Ana Sayfa Köşe Yazıları Miçotakis ve Dora’nın Batı Trakya Komisyonunun İçi De Boş Çıktı!

Miçotakis ve Dora’nın Batı Trakya Komisyonunun İçi De Boş Çıktı!

3
0

Başbakan Miçotakis’in emri ile kurulan Partiler Üstü Trakya Kalkınma Komisyonu raporunu sundu. Ancak rapor Batı Trakya Türk Azınlığı’nda geçmişte olduğu gibi hayal kırıklığı yaratacak. Azınlığın sorunlarına değinilmeden, yeni devlet okulları öneriliyor. Müftülük ve Vakıflar konusuna ise tek kelime yer verilmemiş.

Yunanistan’da yakın zaman önce Başbakan Kiriakos Miçotakis’in emriyle kurulan ve Başkanlığını eski Dışişleri Bakanı, Yeni Demokrasi Partisi Milletvekili Dora Bakoyanni’nin yaptığı Partiler Üstü Trakya Kalkınma Komisyonu, “Doğu Makedonya-Trakya’nın Stratejik Kalkınma Planlaması” başlıklı çok sayfalı bir raporla, ülkenin bölgenin avantajlarını kullanarak az gelişmişlikten kurtulmak için yol gösterici tavsiyeleri içeriyor.

Ayrıca Batı Trakya Türklerinin seslerini duyurmak üzere ABTTF ile yaptığı çalışmaların önünü kesmek üzere Brüksel’e bir çalışma ve danışma ofisi kurulması için düğmeye basılmış. Kısacası, Yunanistan Batı Trakya’da yaşayan Azınlığın sorunlarını çözmek yerine sorunlara eğilmeden sorun yokmuş gibi devam etme yolunu seçmiş olmasıdır.

Bakalım Komisyonun marifetli raporuna:

Başkanlığını Dora Bakoyannis’in yaptığı Komisyonun hazırladığı raporda, büyümeyi gelişmeyi yalnızca ekonomik açıdan görmüyor. Aynı zamanda kalkınmanın, coğrafyadaki çevrenin ve kültürün değerlendirilmesi, sosyal refah ve uyumuna, eğitim sistemine, konut, iş güvenliğine, modern yolların yapımına, yeşil çevreci politikaların geliştirilmesine, enerji ve komşu ülkelerle ilişkiler geliştirilmesine yer veriliyor.

Özellikle Komisyon, Yunanistan, Bulgaristan ve Türkiye arasında güney Balkanlar’ın daha geniş bölgesinde aktif olacak bir iletişim, diyalog ve üçlü işbirliği forumu veya organizasyonunun oluşturulmasını öneriyor.

Ayrıca üç ülke arasındaki iletişim, bölgenin kalkınmasına ve birincil sektörün korunmasına kuşkusuz katkıda bulunacak bir ulusötesi su kaynakları yönetimi anlaşmasını bile içeriyor.

İnsansız kalkınma ve özellikle genç insanlar olmadan olamaz ve bu nedenle, Kuzey Evros (Meriç) gibi en kuzeydeki seyrek nüfuslu bölgelerin yeni konut edinimini veya mevcut konutun restorasyonunu güçlendirmek için teşvik edilmesi önerilmektedir.

Bu konu ile ilgili raporda, “Bu, konut sübvansiyon programları yoluyla, daha yoğun nüfuslu bölgelerden sakinlerin kurumsallaşmış ve devlet destekli yer değiştirmesi bağlamında konut inşaatı ve satışı ile, aynı zamanda düşük faizli kredilerin teşvik edilmesiyle sağlanabilir. Nihai hedef, Doğu Makedonya ve Trakya sınır bölgelerinde yer değiştirmek ve yeni bir yaşam kalitesine yatırım yapmak isteyenlere teşvik ve kolaylıklar sağlamak” ifadelerine yer veriliyor.

Azınlık eğitimi

Raporda Azınlık eğitimine şu ifadelerle yer veriliyor: “Trakya’da eğitim önemli ölçüde güçlendirilmelidir. Bölgenin ihtiyacı olan modern, çok kişilik okullar (ilkokul) olmalı, azınlık Ortaokul ve Liselerinde ve Medreselerdeki bina sorunu (özellikle İskeçe’de) sorunu ele alınmalıdır. Okul terklerinin etkin çözümüne de katkı sağlayacak olan öğrencilerin okullardan uzak bölgelere transferinin sağlanması da aynı derecede önemlidir.”

Ancak, özellikle azınlık eğitimi için, Komisyona göre, azınlık okullarının işleyişine ve yönetimine ilişkin kurumsal çerçevenin, öğretmenlerin, programların ve tabii ki altyapının kalite özelliklerinin yükseltilmesi yoluyla modernize edilmesi gerekli görülmektedir. Bu amaca ulaşmak için Trakya Demokritus Üniversitesi ile aktif ve çok seviyeli bir ilişki öneriliyor.

