Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Ankara’da bulunan Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK) üyelerinden oluşan heyeti kabulden sonra yaptığı yazılı açıklamaya, yazılı cevapla anında karşılık verdi.
Yunan Dışişleri’nden yapılan açıklamada, “Türkiye’yi insan hakları dersi vermek yerine, evini düzene sokmaya ve oradaki Rum Azınlığa yeniden hayat ve dinamizm kazandıracak politikaları uygulamaya davet ediyoruz.” İfadelerine yer veriliyor.
Yunan Dışişleri’nden yapılan açıklama şu şekilde:
“Türkiye, Trakya (Batı) gerçeğini bir kez daha çarpıtıyor.
İnsan hakları sicili en kötü olan bir ülkenin Trakya’daki (Batı) Müslüman Azınlığın haklarını ihlal ettiği için Yunanistan’ı suçlaması, en hafif tabirle çelişkili söylemdir.
Modern bir Avrupa demokrasisi olan Yunanistan, Azınlığın refahını destekleyen yapılandırılmış bir azınlık politikası izlemektedir.
Yaklaşık 120.000 üyesi olan, yani Türkiye’nin sistematik olarak göndermede bulunduğu Lozan Antlaşması’nın imzalandığı dönemle aynı sayıda olan bir Azınlık.
Konstantinupolis (İstanbul), İmvros (Gökçeada) ve Tenedos’da (Bozcaada) Yunan Azınlığının 3000’den az olduğu ve Antlaşma’nın imzalandığı tarihte 130.000 civarında olduğu bir zamanda, Lozan’a göndermede bulunması ve Yunanistan tarafından ihlalinden bahsetmesi şüphelidir.
Bu gerçek, geçtiğimiz günlerde AB’nin 77. BM Genel Kurulu çerçevesinde yapılan açıklamayla, “Türkiye’nin daha önce uyguladığı ve bugün Türkiye’deki Rum Azınlığın yok olma eşiğine gelmesine yol açan ayrımcılık politikalarına ilişkin” bize hatırlatıldı.
Açıklama kendiliğinden konuşuyor.
Aynen rakamlar da kendiliğinden konuşuyor.
Ve Lozan Antlaşması’nı kimin gerçekten uyguladığını ve kimin insan haklarına saygılı bir azınlık politikası izlediğini en olağanüstü şekilde gösteriyor.
Rakamların bu kaçınılmaz zorunlu gerçeğinin, Türkiye’nin azınlık siyaseti alanındaki sorumluluklarını nihayet yansıtması için bir sıçrama tahtası olacağını umuyoruz.
Türkiye’yi insan hakları dersi vermek yerine, evini düzene sokmaya ve oradaki Rum Azınlığa yeniden hayat ve dinamizm kazandıracak politikaları uygulamaya davet ediyoruz.”