Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis Prag’ta düzenldiği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ancak soruları soranların tamamı 5 Yunan televizyonu temsilcisiydi. Soruların tamamı da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye odaklıydı.
Başbakan Miçotakis’e soruları yönelten Giannis Hristakos (MEGA), Maria Psara (STAR), Giannis Kantelis (SKAİ), Sofia Fasulaki (OPEN) ve Spiros Murelatos (ANT1 ve APE Ajansı).
Miçotakis ilk olarak basın toplantısına dün gece Prag’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasına ve kendisinin buna cevap verdiğini söyleyerek başladı. Miçotakis, “hükümet ve ben hiçbir tahrikin yanıtsız kalmasına izin vermeyeceğiz” ve Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye karşı Avrupa yaptırımlarının çerçevesi her zaman masada, ancak umudunun bunun etkinleştirilmek zorunda olmadığı yönünde olduğunu dile getirdi.
Başbakan Miçotakis, “Türkiye gerçekten de istediğini iddia ettiği gibi, dün Sayın Erdoğan’ın bize söylediği gibi, Avrupa Birliği ile bizim de istediğimiz verimli ve anlamlı bir ilişkiye sahip olmak istiyorsa, artık rotasını değiştirmesi gerektiğini anlamış olmalı. Bu yolda devam ettiği sürece Avrupa ailesinde hiç kimseyi, kendisine destek olacak müttefik bulamayacak.” İfadelerini kullandı
Yunanistan basın toplantısında şunları ifade etti:
“Nihayet oturup bazı güven arttırıcı önlemleri konuşabiliriz”
Giannis Hristakos (MEGA): Sayın Başbakan, dün gece Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın müdahalesini ve tavrını gördük. Yunan tarafından bazı tepkilerin verildiğini de gördük. Lütfen bana geri kalan mevkidaşlarınız arasındaki ruh halinin nasıl olduğunu söylemenizi istiyorum. Burada 43 lider daha vardı zannedersem hepsi ile konuştunuz. 24 saatlik bir zaman diliminde buradan aldıkları atmosfer nasıldı?
Miçotakis: “Ekleyecek çok şeyim yok Sayın Hristako, Türkiye Cumhurbaşkanı adına konuşmayacağım. Sabah söylediğimi tekrar tekrarlayacağım, hükümet ve ben hiçbir tahrikin yanıtsız kalmasına izin vermeyeceğiz.
Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısına katılan herkesin bu diyaloğu gördüğüne, kendi sonuçlarını çıkardığına inanıyorum. Bu açıdan, Avrupa Konseyi’ndeki mevkidaşlarımın ve aynı zamanda Avrupa Siyasi Topluluğunun bu yeni ve başarılı deneye katılan liderlerin önünde gerçekleşen bu fikir alışverişinin, çok faydalı olduğuna inanıyorum.”
Maria Psara (STAR): Sayın Başbakan, dün akşam Erdoğan’a “Bir gece ansızın gelebiliriz” söylemi ile ne demek istediği sorumuza verdiği yanıt belirsizdi. Siz nasıl yorumluyorsun? Bunu Yunanistan’a karşı bir saldırı tehdidi olarak görüyor musunuz?
Miçotakis: “Çeviriden anladığım kadarıyla tamamen belirsiz olduğu için, iyi yorumu kabul edeceğim Psara hanım ve hayır diyorum, bunun Yunanistan’a karşı bir tehdit değil. Bu atmosferde devam edebileceğimizi düşünemiyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı bir başka açıklamayı tutmak istiyorum: Türkiye’nin başka hiçbir ülkenin ulusal egemenliğinde gözü yoktur. Bunu olumlu yönde bir yorum olarak tutuyorum. Doğu Ege’deki adalar konusunda ülkemizin ulusal egemenliğini sorgulamaya yönelik bu kabul edilemez söylemin son bulmasını umuyorum.”
Giannis Kantelis (SKAİ): Sayın Başbakan, geçmişte Yunanistan’ın Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ndeki duruşu nedeniyle yaptırım talep ettiğini görmüştük. Masada olan bir şey var mı? Ve burada, ana muhalefet liderinin (Çipras) daha dün Sayın Borrell ile yaptığı görüşmede Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye karşı yaptırımları konusunu gündeme getirdiğini not ediyorum.
Miçotakis: “Sayın Kanteli, biliyorsunuz ve birçok Avrupa Konseyine katıldınız, Türkiye’nin bazı kırmızı çizgileri aşması durumunda Avrupa Konseyi’nin bu yolu izlemesini sağlayan bir Avrupa Konseyi kararları çerçevesi var. Dolayısıyla, bu çerçeve var ve uygulamada buna asla gerek kalmamasını umuyoruz.
