Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, Alpha televizyonu ana haber bülteni ve gazeteci Antonis Schroiter’in sorularını yanıtladı. Başbakan Miçotakis röportajın sonunda Yunanistan-Türkiye ilişkilerine değinerek, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmelerde temkinli iyimserlik içinde olduğunu söyledi.
Gazeteci Antonis Schroiter’in, “Karşınızda gördüğünüzden farklı bir insan mı gördünüz? Ve bir süre öncesine kadar “Miçotakis yok”, “Onu bir daha görmek istemiyorum” diyen bir adamdan bahsediyorum.” Sorusuna ve genel olarak Yunanistan-Türkiye ilişkileri ile ilgili şu cevabı verdi:
“Yunanistan-Türkiye ilişkilerinin geleceği konusunda temkinli iyimserlik içindeyim”
“Türkiye ve Yunanistan’daki seçimlerin ardından Sayın Erdoğan’la yaptığımız iki görüşmeden sonra temkinli iyimserlik içindeyim ve Yunanistan-Türkiye ilişkilerinin geleceği konusunda artık daha olumlu olabileceğimiz konusunda orta derecede iyimserim.
Türkiye’nin de Avrupa ile ama bir dereceye kadar da Amerika Birleşik Devletleri ile de köprüleri kesmemenin kendi çıkarına olduğunu anladığı kanaatindeyim. Amerika Birleşik Devletleri-Yunanistan ilişkisi jeostratejik olduğundan, Yunanistan’ın Avrupa ile (bir dereceye kadar Amerika Birleşik Devletleri ile) ilişkileri şekillendirmedeki önemli rolünü kabul ediyor.
Ancak bunun da ötesinde, sanırım ikimiz de geçmişteki gerginlikleri bir kenara bırakmak, bu aşırı retoriği bir kenara bırakmak ve bir araya gelmenin bir yolunu bulmak için bir fırsat olduğunu anlıyoruz. Ve eğer en büyük farklarımızdan biri olan Ege ve Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarının, kıta sahanlığının ve MEB’in sınırlandırılması sorununu bir an önce çözemezsek, sıcak bir olayın eşiğinde olmayalım.
Pozitif gündem ajandasını oluşturan, başlatabileceğimiz pek çok konu var. Göç konusunda birlikte çalışmak için önemli bir kapsamımız var. Yunanistan, Malta’da tekrarlama fırsatı bulduğum gibi, katı ama adil bir göç politikasının uygulanmasına kararlıdır; bu politikanın özünde, kimin Yunanistan’a kimin Avrupa’ya gireceğini tacirlerin belirlememesi vardır. Sınırlarımıza kimin gireceğini eninde sonunda kontrol edecek olan da biz olacağız.
Bakın tüm görüşmelerde ben hep istikrarlıydım, 2019’dan bugüne kadar aynı pozisyondaydım. Toplantının kişisel kimya açısından da iyi geçtiğini söylemeliyim.
Ancak ben başı gökyüzünde değilim, saf değilim. Geçmişte Türk liderliğinde de mutasyonlar gördüm. İnanıyorum ve umuyorum ki bu sefer onları görmeyeceğiz. Şu ana kadar üzerinde anlaştığımız şeyin, yani apaçık bir şekilde gerilimin azaltılmasının, uçuşların sıfırlanmasının bizim için asla kabul edilemeyecek olaylar olduğunu kabul etmeliyim. Bunları aylardır görüyoruz, haftalardır değil, devam ediyorlar.
Önümüzde çok önemli gerçek bir olay var, o da Selanik’teki Yüksek İşbirliği Konseyi. İnşa edilen iyi iklimi muhafaza ederek bu Yüksek Konseyin hazırlıklarının son aşamasına girmenin her iki ülkenin de yararına olacağına inanıyorum ve sonuçta her iki ulusun vatandaşlarının da istediği iklimin bu olduğuna inanıyorum.
Hatırlarsınız geçen yıl da işler zorken Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na gidip Türk vatandaşlarına doğrudan “biz sizin düşmanınız değiliz, Türkiye’ye yönelik yayılmacı vizyonumuz yok, bizi tehdit olarak görmeyin” dedim. Ve gecikmeli de olsa mantığın galip gelmesine sevindim.”