Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodoulidis, Selanik Aristotelis Üniversitesi bahçesine dikilen bir EOKA’cının büstünün açılışını yaptı.
Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Hristodoulidis daha sonra, 20 Temmuz’un 50’nci yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen etkinliğe katılarak “Kıbrıs ve Rumlar” konulu konferansın açılışını yaptı.
Hristodulidis burada yaptığı konuşmasında özetle şunları dile getirdi:
“Hedefimizi, sorumluluklarımızı, yükümlülüklerimizi çok iyi biliyoruz; amaç yeniden birleşmiş bir devlettir”
“Dikenli tellerle çevrili bölünmüş bir adada doğduk ve büyüdük. Kıbrıs (Güney) Cumhuriyeti hem içeride hem de uluslararası alanda ayakta durması gereken bir devlettir. 1974 olaylarının tüm yelpazesinde dramatik olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Yunanistan ile ilişkilerinde acı verici bir kesişme oluşturuldu, 1967 darbesinde ise önceki yıllarda gerginlik ve çatışma anları yaşansa da ilişkilerimizde durum daha da kötüleşti.
Kan bağlarının yanı sıra yeni ve modern çağda Kıbrıs (Güney)-Makedonya (Kuzey Yunanistan bölgesi) ilişkileri ticari, ekonomik ve manevi olmak üzere birçok başka alanda da gelişti.
Eğitim alanında, 1925 yazında Selanik Aristotelio Üniversitesi’nin kurulması önemli bir dönüm noktasıydı; Kıbrıslı (Güney) binlerce öğrencinin mezun olduğu ve Kıbrıs (Güney) toplumuna çeşitli şekillerde fayda sağlayan bir üniversiteydi. Aynı zamanda kültür ve eğitim alanındaki bağlar da genellikle “büyük tarih”in kenarında yer almaktadır.
Kıbrıs (Güney) Cumhuriyeti’nin işgal ordusu (1974 Barış Harekatı) ve garantörler olmadan normal bir devlete dönüştüğünü gerçekçi bir şekilde iddia ederek yarınlara doğru ilerlememizi sağlayacak sağlam argümanlarımız ve gerekli özgüvenimiz var. Bu benim vizyonum ve halkımın talimatlarına mutlak bağlılıkla bunu savunacağım.
Kıbrıs sorununun çözümü, bugünkü etkinliğin onuruna ithaf edildiği Kıbrıs trajedisi kurbanlarının en büyük haklılığı olacaktır.”
Konferansa katılım ve açılış konuşmaları
Selanik’te Nea Krini ve Kalamaria ile Ayanoroz Vatopedi Manastırının ortaklaşa düzenlediği “Kıbrıs ve Rumlar” başlıklı bilimsel konferansa katıldı ve yaptığı konuşmayla konferansın açılışını yaptı.
Nikos Hristodulidis burada yaptığı konuşmasında özetle şunları dile getirdi:
“Hedefimizi çok iyi biliyoruz, sorumluluklarımızı biliyoruz, yükümlülüklerimizi biliyoruz. Bizim için gerekli olan, Kıbrıs (Güney) Cumhuriyeti’nin, garantisiz, işgalci askerler olmadan, müdahaleci haklar olmadan, tüm yasal vatandaşlarına güvenlik ve refah koşullarında yaşama, çalışma ve yaratma fırsatı sunacak yeniden birleşmiş bir devlete dönüşmesidir.
Çok daha başka şeylerin yanı sıra, tüm yurttaşlarımın ve tabii ki resmi Kıbrıs (Güney) devletinin sevgisini ve takdirini size ileterek, bunca yıldır her birinin kendi yöntemiyle, kendi yolunda yürüttüğünüz mücadele için, Yunan topraklarının her karışına umut dokusunu taşıyan Evros’tan (Meriç) Gavdos’a (Gavda), Othonos’dan Kastellorizo’ya (Kızılhisar) kadar teşekkürlerimizi iletiyorum. Böylece huşu ve derin sorumluluk duygularıyla tarihimizin önünde duruyoruz.
“1974’ün yaraları ne yazık ki 50 yıldır açık kalıyor”.
Kıbrıs (Güney) ve halkı, Türk işgalinin ve devam eden trajik sonuçlarını her gün yaşıyor. Binlerce insanın “haksız” kaybı ve şiddetle yerlerinden edilmesi, ada topraklarının üçte birinden fazlasının yasadışı askeri işgali, kayıplar ve yerinden edilmişlerin dramı, göçmenlerin temel insan hakları ve temel özgürlüklerinin ihlali, dini ve kültürel mirasın yok edilmesi ve Kıbrıslılara saygı gösterilmesi ve 1974’ün Yunan savaşçıları, kendilerini feda etmek ve Kıbrıs (Güney) Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunmak için cesurca savaşırken şehit düşen birçoğu son nefesini pahalı Kıbrıs’ta verdi.
Aynı zamanda, Yunanistan ve kardeş Yunan halkının bu 50 yıl boyunca öncelikle hayatta kalma mücadelemizde, aynı zamanda kalkınma mücadelemizde sunduğu pratik ve istikrarlı destek için içten şükranlarımı sunmak istiyorum. Desteğiniz hepimiz için Kıbrıs’ta (Güney) yürüttüğümüz mücadelenin en güçlü ve sağlam temelidir.
