Başbakan yardımcısı ve hükümet sözcüsü Stelios Peças, Skai 100.3 radyo istasyonuna verdiği röportajda, “ABD’nin ağırlığı kimsenin tartamayacağı kadar büyük ve ağırdır” dedi.
Peças özetle şunları dile getirdi:
“ABD’nin ağırlığı kimsenin tartamayacağı kadar büyük ve ağırdır.”
“ABD çıkarlarının bölgemizdeki, özellikle Yunanistan ve Türkiye gibi iki NATO ülkesi arasındaki gerilimlerle uyumlu olmadığı herkes tarafından açıkça bilinmektedir. Amerikan yetkililerinin defalarca ve her tonda söylediği bir şey. Bu sabah bile, Türkiye’yi Ayasofya’dan sonra dünyanın önde gelen kültür anıtlarından birinin camiye çevrilme olayında, Kariye Manastırı’na saygı göstermeye çağıran ABD Dışişleri Bakanlığı din özgürlüğünden sorumlu görevlinin Twitter’da ilgili bir yazısı var. Amerika Birleşik Devletleri gerilimlere ve tahriklere karşıdır. Bu sadece Yunanistan’da değil, Türkiye’de de herkesin algıladığı duygu ve bundan sonra Türkiye’nin pratikte eylemlerini görmek üzere bekliyoruz. ABD’nin ağırlığı kimsenin tartamayacağı kadar büyük ve ağırdır.”
Hükümet sözcüsü ayrıca, “Avrupa açısından, bu yaptırımlar listesinin, ne kadar büyük olursa olsun, her bir ülkenin jeopolitik önemine rağmen, Dışişleri Konseyi’nde tartışılmasının çok daha önemli olduğunu” kaydeden peças, “Sayın Borel Avrupa Birliği’nin çıkarlarını temsil etmek zorundadır ve geri kalanına ihtiyaç yoktur.”
“Egemen haklarımızı savunmak için ne gerekiyorsa yapma gücümüz var.”
Yunan hükümetinin stratejisiyle ilgili olarak, “çok açık, biz bunu defalarca söyledik. Politikamızı yöneten bir üçlü: Bizim tarafımızda Uluslararası Hukuk var, bizim tarafımızda müttefiklerimiz var, ama aynı zamanda egemen haklarımızı savunmak için ne gerekiyorsa yapma gücümüz var. Bu triptiğe sahip olarak girişimlerimizi geliştiriyoruz, hareketsiz kalmıyoruz, doğru eylemleri yapıyoruz. Son zamanlarda bir hareketsizlik dönemini geride bıraktık ve Yunanistan’ı büyüten iki temel Anlaşmanın sonuçlandırılmasıyla ilerliyoruz. Bu hem İtalya hem de Mısır ile gerçekleşti. Niyetimiz çözülmemiş sorunları çözmek, çünkü bu bölge halklarının çıkarına. Ve bunu yapmaya devam edeceğiz.”
“Yunanistan, uygun gördüğü her an kıyı bölgesini başka bölgelerde de genişletme hakkına sahiptir.”
İyon Denizi’ndeki kıyı bölgesinin 12 deniz miline uzatılmasıyla ilgili olarak, “Deniz Hukuku Sözleşmesinin 3. maddesine göre Yunanistan’ın bir hakkı” olduğunu vurguluyor. Dolayısıyla da Yunanistan, uygun gördüğü her an kıyı bölgesini başka bölgelerde de genişletme hakkına sahiptir. Bu haktan feragat etmiyoruz ve ne zaman uygun görürsek onu kullanacağız. Şu anda var olan koşullar, iki yıl öncekinden tamamen farklı. Şu anda bölgede yaratmaya çalıştığı Türkiye-Libya “muhtırası” gibi yasadışı Türk eylemleri var. Ve iptal etmek için elimizden gelen her şeyi yaptık ve başardık. Uluslararası forumlarda, aynı zamanda Mısır ile anlaşmamızla. Deniz bölgelerimizi İtalya ve Mısır ile sınırlandırdık ve bölgedeki diğer ülkelerle de görüşüyoruz.
Türkiye ile tek sorun olan deniz alanlarının sınırlandırılması çözümü için Türkiye’nin provokatif eylemlerini durdurmasını, 2016 Mart ayında bıraktığımız yerden ipin ucunu tutmak istiyoruz. Dolayısıyla, Yunan hükümetinin aldığı karar tamamen farklı koşullarda geliyor. Koşullara uyum sağlıyoruz ve onları görmezden gelmiyoruz ”.
“Tartışmalarımızın sonu anlaşamayacaksak, o zaman Lahey’e gideceğimiz konusunda anlaşalım.”
Petsas, “tüm vatandaşların şu anda Türkiye’nin provokasyonunun ve saldırganlığının yıllar öncesine göre farklı bir düzende olduğunun farkına vardığına” değinerek, şunları kaydetti:
“Bir hakkımız olduğunu bilmek yeterli değil, kullanılması gerekiyor. Kullanılmayan bir hak olarak asla kalmamalıdır. Ve bu hakkı, vatandaşları için daha fazla hak ve fırsata sahip, gerçekten daha büyük bir Yunanistan olabilecek bir eylem haline getirmek için, deniz bölgelerinin sınırlandırılmasında komşularımıza danışarak Uluslararası Hukuka saygı göstererek ihtiyatlı davranıyoruz. Deniz bölgelerinin sınırlandırılması gibi sorunlar her iki tarafın mutabakatı ile çözülmelidir. Ve böyle bir anlaşma olmazsa, o zaman da uluslararası organ, Lahey Mahkemesi var. Oraya ulaşmak için konuşmalıyız. Tartışmalarımızın sonu anlaşamayacaksak, o zaman Lahey’e gideceğimiz konusunda anlaşalım. Arnavutluk ile çok iyi ve yakın bir işbirliği içindeyiz ve nispeten yakında orada da yeniliklerin olacağını umuyoruz.”
