16 Temmuz 2009 tarihinde Yunanistan’ın ana muhalefet partisi PASOK lideri Yorgo Papandreu, Eğriboz ve Şeytan Adaları’ndan biri olan İskados adasında düzenlenen 12. Simi Sempozyumu’nda Yunanistan’ın dış politikası konusunda gerçekleştirdiği konuşmada Batı Trakya Türk Azınlığı ile ilgili ülkesi ve partisi adına açıklama yaptı. Hükümetin temel ulusal konularda strateji krizi yaşadığını ifade eden Papandreu, „Trakya’daki Müslüman azınlık konusu”nun yalnızca „Yunan konusu” olduğunu ve „herhangi biri ile tartışmaya müsait” olmadığını dile getirdi. Patrikhane ile ilgili olarak ise Papandreu, „Yunanistan, konunun akıbeti ile ilgili ancak bu Yunanistan ve Türkiye arasında bir konu değildir. Bu, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yükümlülüğüdür” şeklinde konuştu. HABİPOĞLU: „ANAVATANLARIN SORUMLULUK SAHİBİ OLDUĞU UNUTULMAMALIDIR” Konu ile ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, „Yunanistan’da yaşayan Batı Trakya Türk Azınlığı ile ilgili olarak yapılan açıklamalarda konunun Yunanistan’ın iç meselesi olduğu ifade ediliyor. Ancak söz konusu Patrikhane ve Heybeliada Ruhban Okulu olunca Yunanistan, konunun ülkesi ile Türkiye arasında bir konu değil ancak Avrupa Birliği ile Türkiye arasında olduğunu savunuyor. İstanbul’da yaşayan Rum Azınlık ile Yunanistan’da yaşayan Batı Trakya Türk Azınlığı’nın statüsü ve hakları Lozan Anlaşması ile belirlenmiştir. Yaşadıkları ülkelerin vatandaşları olmaları dolayısı ile İstanbul Rum Azınlığı ya da Batı Trakya Türk Azınlığı ülkelerin iç meseleleri olarak değerlendirilmektedir. Doğrudur, ancak Yunanistan ve Türkiye’nin bir diğer ülke topraklarında yaşayan soydaşlarına karşı sorumluluk taşıdığı unutulmamalıdır. Yunanistan, ülkemizdir. Anavatanımız olan Türkiye’de yaşayan Rum kökenli Türk vatandaşları ile ilgili olarak Yunanistan özel bir duyarlılık geliştirmiştir. Aynı hassasiyeti Yunanistan, ülkesi topraklarında yaşayan Türk kökenli Yunan vatandaşlarına da göstermelidir. Aynı zamanda anavatanımız Türkiye’nin ülkesi dışında yaşayan Batı Trakya Türk Azınlığı ile ilgili özel bir hassasiyete sahip olması doğal olarak karşılanmalıdır. Bu anlamda Başbakan Kostas Karamanlis ile PASOK lider Yorgo Papandreu başta olmak üzere tüm Yunanlı politikacıları samimi olmaya davet ediyorum. Avrupa Birliği’nin temel değerleri ve kurallarının yalnızca aday ülkelerin yerine getirmesi gereken şartlar bütünü olarak görülmesi kabul edilemezdir. Birlik’in kurulu olduğu değerler ve prensipler hali hazırda AB üyesi olan ülkeler tarafından benimsenmiş olmalıdır. Aynı zamanda Sosyalist Enternasyonel’in Başkanı olan Papandreu, tutarlı bir söylem içerisinde demokrasi ve temel değerlerin herkes için olduğunu unutmamalıdır. Aksi takdirde bu tutum siyasi ikiyüzlülük olarak değerlendirilmeye mahkûmdur” açıklamasında bulundu.