Bu elli yıllık işgalde Kıbrıs (Güney) halkı taviz vermedi, Kıbrıs (Güney) halkı teslim olmadı. Kıbrıs (Güney) halkı daha iyi bir yarın için direniyor ve savaşıyor. Kıbrıs (Güney) halkı, Kıbrıs (Güney) Helenizmi, tüm zorluklara, sorunlara rağmen, felaketin yıkıntılarından ayağa kalkmayı başardıkları, kavradıkları ama teslim olmadıkları için gurur duyabilirler.
Halkımızın mücadeleleri, Atina ve Lefkoşa (Güney) arasındaki mükemmel işbirliği ve hepinizin, Yunan halkının, hükümetlerin, kilisenin, Yunanistan’ın tüm siyasi güçlerinin aralıksız desteğine dayanan ulusal birlik ile birleştiğinde, Kıbrıs (Güney), ülkemiz, sadece boyun eğmemekle kalmadı, tam tersine yeniden toparlandı, ilerledi ve birçok alanda imrenilecek performansa sahip bir devlet haline geldi.
Kıbrıs’ın (Güney), Yunanistan’ın desteğiyle Avrupa Birliği’ne katılımı büyük bir siyasi ve diplomatik başarıdır. Bu, Kıbrıs (Güney) Cumhuriyeti’nin son yıllarda Güneydoğu Avrupa, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu bölgesinde jeopolitik ve jeostratejik öneme sahip geniş bir bölgede güvenlik ve istikrar sütunu haline gelmesi için olanaklar ve araçlar sağlamıştır.
Artık AB’ye katılımımızın ardından Kıbrıs’ın (Güney) gidişatı ve Avrupalı vatandaşlarının geleceği, geçmiş onyılların algılarıyla tanımlanmıyor, özünde evrensel haklar, özgürlükler ve demokrasi değerleri bulunan AB’nin ve demokratik dünyanın ilke ve değerlerine dayanıyor. Vatanımızın kurtuluşu, işgalin sona ermesi ve yeniden birleşmesi çabasının tüm eylemlerimizi kapsadığı taslak da tam olarak budur.
İddialı gerçekçilikle, özgüvenle, kararlılıkla, yeteneklerimize olan inancımızla, Yunan hükümetiyle, AB’deki ortaklarımızla, ABD’yle ve diğer stratejik ortaklarımızla birlikte, barışın koşullarını yaratmak için anavatanımızın yeniden birleşmesine yol açacak müzakerelerin yeniden başlaması için yorulmadan çalışıyoruz.
Türkiye’nin şimdiye kadarki uzlaşmaz tavrına rağmen, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin son dönemdeki inisiyatifinin, kendi ısrarlı çabalarımızın sonucunun olumlu sonuç vermesi beklentisiyle, çabalarımızı sonuna kadar sürdüreceğiz.
Ancak vatanımızın kurtuluşu ve birleşmesiyle gelecek o kutlu kurtuluş gününe kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu mücadelemizde kimse fazlalık değil. Sizlere tekrar teşekkür etmek ve tebrik etmek istiyorum, çünkü vatanımızın özgürlük ve yeniden birleşme mücadelesinin ateşini sürekli yakan eyleminizdir. Evet Kıbrıs (Güney) Yunanistan’a güveniyor, ama Yunanistan da küçük Kıbrıs’ın (Güney) yardımına güvenebilir. Aynı köklerde, aynı ilkelerde birleşiyoruz, ortak değerlerde birleşiyoruz, ortak vizyonlarda birleşiyoruz.”
Bakan Kostas Giulekas’ın selamlama konuşması
“Son Türk askeri işgal altındaki topraklardan ayrılana kadar savaşmaya devam etmek görevimizdir”
Yunanistan İçişleri Bakan Yardımcısı (Makedonya – Trakya’dan (Batı) Sorumlu Bakan) Kostas Giulekas, Hristodulidis’i konferansın düzenlendiği konferansın yapıldığı salonda karşıladı. Selamlama konuşmasında, Kıbrıs meselesinin sadece Kıbrıs’ı (Güney), Yunanistan’ı ve Türkiye’yi ilgilendirmediğini, tüm uluslararası toplumu ve tüm uygar insanlığı ilgilendirdiğinin altını çizerek şunları dile getirdi:
“50 yıl sonra, adanın kuzey kesimi işgal edilmişken, demokratik bir devletin, Avrupa Birliği’ne üye bir devletin yaralı kalması utanç vericidir. Sayın Cumhurbaşkanı, tüm Yunan halkının duyguları konusunda sizi temin ederim ki, son Türk askeri işgal altındaki topraklardan ayrılana kadar, işgal altındaki topraklardan çıkana kadar, yerinden edilenler yerlerine dönene kadar ve son kayıp kişinin kaderi bilinene kadar savaşmaya devam etmek bizim için bir görevdir, aslında ahlaki bir görevdir.
Sizi temin ederim ki, kendi mücadelenizde sadece sıcak desteğimize değil, aynı zamanda kardeşlik sevgimize de sahipsiniz. Özellikle 1974 sonrasında Selanik’teki Kıbrıs (Güney) varlığının yanı sıra öncesinde de Selanik Aristotelio Üniversitesi’nde eğitim gören ve kendini adamış, canını veren Kiriakos Maçis gibi Kıbrıs’ın (Güney) bağımsızlığı için savaşan savaşçıların kentteki varlığı, Kıbrıs’ın (Güney) (1955-1959) ulusal kurtuluş mücadelesine katkı sağlamıştır.”