Yunan Hava Kuvvetlerinde F-16 savaş uçaklarında görev yapan ilk pilot Chrysanthi Nikolopoulou isimli Kavalalı bir bayan.
Kavala’nın Piges köyünden olan Teğmen Pilot Chrysanthi Nikolopoulou, ilk kadın F-16 pilotu olup, tek kişilik savaş uçağıyla havada muharebere senaryolarına katılmış ve Ege semalarında birçok kez G Kuvvetini hisseden biri olarak tanımlanıyor.
28 yaşındaki bir bayanın F-16 gibi bir savaş uçağını uçurabilmesi oldukça güç. Dört yıl havacılık okulunda, yurt dışında santrifüj eğitimi, T-41, T-2, T-6 eğitmenleriyle ve ardından F-16’yla uçmaya kadar gelen Kavalalı bir bayan olarak gazetelerin sayfalarında yer alıyor.
Ancak ilk başta F-16’da yalnız değildi. Başka bir meslektaşıyla birlikte, ta ki kendisi, eğitmenleri ve diğer meslektaşları, savaş uçağının kontrol çubuğunu sorumlu bir şekilde tutabileceğine ve Ege semalarında tek başına uçabileceğine ikna olana kadar.
Yunan basınında hakkında çıkan haberde şu ifadelere yer veriliyor:
Soru: Pilot olmayı istemenize ne sebep oldu?
Cevap: “Her daim içimde sevgi ve savaş uçakları ile uçmak vardı. Lisede hiçbir teşvik olmadan, aile ortamımın havacılıkla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen, İcarus Okulunu yazma kararı aldım. Bugün kendimi bu mesleği yapabilen en şanslı insan hissediyorum.”
Soru: F-16’yı kullanan ilk kadınsınız, bu kadar pahalı bir savaş uçağına ilk pilotluk yaptığınızda izlenimleriniz nasıldı?
Cevap: “F-16’daki ilk kadın olmak benim için bir onur ve gurur duyuyorum ve havacılık kariyerim boyunca elimden gelenin en iyisini yapmak için her türlü çabayı göstereceğim çünkü bu sadece bir unvan değil, bir görev. F-16’nın kokpitine eğitmenimle ilk adım attığım anı hala hatırlıyorum. Uçuş hissini ve ayrıca G’leri deneyimlemeyi sabırsızlıkla bekliyordum. Düşünmeye ve kendini görevine adamaya ihtiyacın var çünkü tehlikeler var. F-16 savaş uçağını uçurmak başlı başına özel bir deneyim çünkü her uçuş size farklı duygular yaşatıyor. Yine de ortam o kadar zorlu ki, her saniye kendinizi adamanız ve yaptığınız işe odaklanmanız gerekiyor.”
Soru: Erkek meslektaşlarınızın, arkadaşlarının, ailenin tepkisi neydi?
Cevap: “Kadının herhangi bir çalışma ortamında azınlık olarak bulunması bir tür tereddüt yaratmaktadır. Bununla birlikte, Hava Kuvvetleri’nde işbirliği ve dostluk gibi kavramlar operasyonun gerçekleştirilmesi ve görevin başarılmasıyla iç içe olduğundan, erkek meslektaşların kabulü neredeyse anında gerçekleşti. Ailem en başından beri bu kararımda beni destekledi ve bugün oldukça çok gururlular.”
Chrysanthi Nikolopoulou’ya, uçakları veya hava muharebe görevlerini önleme konusunda herhangi bir zorlukla karşılaşıp karşılaşmadığı sorulduğunda ağzı sıkı, ulusal güvenlikle ilgili olmaması gereken hiçbir şeyi açıklamamaya dikkat ediyor ve şu cevabı veriyor: “Her görev, havacı için kendine has özellikleri ve gereklilikleri olan bir zorluktur. Eğer bir tanesini seçecek olsaydım, bu ilk ‘Scramble’ uçuşu olurdu.”
İlk Yunan F-16 pilotu, neredeyse her gün savaş uçağının önünde duruyor, pek de rahat olmayan koltuğa oturmadan önce onu inceliyor, kaskını takıyor, oksijeni test ediyor, telsizi kontrol ediyor, kanatları kontrol ediyor ve havalanıyor.
Üç yıldır sadece Ege’de değil aynı zamanda çok sayıda yabancı katılımcıyı bir araya getiren “İniochos” gibi uluslararası tatbikatlarda da yer alan savaş uçaklarıyla birlikte uçuyor. Müttefik hava kuvvetleriyle ortak eğitimlere katılıyor.
Chrysanthi Nikolopoulou, Yunan hava savunmasının kalbindeki “Hayaletler” olarak adlandırılan 110. Savaş Kanadı’nda görev yapıyor. 110. Savaş Kanadı’nın misyonu, uygun organizasyon, personelin eğitimi ve mevcut veya kendisine aktarılan araç ve sistemlerin bakımı ile yüksek derecede verimlilik ve hazırlığı sürdürmek, gerektiğinde ve uygun şekilde hava operasyonlarını üstlenmek ve başarıyla yürütmektir.
Son olarak Teğmen kadın Pilota, kendi yaşında savaş pilotu olmak isteyen kızlara ne gibi tavsiyelerde bulunacağı sorulduğunda şöyle cevap veriyor:
“Beni takip eden ve savaş pilotu olmak isteyen kızlara tavsiyem, olabileceklerine inanmaları ve hayal ettikleri her şeyi başarabilmeleridir. Hayatta cesaret edemezlerse gerçekten sevdikleri şeye asla ulaşamazlar. Bu yüzden her şey imkansız ve zor görünse bile onları cesaretlendireceğim. Kendi istekleri ve kişisel hırsları için savaşmaya değer…”
