Başbakan Miçotakis, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine yönelik açıklamalarının “öfkeyle söylenmiş sözler olduğuna” inandığını söyledi.
Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine yönelik son açıklamalarının “öfkeyle söylenmiş sözler olduğuna” inandığını ve gerginliği tırmandıracak üsluplara gerek olmadığını söyledi. Erdoğan’ın söylediklerinin çevirisini gördüğünü belirten Miçotakis, “Siyasi deneyimler halkın öfke ile konuşanların yanında olmadığını göstermiştir” dedi.
“Yunanistan’ın Müttefikleri; Caydırıcı Gücü Vardır”
Başbakanlık Maksimu Sarayı’nda SKAI televizyonunun sorularını yanıtlayan Miçotakis, Erdoğan’ın “deli Türkler” şeklinde söyleminin yeni olmadığını, daha önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a da benzer söylemlerde bulunduğunu belirtti. Miçotakis, “Bunlar bizi hiç bir yere götürmez. Gerginliği tırmandıracak üsluplara gerek yok. Yunanistan tehdit kabul etmez, kimse tarafından tehdit edilmez. Müttefikleri; caydırıcı gücü vardır. Öfke üzerine söylenmiş anlık sözlerdir. Sayın Erdoğan ile aramızdaki görüşme için şu anda gerekli ortamın bulunduğundan emin değilim. Ancak bir gün gelecek elbet görüşeceğiz” diye konuştu.
İki ülke arasında beş yıl sonra yeniden başlatılan istikşafi görüşmelere de değinen Yunan Başbakan, görüşmelerde Türkiye ile deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusunda uzlaşmayı hedeflediklerini, bunu sağlayamamaları halinde ise uluslararası mahkemelere gitmeyi önerdiklerini aktardı.
“Türkiye konusunda bardağın yarısını dolu görüyorum”
Miçotakis, son dönemde Ege ve Doğu Akdeniz’de gerginlik yaşanmadığını ancak bu sakin ortamda bile görüşmelerden sonuç çıkma garantisi olmadığı garantisi olmadığını belirtti. Önemli olanın görüşmelerin devam etmesi olduğunu vurgulayan Miçotakis, “Türkiye’nin bazı kırmızı çizgileri geçmesi halinde bunun maliyeti olacağını iyi biliyor. Buna rağmen, Türkiye ilişkilerde bardağın yarısını dolu görüyorum” dedi.
Miçotakis, Almanya’nın iki ülke arasında arabuluculuk yapma gayretlerine değin bir soruyu ise “Almanya Başbakanı Angela Merkel ile samimi ilişkilerimiz var. Yardımcı olmaya çalıştı. Ama, bunun üçüncü ülkelerin işi olmadığı ortaya çıktı. Biz kendi anlaşmazlıklarımızı kendimiz çözeriz” yanıtını verdi.
“Çok gergin anlar yaşandı”
Yunanistan Başbakanı, geçtiğimiz yıl Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginlikler sırasında savaşa çok yaklaşılıp yaklaşılmadığına dair soruya yanıtında “Çok gergin anlar yaşandı. Kırmızı alarma geçildiği anlar da oldu. Ama savaşa yaklaşılmadı. Her iki taraf da, tehlikeli anlarda gerilemeyi bildi” ifadelerini kullandı.
“Çift yönetimli tek devlet müzakere edilebilir”
Miçotakis, Kıbrıs konusunda da Birleşmiş Milletler’in daveti üzerine yapılacak beşli toplantıda “Kıbrıs sorunun çözümünü öngören BM güvenlik konseyinin kararları doğrultusunda hareket edileceğini; iki devlet formülünün kabul görmediğini” söyledi. Miçotakis, “BM’nin çözüm için çizdiği iki kesimli; çift yönetimli tek devlet çerçevesi içinde bölgesel özerklik için taraflar arasında müzakere edilebilir” dedi.
Miçotakis özetle şunları dile getirdi:
“Toplantı için koşulların olgun olduğundan şüpheliyim.”
“Erdoğan’ın açıklamalarını gördüm. Her kim keskinleşirse haklılık kendi tarafında değil demektir. Biz yerimizde kalıyoruz. Kıbrıs için bir çerçeve var, iki bölgeli, iki toplumlu bir Federasyon. Erdoğan’ın patlamalarını daha önce de görmüştüm. Umuyorum ki bugünün patlaması anlık bir patlama olsaydı. Avrupa bizim tarafımızda. Askersizleştirme ve gri alanlarla ilgili herhangi bir görüşme yok. Türkiye ile çok fazla gerginlikler geçirdik.
Haklarımızı nasıl savunacağımızı biliyoruz. Uygulamada, uluslararası hukuka dayalı karşılıklı yarar sağlayan anlaşmalar yapabileceğimizi kanıtladık. Aynı zamanda, Meriç’de sınırlarımızı savunduğumuzu ya da caydırıcı gücümüzü güçlendirdiğimizi kimseye sormadan ve izin almadan zaten kanıtlamış olduk.
Ben her zaman bardağın yarısı dolu görmek isterim. Yunanistan ile Türkiye’nin komşu olduğunu, birlikte yaşamaya “mahkum” olduğumuzu tekrar etmekten yorulmayacağım. İyi, kötü zamanlarda pek çok gerginlikler, fırtınalar geçirdik. Sanırım kötü 2020’yi geride bırakmamız ve bizi ayıran kilit konuyu dürüstçe görüşmek için 2021’de nasıl daha olumlu bir gündeme yatırım yapabileceğimize bakmamız gerekiyor.
Farklılığı çözüm konusunda aynı fikirde değilsek, net olarak Uluslararası Adalet Divanı’na gidelim diyorsak eğer, bu bir başarıdır ve Yunanistan için ve Yunan kamuoyunun olgunluğunun bir işaretidir.
Her kim Uluslararası Mahkemeye gittiğinde, taleplerinin ve iddialarının maksimumunu belki de başaramayabileceğini bilir. Gerçek bu. Ama biz söylüyoruz ve bunu kastediyoruz, çünkü haklılığın tarafımızda olduğuna inanıyoruz. Ve bunu Mısır ile yaptığımız gibi, İtalya ile yaptığımız gibi bu tür anlaşmalar yapabileceğimizi kanıtladık. Mısır ile durum çok daha zordu, daha karmaşıktı.
Özellikle Ağustos ayında çok gergin, tedirgin ve tamamen uyanık kaldığımız anlar vardı. Ama hayır, size olaydan bir adım öncesine vardık diyemem. Sanırım termometre tam kıpkırmızıya döndüğünde bir adım geri atmamız için o olgunluk vardı. Bizim için değil, ilgili herkesin geri adım atması için.
Erdoğan dün Cumhurbaşkanı Macron hakkında konuşurken çılgın Türklerden bahsetti. Bunları daha önce görmüştük. Delilik bizi hiçbir yere götürmez. Yunanistan tehditleri kabul etmiyor, tehdit edilmiyor, kimse tarafından şantaj yapmıyor. Sanırım o anın retorik bir patlamasıydı, kaldı ki bunları daha önce de duydum, “konuşmayacağız” ve sonra “konuşacağız” ve sonra “konuşabiliriz” ve bir noktada konuşacağız bundan şüphem yok. Ancak şu anda böyle bir toplantı için koşulların olgun olduğundan halen şüpheliyim.”