Son günlerde özellikle Yunan basınında Türkiye’ye karşı devam eden savaş senaryolarının ardı arkası kesilmiyor. Yine alışılagelmiş senaryoların birini okuyucularıyla paylaşan Yunan basınının büyük bir bölümü, Yunanistan ile Türkiye silahlı kuvvetlerini kıyaslayarak fikir beyan ediyor ve Yunan kamuoyuna sunuyor. Oysa savaş yerine barışı ön plana çıkarmaları gerekiyor.
Son olarak Ege haritasıyla bir haber-yorumu okuyuculara paslayan basın kıyaslamayı şu cümlelerle yapıyor.
“Günaydın” la birlikte Türk Hava Kuvvetleri Ege’de kendini son derece ölümcül bir hava ortamında bulacak. Yunan Hava Kuvvetleri’nin Ege’deki Patriot sistemleriyle yaptığı hava savunması, Yunan tarafına kaliteli net bir öncelik sağlıyor.”
Evet, kültür ve yaşam şekli bu kadar bir birine benzeyen iki komşu ülkenin halkları arasında düşmanlığı körükleyen, özellikle de Yunanistan basını gün geçmiyor ki Yunanistan ile Türkiye arasında bir savaşın çıkmasını körüklemesin.
Onun içindir ki yapılan galoplarda en öncelikli konu Yunanistan ile Türkiye arasında bir sıcak çatışmanın kaçınılmaz olması sonucu ilk sırada yer alıyor. Yani bu ekonomik krizde Yunan halkına göre ülkenin en önemli meselesi Yunanistan ile Türkiye arasında bir savaş olasılığının en üst sıralarda bulunması.
Peki, Yunanistan halkında oluşan bu algının sorumlusu kim? Tabii ki tartışmasız ilk önce Yunan basını ve ardından da Yunanlı siyasiler.
Oysa, Allah göstermesin savaşın ne Yunanistan ne de Türkiye tarafına bir çıkarı söz konusu olamaz. Savaş her iki tarafın insanlarına büyük acılar yaşatır. Öncelikle bu haberlere yer veren ve sürekli gündemde tutan Yunan basını bunu iyi irdelemesi gerekir.
Ardında da siyasilerin ve özellikle de asker kökenlilerin ve Yunan Ordusu’nda görev yapan bazı komutanların daha soğukkanlı olmaları gerektiğine inanıyorum.
Neticede her iki ülkenin siyasilerinin ve şu anki yöneticilerin diplomasinin tüm yollarını denemeleri, iki ülke arasında iletişim kanallarını açık tutmaları büyük önem arzetmektedir.
Son olarak, Yunanistan devleti yöneticileri her fırsatta kendi mahallesinde barış, huzur ve istikrarın mimarı olduklarını, Türkiye ile iyi komşuluk ilişkilerini arzuladıklarını dile getirirken, diğer yandan da Akdeniz bölgesinde bazı ülkelerle kurdukları ittifaklarla Türkiye’nin önüne engeller çıkarmayı, Türkiye’nin önünü kesmek için adeta bir yarış içine girmekten açıkça çekinmiyor.
Durum böyle olunca ciddi devlet politikası söylemi suya düşüyor ve asıl sorun da burada başlıyor. Hem “Türkiye ile iyi komşuluk arzu ediyoruz” açıklamalarında bulunacaksın, diğer yandan da Türkiye aleyhine ortak ittifaklar kuracaksın ve Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için geceli gündüzlü çalışmalar yapacaksın. Bu tutarsız ve ciddiyetizliktir, komşuya asla güven vermemektedir. Çünkü söylenen başka, yapılanlar başka.
Umarız Yunanistan birilerinin gazıyla uyguladığı bu yanlış politikalarından vaz geçer. Çünkü iki ülke coğrafi konumuyla birlikte yan yana yaşamak zorunda. Diğerleri ise karşıdan sadece seyirci olarak bakar.