Bunun ötesinde, yaptırımlarla ilgili tartışmanın bir başka boyutunu da vurgulamak istiyorum: Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonu tarafından halihazırda onaylanan 8. yaptırım paketine dayanarak, Türkiye üzerinden Rusya’ya Avrupa ürünleri ihraç ederek Rusya’ya yönelik yaptırımları ihlal ettiği düşünülen Türk kurumları ve özel kişilere ilk kez yaptırım uygulanma olasılığı bulunmaktadır.
Avrupa Birliği’nin müdahalesi açısından önemli bir şey olduğuna inanıyorum. Yaptırımları uygulayan Avrupa Birliği ülkeleri aleyhine yaptırımları etkin bir şekilde atlatan büyük bir ülke var. Doğru yönde atılmış bir adım.”
Sofia Fasulaki (OPEN): Sormak istedim, Türk Cumhurbaşkanı ile aranızda yaşananları öğrendiğimiz olaydan sonra, son birkaç aydır ikiniz ve Yunanistan ile Türkiye arasındaki baskının biraz azaldığını düşünüyor musunuz? Dün bu olanlar bir “deşarj sibobu” gibi çalışabilir mi?
Miçotakis: “Umarım öyledir, çünkü biliyorsunuz ki bazen bu şeylerin alenen, en azından herkesin önünde söylenmesi ve Türkiye’nin görüşlerinin sadece monologlar bağlamında sunulmaması iyi bir şeydir. Belki de Türk Cumhurbaşkanı dile getirdiği görüşlere cevap verilmesine alışık değildir. Ama biz Avrupa ailesinde böyle çalışıyoruz, Avrupa Siyasi Topluluğu da böyle çalışıyor.
Bayan Fasulaki, ben de inanmak istiyorum, belki buna “olay” dememeliyiz. Şuna bir görüş alışverişi diyelim ve bir deşarj olarak hareket edebilir ve nihayet sözlü gerilimleri azaltmayı başlatabiliriz. Böylece birçok kez söylediğim gibi nihayet oturup bazı güven arttırıcı önlemleri tartışabiliriz. Ancak aynı zamanda tarihsel olarak temel farkımızı oluşturan tek bir ana konuda tartışma masasına dönebilmek ve bu da Ege ve Doğu Akdeniz’deki deniz bölgelerinin sınırlandırılması ile ilgilidir.”
Spiros Murelatos (ANT1 ve APE Ajansı): Sayın Başbakan, Prag Zirvesi’nden önce bazılarının Erdoğan’la görüşme için bir pencere olduğu yönünde ihtimaller bulunduğunu hatırlatmak istiyorum. Bu olmadı, bunun yerine Türkiye Cumhurbaşkanı’nın dünkü kışkırtıcı davranış olayını öğrendik. Bundan sonra Prag’da geçirdiğiniz bu iki günün sizde nasıl bir his uyandırdığını sormak istiyorum. Sıcak bir olaya mı yoksa deşarja mı yakınız diye sormak istiyorum. Ve objektif sizi bu sabah bayan Ursula von der Leyen ve diğer bazı liderlerle konuşurken tabiri caizse “yakaladığına” ve Sayın Erdoğan’ın kışkırtıcı davranışlarından sonra olanları onlara anlatırken gördüğümüze göre, bilmek istiyorum, başka bir şey söylediniz mi?
Miçotakis: “Elbette söyledim ama bunları ulu ortamda paylaşmamıza gerek yok. Dünkü görüş alışverişine katılan herkesin, bugünün jeopolitik bağlamına kesinlikle uymayan bir argümanı kimin benimsediği, kimin neden olduğu hakkında bir fikir oluşturduğuna inanıyorum. Bu tarihsel fantezilerin yeniden canlanması, eski imparatorluklar, Uluslararası Hukukun pratik olarak göz ardı edilmesi diyebilirim, bunlar bugünün dünyasına uymadığını düşündüğüm kavramlar.
Ve inanıyorum ki, Türkiye gerçekten de istediğini iddia ettiği gibi, dün Sayın Erdoğan’ın bize söylediği gibi, Avrupa Birliği ile bizim de istediğimiz verimli ve anlamlı bir ilişkiye sahip olmak istiyorsa, artık rotasını değiştirmesi gerektiğini anlamış olmalı. Bu yolda devam ettiği sürece Avrupa ailesinde hiç kimseyi, kendisine destek olacak müttefik bulamayacak.”