkler o devirde eşine az rastlanır katliamlara uğradı. Avrupalıların da kabul ettiği gibi, 1821 isyanı çok kısa bir sürede acımasız bir din temelli Türk ve Yunan savaşı durumuna geldi.
1821 isyanı başlamadan önce Mora’da Türkler, Yunanlılar ve Yahudiler iç içe yaşıyordu. Birlikte üretiyor ve birbirlerinden alışveriş yapıyorlardı. Hiçbir Müslüman Türk, Yunan komşusunun kendisini öldürmek için kapısına dayanacağını tahmin etmemişti. Bununla birlikte Batının emperyal güçleri ,Osmanlı Devleti’nin topraklarından pay elde etmek için Yunan isyanına destek verdiler.
Ancak bu amaç için, Avrupa’nın sahip olduğu uygarlığın kültürel ve laik köklerinin Antik Yunanistan’dan kaynaklandığı tezi ileri sürüldü ve kabul gördü. Başta Britanya olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesinde ve Amerika’da komiteler para topladı ve isyana gönüllü gruplar gönderilerek katkıda bulundu.
Yunan isyanı ile ilk aşamada Mora’daki Tripoliçe şehri, 5 ay boyunca 50–60 bin Rum tarafından aralıksız kuşatıldı. Rum isyancılar Tripoliçe’de 202 yıl önce 23 Eylül 1821 günü tarihin en büyük katliamlardan birini gerçekleştirdi. Tanık olanların kanını donduran saldırılarda, şehirde bulunan 40 bine yakın Türk’ün hemen tamamı 3 gün içinde vahşice öldürüldü.
İsyan başladığında Mora Yarımadasında 90 binin üzerinde Müslüman nüfus yaşadığı tahmin ediliyordu. Bağımsızlık ilan edilince bu nüfustan eser kalmadı. Sağ kurtulanlar ise kuşaklar boyu yaşadıkları evlerini, topraklarını, anılarını, atalarının mezarlarını kısacası vatanlarını geride bırakıp Mora’dan göç etmek zorunda kaldı.
Görgü tanıklarının aktardıklarına göre; 1821 isyanı boyunca Mora’da açlık ve ölüm günlük yaşamın doğal bir parçası haline geldi. Bu acımasız kıyımdan sadece Türkler değil, bölgedeki Yahudiler de paylarını aldılar.
1821 İsyanı döneminde Türklere karşı gerçekleştirilen kıyım, Batı emperyal ülkelerinin kamuoyuna çarpıtılarak yansıtıldı. Yunanistan dışına gönderilen raporlar, savaşa katılmamış ve Atina’da yaşayan aydın romantikler tarafından hazırlandığı için, Yunanlıların ideallerine uygun ölçülerde kaleme alınmıştı. Bu raporlarda asıl gerçeğin tam aksine, Türklerin kıyım yaptığı yazılıyordu. Avrupa kamuoyu, Türkleri kınarken, barbarlık edenin ve katliamı başlatanın Rumlar olduğunu bilmiyorlardı.
Diğer yandan Mora’da Türklere karşı Yunanlarca işlenen cinayetleri ve katliamları konu alan yabancı kaynaklar, Amerika, Fransa, Almanya ve İngiltere kütüphanelerinden daha sonraki yıllarda birer birer yok edilmeye başlandı.
Yok edilmeye çalışılan eserlerden birisi, yazar McCarthy’nin, “Ölüm ve Sürgün” adlı kitabıdır.
McCarthy kitabında, ayaklanmanın milliyetçi sloganını Balyabadra Piskoposu Germanos’un ağzından dökülen; “Hıristiyanlara huzur! Konsoloslara saygı! Türklere ölüm!” söylemi olduğunu yazıyordu.
Bir diğeri,David Howarth tarafından kaleme alınmıştı. Howarth, 1821 ihtilalini yerinde izlemiş, Britanyalı, İtalyan, Fransız, Alman subay ve gazetecilerin ülkelerine döndükten sonra yazdıkları kitap, makale ve günlükleri tek tek inceleyerek Mora’da Türklere yapılan kıyımı, ibret verici bir şekilde yansıtmıştı.
İskoçyalı Albay Thomas Gordon da Tripoliçe’de gördüğü dehşetli ve utanç verici bu olayların, sonsuza değin bilinmesini istedi: “İki gün içinde, on binlerce Türkün yaşadığı şehirde tek canlı kalmamıştı. Bunların çoğu, kafası, kolları ve bacakları kesilerek öldürülmüşlerdi” diyordu.
Yunanlar daha sonra kendilerini emperyal devletler himayesinde koç başı gibi kullandırarak Batı Anadolu’yu işgal ettiler ve yüzbinlerce Türkün ölümüne neden oldular. Anadolu’yu yakarak kaçtılar. Arkasından Kıbrıs’ta tam bir soykırım uyguladılar.
Günümüzde de Batı Trakya Türkleri ile Rodos ve İstanköy Türklerine karşı bir kültürel soykırım uyguluyorlar.
Yunanistan’ın Türklere Karşı Uyguladığı Mora Katliamını Unutmayalım. Türk -Yunan ilişkilerine bu gerçeklikler açısından bakmak zorunluğu vardır.
Bu kapsamda Yunan halkına çağrımız şudur:“
Türkiye ve Türkler ile Ege ve Akdeniz’de barış içinde bir arada yaşamayı deneyiniz. Atatürk ve Venizelos Dostluk Dönemini, büyük kıtlık ve iç savaşta size kollarını açan Türk halkını hatırlayın. Kurtuluş Gemisini hatırlayın. Büyük güçler mücadelesinde piyon olmayın, sömürgeleşmeye hayır deyiniz. Batı Trakya Türkleri ile Rodos ve İstanköy Türklerinin Türk kültürel kimliğini kabul ediniz.”
- Prof.Dr.Mustafa Kaymakçı
Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı
- Hasan Küçük
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı
- Mumin Durmuş
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği İzmir Şubesi Başkanı
- Bal-Göç Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği
- İzmir Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği
- Çameria Arnavutları Derneği
- İzmir Sancak Kosova Rumeli Kültür ve Dayanışma Derneği
- Rumeli Balkan Göçmenleri Kültürünü Yaşatma Derneği
- Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği
- İzmir Bal-Göç Bornova Şubesi
- İzmir Bal-Göç Buca Şubesi
- İzmir Bal-Göç Gaziemir Şubesi
- İzmir Bal-Göç Görece Şubesi
- İzmir Bal-Göç Menderes Şubesi
- İzmir Bal-Göç Uşak Şubesi
- İzmir Trakyalılar Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği
- Uluslararası Balkan İş Kadınları Derneği
- Alaçatı- Çeşme Arnavut Kültürü Derneği
- Bornova Arnavutları Kültür ve Dayanışma Derneği
- İzmir Sancak Kosova Derneği
- İzmir Rumeli Kadınları Derneği
- İzmir Çağdaş Balkan Kadınları Derneği
- Karşıyaka Balkan Kadınları Derneği
- Makedonyadan Balkan Esintileri Derneği
- İzmir Kosovalılar Kültür Sanat Derneği
- Trakya Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu
- Ege Bosna Hersek Kültür ve Dayanışma Derneği
- Tekirdağ Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği
- Trakyalılar ve Muhacirler Kültür ve Dayanışma Derneği
- İzmir Trakyalılar Kültür ve Dayanışma Derneği