Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği (ROİSDER) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, yaptığı yazılı açıklamada İstanköy Vakıf Malları İdaresi tarafından vakıf mallarının haraç-mezat elden çıkarıldığını ileri sürüyor.
Basın açıklaması aynen aşağıdaki gibidir.
BASIN AÇIKLAMASI
16 Temmuz 2019
Özet
“Yunanistan’da Türk-Müslüman Vakıf Malları haraç-mezat elden çıkarılıyor.”
“Son olarak, İstanköy (Kos) Adası’ndaki 34 dönümlük arazi İstanköy Vakıf Malları İdaresi onayıyla 181 bin avro karşılığında bir turizm şirketine satılmıştır.2019 Ocağında alınan satış kararı, resmi olarak tamamlanmış bulunuyor.
Rodos Türk-Müslüman Vakıf Malları da aynı şekilde elden çıkarılmaktadır.
Günümüzde Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan Türkler, vakıflar dahil, kültürel kimliklerinin korunması bir yana Türklüklerini kaybetme aşamasındadırlar. Adalar Türklerinde korku egemendir ve sindirilmişlerdir.
İstanköy ve Rodos Türk-Müslüman Vakıf mallarının elden çıkarılması ve Türklere ait kültürel eserlerin zamanın tahribatına bırakılarak yok edilmesinin ardındaki gerçek, ada Türklerinin geçmişle bağının kopararak asimilasyonun bir parçası olan uygulamalardan biridir.
Dernek olarak İstanköy Türk-Müslüman Vakıf mallarının satışını şiddetle kınıyor, Yunanistan Devleti’nden Rodos ve İstanköy Türklerine uygulanmakta olan asimilasyon politikalarına son vermesini talep ediyoruz.
Yunanistan’da Türk-Müslüman Vakıf Malları haraç-mezat elden çıkarılıyor.
Son olarak, İstanköy (Kos) Adası’ndaki 34 dönümlük arazi İstanköy Vakıf Malları İdaresi onayıyla 181 bin avro karşılığında bir turizm şirketine satılmıştır.2019 Ocağında alınan satış kararı, resmi olarak tamamlanmış bulunuyor. Bu usulsüz satış ile birlikte İstanköy Türk-Müslüman Vakfına ait 70’ten fazla arazi park, otopark ve mezarlık amacıyla belediyelere devredilmiş ve satılmış bulunmaktadır. Rodos Türk-Müslüman Vakıf Malları da aynı şekilde elden çıkarılmaktadır.
Yunanistan, İstanköy ve Rodos’taki Türk-Müslüman vakıfları, ticari kuruluşlar gibi vergiye tabidir. Buna karşılık Ortodoks Hıristiyan Kilise Kurumları ve Kilise her türlü vergiden muaftır. Burada bir eşitliğin olmadığı gözlemlenmektedir. Bu haksız uygulama, vakıf mallarının elden çıkartılmasına bahane oluşturma mekanizmasına dönüşmüştür.
Diğer yandan, Yunanistan’daki Türk vakıflarının, uluslararası ikili antlaşmalara uygun olarak yönetilmeleri gerekmektedir. Bu bağlamda, Vakıf(Evkaf) Nizamnamesi’ne göre “Vakıf Malının alınamaz, satılamaz, mülk edinilemez ve miras olarak taksim edilemez” olmasıdır. Antlaşmaya göre, Vakıf Nizamnamesi uyarınca şimdiye değin gerçekleştirilen satış ve bağış işlemlerinin tümü geçersizdir.
İstanköy ve Rodos Türk-Müslüman Vakıf mallarının elden çıkarılması ve Türklere ait kültürel eserlerin zamanın tahribatına bırakılarak yok edilmesinin ardındaki gerçek, ada Türklerinin geçmişle bağının kopararak asimilasyonun bir parçası olan uygulamalardan biridir.
Öte yandan, vakıf mallarının korunmasının İstanköy ve Rodos’un Müslüman Türk ahalisinin din ve ibadet özgürlüğü ile bağlantılı bir sorun olduğu aşikardır. Adalardaki din ve ibadet özgürlüğünün cemaat olarak kullanılabilmesi vakıf mallarının korunmasıyla elzemdir. Bu nedenle Yunan Yönetimleri tarafından atanmakta olan Yönetim Kurullarının sürdürdüğü tasfiye işlemlerinin, aynı zamanda din ve ibadet özgürlüğünü kısıtlayan bir niteliği olduğu açıktır.
Dernek olarak İstanköy Türk-Müslüman Vakıf mallarının satışını şiddetle kınıyor, Yunanistan Devleti’nden Rodos ve İstanköy Türklerine uygulanmakta olan asimilasyon politikalarına son vermesini talep ediyoruz.
Durumu, Dünya ve Türk kamuoyunun bilgilerine sunuyoruz.”
Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı
Başkan