Erzurum’da Büyükelçiler Konferansı’nda konuşan ve sert mesajlar veren Yunanistan Başbakanı Papandreu, “Türkiye Kıbrıs’taki işgalini bitirmeden Avrupa Birliği’ne üye olamaz” dedi. Ardından kürsüye gelen başbakan Erdoğan, “Avrupa Birliği’nde Türkiye’ye uygulanan muamele hiçbir ülkeye uygulanmamıştır. 50 yıldır Türkiye oyalanıyor. AB Türkiye’yi istemiyorsa açıkça söylesin. Erzurumlular Dadaş’tır. Ve dadaşların özlü bir sözü vardır. “Dadaş öyledir ki, öldüğünde düşmanı dahi gözyaşı döker.” Türkiye ne yaptı size” diye konuştu. Yunanistan Başbakanı Papandreu, Ege’deki uçuşlar ve Kıbrıs konusunda sert açıklamalarda bulundu.Papandreu, 8 Türk savaş uçağının küçük bir Yunan adası üzerinde uçuş yaptığını ifade ederek, “Bunun anlamı neydi? Türkiye neyi ispatlamak istiyor? Bu hareketler, Türkiye’nin Ege’deki durumu değiştirmeyecektir” diye konuştu. “KIBRIS’TA ışGAL SÜRDÜKÇE TÜRKı’YE AB ÜYESı OLAMAZ” Yunanistan Başbakanı Papandreu, “Türkiye için bu hareketler rutin olabilir ama Yunanistan için değil. Bu hareketler aramızda gerginlik oluşturuyor. Türkiye gerçekten barış istiyorsa, bu hareketlerin durması gerekir” dedi. Kıbrıs sorununa da değinen Papandreu, “Kıbrıs’ta işgal sürdükçe Türkiye AB üyesi olamaz” diye konuştu. “50 YILDIR SABREDEN BAşKA ÜLKE YOK Başbakan Erdoğan ise sözlerine şöyle başladı: Türkiye AB üyeliği için 50 yıl sabreden bir ülke. Başka 50 yıl sabreden başka bir ülke var mı. Adeta sabır konusunda test ediliyoruz. Türkiye’yi istemiyorsanız açıkça söyleyin, Eğer bizi sabırda test ediyorsanız bununda bir sonu var. Dadaşlığımızı bir yere kadar devam ettireceğiz. Erzurumlular Dadaş’ı çok güzel tanımlar. Dadaş öyledir ki öldüğünde dair düşmanı gözyaşı döker. “Erzurum’un işgali esnasında, çeteler tarafından işlenen cinayetler karşısında Rus askerlerinin göz yaşı döktüğü ifade edilir. Sarıkamış’ta donarak şehit olan askerlerimizin manzarası, Rus askerlerini ağlatacak kadar feci olmuştur. Bizim tarihimizin dönüm noktalarından biri olan Çanakkale Savaşı, aynı zamanda bir Centilmenler Savaşı olarak anılır. Zira kıyasıya savaşan iki cephe, kısa ateşkes aralıklarında birbirine kahve ikram edecek kadar centilmenlik içinde olmuştur. Milli Kurtuluş Savaşımızın meşalesini burada, Erzurum’da tutuşturan Gazi Mustafa Kemal, askerlik hayatı boyunca birçok cephede, birçok ülke ordusuna karşı savaşmış olmakla birlikte, Cumhuriyetimizin ilanının hemen ardından, tüm bu ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmanın mücadelesi içinde olmuştur. Atatürk ve Venizelos arasındaki ilişki bu şekilde olmuştur. Savaşların, çatışmaların özellikle de soğuk savaş anlayışının ülkelere artık kazandırmadığı, tam tersine kaybettirdiği bir çağda yaşıyoruz.” “SORUNU KARşILIKLI ÇÖZECEğıZ” Türkiye ne yaptı size. Neymiş Türkiye büyükmüş. Brezilya’da büyük. Yani dillenin altındaki baklayı çıkartamıyorlar. Ama biz anlıyoruz. ıstiyoruz ki onlar anlatsın. Dünyada bunu görsün. 27 ülke oybirliği ile karar aldı. Kuzey Kıbrıs’a uygulanan izolasyon son bulacak. Son buldu mu? Hayır. Peki ben bir Başbakan olarak bir siyasetçi olarak, sorumluluk mevkindeki bir insan olarak ne yapayım. Karşımdakilerin yaptığı bu. Oy birliği ile bir karar alıyorsunuz ama karşınızdakiler bunu uygulamıyor. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs hep versin. Kusura bakma. Sorunu çözmek itiyorsan masaya geleceksin karşılıklı çözeceğiz. Türkiye olarak biz sadece ve sadece barıştan yanayız. Kendimiz için istediğimiz kadar her ülkü için de barış ve refah istiyoruz. Israrla söylüyorum biz artık silahlara değil eğitime, kile imha silahlarına değil çocukların umutla büyüyeceği yarınlara yatırım yapan bir dünya istiyoruz. “ıNSANLAR KONUşA KONUşA ANLAşIR” Sayın Hıristofiyas beni her gördüğünde “ne zaman başbaşa oturup konuşacağız?” diyor. Ben de diyorum ki biz gelelim, siz gelin, KKTC var orada o gelsin, BM de gelsin, hatta istiyorsa AB de göndersin temsilcisini oturup konuşalım. Sevgili dostum Yorgo’nun bunu duyması lazım. Hıristofiyas da bana her defasında “ben Sayın Eroğlu ile hangi sıfatla konuşacağım?” diyor. şimdi bugüne kadar 45 küsur görüşme yaparken, hangi sıfatla konuşuyorsan o sıfatla konuşacaksın. Affedersiniz bir laf vardır. Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa diye. Oturup konuşacağız ki anlaşalım. “BATI TRAKYA’DAKı MÜFTÜLERıMıZ HALA KABUL EDıLMıYOR” Bakın bizim Batı Trakya’daki seçilmiş müftülerimiz hala kabul edilmiyor. Atama yapılmıyor. Burada Patriğin bizim tarafımızdan atanması ne kadar doğru değilse, Batı Trakya’da da bizim müftümüzün atanması doğru değildir. Bunları karşılıklı yapmamız lazım. Ben değerli meslektaşımın samimiyetinden şüphe etmiyor. Kendisinde bu iradeyi görüyorum. Bizde de bu irade var. Biz bunu başarmak zorundayız. Başaralım ki gelecek kuşaklara çürük bir siyaset bırakmayalım. VıZELERıN KALKMASI HALKLARIN ıLışKıLERıNı GELışTıRECEKTıR 2010 yılı Yunanistan ile ilişkilerde önemli bir yıl oldu. ıkili görüşmelerin geliştirilmesi için karşılıklı yazdığımız mektuplar sonuç verdi. Mayıs ayında Yunanistan’a çok faydalı bir ziyarette bulunduk. Bu yıl da benzer bir ziyareti tekrarlamak istiyoruz. ıki Başbakan’ın eşbaşkanlığında bu sürece devam ettirmek istiyoruz. Vizeler kalktığı zaman halklarımızın ilişkileri gelişecektir. Yunanistan Türkiye ilişkilerinin örnek teşkil etmesini istiyoruz. Farklı bakış açılarını karşılıklı olarak dayatırsak neciceye varamayız. Önkabullerden sıyrılmamız gerekiyor. Biz Türkiye olarak Akdeniz’in de Ege Denizi’nin de barış denizi olmasını istiyoruz.