Yunanistan Dışişleri Bakanı Giorgos Gerapetritis “Action 24” televizyon kanalında verdiği röportajda, Yunanistan Türkiye ilişkilerine değindi.
Gerapetritis, “Mavi Vatan” 1990’lı yıllardan bu yana geliştirilen bir teoridir. Türkiye’nin bu şekilde iddialar çerçevesi oluşturduğu düşünülerek geliştirdiği, inandırıcı olmayan bir teoridir. “Mavi Vatan” konusunda Yunanistan’ın çok net bir görüşü var. Ege söz konusu olduğunda bu türden bir egemenlik hakkı kesinlikle yoktur. Şu anda bir yol ayrımındayız.” Dedi.
Programda Bakan Gerapetritis’e Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler soruldu. Gerapetritis, “Yunanistan’ın Türkiye ile görüşebilecek özgüveni çok yüksek” ifadelerini kullanarak şöyle devam etti:
“Bugün aslında var olmayan ve hukuka aykırı bir Türk-Libya mutabakatı var. Bunu başarmanın yolu ne aforoz etmek ne de herhangi bir anda savaşa gitmeniz gerektiğini düşünmektir. Cevap, oturup tartışmalısınız, böylece uluslararası hukukun ikna ediciliğinin farkına vararak onu bir kenara bırakabilirsiniz.
“Mavi Vatan” 1990’lı yıllardan bu yana geliştirilen bir teoridir. Türkiye’nin bu şekilde iddialar çerçevesi oluşturduğu düşünülerek geliştirdiği, inandırıcı olmayan bir teoridir. “Mavi Vatan” konusunda Yunanistan’ın çok net bir görüşü var. Ege söz konusu olduğunda bu türden bir egemenlik hakkı kesinlikle yoktur.
Yunanistan’ın şu anda Türkiye ile ve deyim yerindeyse iktidar konumunda olan herkesle görüşebilecek çok büyük bir uluslararası sermayesi ve çok yüksek bir özgüveni var. Ülkemiz hiçbir zaman uluslararası alanda bugünkü kadar güçlü olmamıştı.
Avrupa Birliği’nde bölgenin en eski ülkesi. Uluslararası güvenlik mimarisini belirleyen, şu anda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesi arasında yer alan ülkedir. En büyük ortaklarla stratejik ittifaklar geliştiren ülkedir. Herkesle konuşan bir ülke.
Son 15 ayda sıfır ulusal hava sahası ihlali yaşadık, oysa ondan önce günde yüzlerce olayla karşılaşıyorduk. Büyük gerginliklerden, krizlerden kaçındık. Kontrollü bir göç durumumuz var ve tartışabiliyoruz, böylece olumlu sonuçlar doğuran anlaşmalarla olumlu bir gündeme sahip olabiliriz.
Türkiye ile son 15 aydır devam eden tartışmanın olumlu tarafı bu tartışmanın yapılandırılmış ve son satırına kadar detaylandırılmış olmasıdır. Adım adım tartışacağımız bir mantıkla başladık. Ekonomik işbirliği, diğer alanlardaki işbirliği gibi karşılıklı yarar sağlayan, her iki ülkenin de yararına olan işbirliklerine ağırlık vereceğiz.
Ülkemizin sahip olduğu değerlerle ilgili hiçbir şeyden geri adım atmadık. Karasuları veya başka bir egemenlik meselesini tartışmayacağız ve asla tartışmadık. Çünkü bu konular sadece ülkemizi ilgilendiriyor ve hiçbir zaman gündeme getirilmeyecek.
Şu anda bir yol ayrımındayız. Ya bu statüde kalmayı, yani şokları önleyecek, türbülanstan kaçınacak mümkün olduğunca istikrarlı bir ilişkiye sahip olmayı seçeceğiz ya da ileriye doğru bir adım atıp deniz alanlarının tanımlanmasıyla ilgili konuşmayı yapacağız.”