Türkiye ve Yunanistan’ın taraf olduğu Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi açıklandı.
Bildirgede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Kiriakos Miçotakis’in, kendi hükümetlerini temsilen, bugün Atina’da, iyi niyet ve işbirliği ruhu içerisinde, Türkiye Cumhuriyeti ile Yunanistan Cumhuriyeti arasındaki Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin 5. toplantısına başkanlık ettiği belirtildi.
Bildirgede liderlerin, iki ülke hükümetleri arasında yenilenen iş birliği iradesini tanıyarak, iki komşu ülke arasındaki bağların, bölgenin refahını ve dinamizmini önemli ölçüde arttırma potansiyeline sahip olduğunun altını çizdiği, dostluk ve karşılıklı güven ortamında her iki toplumun yararı için ortaklaşa çalışmaya devam etme ihtiyacını vurguladığı ifade edildi.
Liderlerin, mevcut kurumsal mekanizmalar aracılığıyla ikili ilişkileri yoğunlaştırmak, iyi komşuluk ilişkilerini geliştirmek amacıyla, her iki tarafın da mevcut ve gelecekteki zorluklar karşısında birbirlerinin hukuki pozisyonlarına halel getirmeksizin dayanışma ruhunu geliştireceklerini vurguladığı kaydedildi.
Bildirgede, olumlu atmosferi ve gündemi teşvik etmek amacıyla, her iki tarafın da sonuç odaklı bir yaklaşımla her düzeyde ziyaret teatisini teşvik edeceğinin altını çizdiği aktarıldı.
Liderlerin, Birleşmiş Milletler Şartı’nın temel amaçları ve uluslararası hukukun evrensel olarak kabul edilen ilkeleri arasında uluslararası barışın korunması ve devletler arasında dostane iş birliğinin yer aldığını anımsayarak, dostane ilişkileri, karşılıklı saygıyı, barış içinde bir arada yaşamayı ve anlayışı geliştirecekleri belirtildi.
Tarafların ayrıca, aralarındaki her türlü anlaşmazlığı barışçıl yollarla ve uluslararası hukuka uygun olarak çözmeye kararlı oldukları bildirildi.
Bildirgede, liderlerin, özellikle ihtilaflı durumlardan ve olası tırmanmadan kaçınılmasının vurgulanması suretiyle, ikili ilişkilerin başarılı şekilde yönetilmesi için her düzeyde etkili iletişim kanallarının ve mekanizmalarının öneminin altını çizdikleri vurgulandı.
Liderlerin ilişkilere, ekonomik alanda iş birliğinin arttırılması, toplum düzeyinde bağların derinleştirilmesi, böylece iki komşu halkın refahına ve barış içinde bir arada yaşamasına katkıda bulunulması hedefiyle yaklaşacaklarını vurguladıkları kaydedildi.
Bu amaçla, liderlerin, Ortak Eylem Planı aracılığıyla ekonomik ve ticari konularda pozitif gündemin teşvik edilmesinde kaydedilen önemli ilerlemeyi göz önünde bulundurarak, iki tarafın ilave işbirliği konularını araştıracaklarının altını çizdiği ifade edildi.
Bildirgede, tarafların üzerinde anlaşmaya vardığı konular da sıralandı.
Buna göre, iki ülke ortak ilgi alanlarına giren konular, istikşafi / istişari görüşmeler kapsamında siyasi diyalog geliştirecek.
Geliştirilmiş Ortak Eylem Planı kapsamında, ticaret-ekonomi, turizm, ulaştırma, enerji, inovasyon, bilim ve teknoloji, tarım, çevre koruma, sosyal güvenlik ve sağlık, gençlik, eğitim, spor ve ortaklaşa kararlaştırılacak diğer alanlarda ortak çıkarlara yönelik adımları içeren, önemli ve somut çıktılar elde etmek, gündemi yapılandırılmış bir şekilde düzenlemek, yeni maddelerle devamlı güncellemek amacıyla pozitif gündem oluşturacak.
Yersiz gerginlik kaynaklarının ve bunlara ilişkin risklerin ortadan kaldırılmasına katkıda bulunacak, askeri alandaki tedbirleri de içeren Güven Artırıcı Önlemler konularında istişarelerde bulunacak.
Taraflar, bildirgenin lafzını ve ruhunu zayıflatacak, itibarsızlaştıracak veya bölgelerinde barış ve istikrarın muhafazasını tehlikeye atacak her türlü beyan, girişim veya eylemden sarfınazar edecek.
Taraflar, aralarında ortaya çıkan herhangi bir anlaşmazlığı, doğrudan istişare yoluyla veya Birleşmiş Milletler Şartı’nda öngörülen, ortaklaşa belirlenecek diğer yollarla dostane biçimde çözmek için gayret gösterecek.
Öte yandan bildirgenin, uluslararası hukuk uyarınca taraflar için bağlayıcı bir uluslararası anlaşma teşkil etmediği, hiçbir hükmünün taraflar için yasal haklar veya yükümlülükler yarattığı şeklinde yorumlanamayacağı vurgulandı.
Bildirgenin, Atina’da bugün Yunanca, Türkçe ve İngilizce dillerinde ikişer nüsha olarak, tüm metinler eşit derecede sahih olmak üzere düzenlendiği, yorum farklılığı halinde İngilizce metnin esas alınacağı da kaydedildi.