T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ev sahipliğinde bu yıl ikincisi düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu (ADF) Antalya’da bugün başladı.
‘Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak’ temasıyla düzenlenen ADF’ye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra 17 Devlet ve Hükümet Başkanı, 80 Bakan, 39 Uluslararası Teşkilat temsilcisi başta olmak üzere, 2 bin 500 kişi katılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan açılış konuşmasında, “2014’te Kırım’ın işgaline tüm Batı, tüm dünya ses çıkarmış olsaydı acaba bugünkü tabloyla karşı karşıya kalır mıydık? Barışın dünyasını kurmalıyız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar;
Sizlere medeniyetler beşiği güzel Antalya’mızda misafir etmekten büyük bahtiyarlık duyuyorum. Antalya Diplomasi Forumu’nun hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rusya ve Ukrayna krizinin ardından ilk düzey temasın, dün burada gerçekleşmiş olması forumun amacına ulaşmış olduğunu gösteriyor.
İkinci Antalya Diplomasi Forumu’nun rüştünü ispat etmiş bir forum olarak, yoluna devam edeceğine inanıyorum.
“BU ACI GERÇEĞE YEMEN’DE, SURİYE’DE, AFGANİSTAN’DA, ARAKAN’DA ŞAHİT OLDUK”
Dünyamız 21. yüzyılın ilk çeyreğine geride bırakmaya hazırlanırken, insanlığın barışa özlemi o derece artıyor. Onca ilerlemeye rağmen, insanlık olarak temel meselelerimizi henüz çözüme ulaştıramadığımızı görüyoruz. Terörizm, sıcak çatışma, iç savaşlar, adaletsiz, iklim değişikliği küresel gündemin ilk sırasında yer alıyor. Ekonomiler büyürken, birilerinin cüzdanı şişerken; maalesef yanı başımızda çocuklar açlıktan ölüyor. Açlık virüsü koronavirüsten daha çok kişinin ölmesine sebep oluyor.
Sadece 2014’ten bu yana Akdeniz’in mavi suları 25 bine yakın umut yolcusunun mezarı oldu. Son 10 senede dünya genelinde mülteci sayısı 2 katına çıkarak 85 milyona çıktı. Yerlerinden edilen kişi sayısının önümüzdeki günlerde artacağı düşünülüyor. Bu rakamların her biri karşı karşıya olduğumuz adaletsizliği gösteriyor, bu sayıların her biri candır. 800 milyon insanın temel gereksinimlerine ulaşamadığı bir dünyada yaşıyoruz, böyle bir dünyada huzur ve barış tesis edilemez. Dünyanın devasa bir köye dönüştüğü günümüzde hiçbirimiz başkasından bana ne diyemez. Söndürmediğimiz her ateşin, durduramadığımız her çatışmanın, eninde sonunda bizi de etkileyeceğini, bizi de yakacağını bilmeliyiz. Bu acı gerçeğe, Yemen’de, Suriye’de, Afganistan’da, Arakan’da şahit olduk.
“RUSYA UKRAYNA ÇATIŞMASI EN ÇOK BİZİ ÜZER”
Tarih ibret almayanlar ve kıssadan hisse çıkarmayanlar için tekerrürdür. Türkiye, hem Akdeniz hem de Karadeniz ülkesidir. Ukrayna ve Rusya Karadeniz’den komşumuz ve dostumuzdur. Sıcak çatışmadan büyük üzüntü duyuyoruz. Gerilimin tırmanarak bu noktaya gelmesi en çok bizi üzüyor, endişelendiriyor.
Kırım’ın yasa dışı ilhakı olmak üzere Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü hiçe sayan gayrimeşru adımları kabul etmiyoruz. 2014’te Kırım’ın işgaline tüm Batı, tüm dünya ses çıkarmış olsaydı acaba bugünkü tabloyla karşı karşıya kalır mıydık? Ama Kırım’ın işgaline sessiz kalanlar şimdi bir şeyler söylüyorlar. Adalet belli bölgelerde geçerli diğer bölgelerde geçersiz mi? Uluslararası toplum gereken hassasiyeti göstermedi. Ukrayna haklı davasında yalnız bırakıldı. Diplomasiyle çözülecek sorunların acı sonuçlarını görüyoruz.
“BARIŞIN DÜNYASINI KURMALIYIZ”
Hep birlikte savaşın değil barışın dünyasını kurmalıyız. Ateşe benzin dökmenin kimseye faydası olmaz. Batı ülkelerinde yaşayan Rus kökenli insanlara karşı faşizan yaklaşımlar kabul edilemez. Temennimiz, itidal ve sağduyunun galip gelmesi, silahların bir an önce susmasıdır. Kriz öncesinden başlayıp bugüne kadar süren yoğun bir diplomasi trafiği yürüttük. 25-30’a yakın liderle görüştüm. Yaptığımız tüm görüşmelerde olduğu gibi bugün ve yarın çözüm tekniklerimizi muhataplarımızla paylaşacağız. Elimizden gelen her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz.
“DÜNYA 5 ÜLKENİN İNSAFINA BIRAKILAMAZ”
Güncel sorunlara odaklanırken arkasındaki esas sebepleri gözden kaçırmamalıyız, dünya 5 ülkenin insafına bırakılamaz. Ukrayna kriziyle beraber sistemin çarpıklığı ve yapısal problemlerin olduğu ortaya çıktı. Çatışan taraflardan biri veto hakkına sahip daimi üye olunca BM Güvenlik Konseyi’nin icbar edici rolü boşa çıkmış, sistem iflas bayrağını çekmiştir. BM kararlarının bağlayıcı yönü olmadığı için savaşı bitirecek karar alınamamıştır. 141 üye oy kullanırken, 1 ya da 2 üye onay vermediği için karar verilemiyor.
Daha adil bir dünyayı tesis etmek için, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyerek sistemin reforme edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Biz sadece kendi ülkemiz için bir talepte bulunmuyoruz, tüm insanlığın hakkını, hukukunu savunmaya çalışıyoruz. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğu inancıyla, BM reformu çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Diplomaside gelenek, alışkanlıklar elbette önemli ama karşı karşıya kaldığımız sorunların çözümünde yeterli değil. Diplomasinin amacı barışı ve istikrarı tahkim etmek, sorunlar filizlenmeden çözüm bulmaktır.
Savaşların olduğu değil, barışın egemen olduğu bir dünyada görüşmek için sizleri selamlıyorum.”