Ayrıca İskeçe ve Gümülcine dağlık bölgesinde esnek bir müfredatla yeni geliştirilmiş ve kapsayıcı ilk ve orta dereceli okulların oluşturulmasıdır.

Kültürel uygulama

Raporda, bölgedeki zengin Yunan kültürünün değerlendirilmesi olmadan kalkınma olamayacağına vurgu yapılırken, Kültür Bakanlığı eylemleri aracılığıyla, belirli alanların çok kültürlülüğünün teşvik ve finanse edilmesini öneriliyor.

Komisyonun raporunda, “Trakya’nın (Batı) kültürel, dini ve dilsel biyolojik çeşitliliğinin ve başarılı sosyal uyumun ülke çapında ve tüm Avrupa’da çne çıkarılması ve vurgulanması gerektiği” belirtiliyor.

Raporun devamında şu ifadelere de yer veriliyor: “Bölgenin dilsel biyolojik çeşitliliğinin kaydı, Yunan sinema zinciri tarafından uyumlu bir şekilde kullanılabilir”.

Türkçe, Romanca ve Pomakça, Müslüman azınlığın komşu unsurlarının şarkılarında ve geleneklerinde ifade edilen zengin bir dilsel gerçekliği oluşturuyor. Dolayısıyla bu toplulukların dilsel ve kültürel tarihinin korunmasına ve aynı zamanda uyumlarına doğrudan katkıda bulunacak geleneksel Pomakça ve Romanca şarkılarının kaydedilmesi önerilmektedir.

Komisyonun açıklamaya çalıştığı şey, Trakya’nın, toplumsal dokunun bütünlüğünü bozmadan, “kutuplaşma ve klişelerden uzak”, çeşitliliğe saygı duyulan bir kültürler mozaiği olduğudur.

Bu amaçla, Trakya için yukarıdaki tüm özellikleri içerecek, ancak temelde birbirine bağlı bir ekosistemin temellerini atacak özel bir kültür ve modern kültür pilot programının oluşturulmasını teşvik edilmelidir.

Ayrıca, Trakya’da çok önemli Osmanlı ve Bizans anıtlarının geliştirilmesine vurgu yapılarak sınır ötesi turizm teşvik edilmesine yer veriliyor. “Bölgenin klasik, Bizans ve Osmanlı geçmişi, tarihi birlik ve kültürel zenginlik sunarken, eski çağlardan beri bölge Avrupa, Asya ve Akdeniz halklarının iletişimine katkıda bulunmuştur”.

Raporda, “İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında bölgedeki Yahudi topluluğuna, Ermenilerin günümüze kadar varlığına, Doğu ve Kuzey Trakya’dan, Küçük Asya’dan (Anadolu), Pontus (Karadeniz), Kapadokya’dan ve eski Sovyetler Birliği’nden “geri dönenler”e yer veriliyor.

Brüksel’e ofis

Komisyon, Yerel Yönetim düzeyinde yerel eylemlerin ve diyalogun daha iyi ve aktif temsili ve koordinasyonu için Doğu Makedonya-Trakya Bölgesi’nin Brüksel’de bir irtibat bürosu kurulmasını önermektedir.

Son olarak, Komisyonun çalışmalarının tarihsel, kurumsal ancak esaslı sürekliliği ruhuna uygun olarak, raporun uygulanmasını izlemek ve kontrol etmek için bir parlamenter mekanizmanın kurulması ve diyalektik olarak bir arada var olacak ve hükümet yapısı ile etkileşime girecek olan Trakya’nın kalkınma planlamasını izlemek için özel bilim komitesi önerilmektedir. Bu komite  her iki yılda bir Genel Kurula ve Meclis Başkanına bir uygulama ve ilerleme raporu sunacaktır.

Raporun içinde en dikkat çeken bir eksikliğin, Müslüman azınlığa özel bir atıfta bulunulmamasıdır. Her ne kadar ihtiyaçları açısından kayıt altına alsa da, Azınlığın halen var olan sorunlarına yapıcı bir şekilde değinilmeden, Yunanistan tarafından bölgede istenilen gelişimin ayrılmaz bir parçası olduğunu düşünerek genel bütüne dahil edilmektedir.

Son olarak raporda Azınlık hakkında her zamanki gibi model olarak gösterilmeye şu sözlerle devam ediliyor: “Trakya bölgesinde, bireysel özelliklere ve sorunlara rağmen ve Avrupa’da ve dünya çapında sıklıkla gözlemlenenin aksine, köktendinci tavırlar olmadan iki büyük dogmanın bir arada var olması, Avrupa için bir arada yaşama örneğidir ve aynı zamanda bir referans noktasıdır.”

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz