Ege’deki tansiyonu artıran açıklamalara Yunanistan tarafından bir yenisi daha eklendi. Yunanistan’ın eski Savunma Bakanı Evangelos Apostolakis’in sözleri kısa sürede komşunun bir numaralı gündemi oldu. Genelkurmay Başkanlığı Onursal Başkanı olan Apostolakis’in Türkiye açıklaması Yunanistan’ın gündemine adeta bomba gibi düştü.
Evangelos Apostolakis, Yunanistan Barolar Birliği ve Pan-Kıbrıs (Güney) Barosu, 5 Kasım 2022 Cumartesi günü Lefkoşa’da “Doğu Akdeniz’de Deniz Alanlarının Sınırlandırılması: Hukuki Sorunlar ve Tahrikler” konulu panele katıldı.
Apostolakis burada yaptığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “En kötü savaş senaryosuna hazırlıklı olmalıyız. Ve herkes, dostlar ve muhalifler bunun çok iyi farkında olmalıdır. Yunan halkı tarih boyunca karşılaşılan zorluklara yanıt vermiştir. Herkes, dostlarımız ve muhalefet savaş riskinin farkında olmalı. Yunanistan başka bir ülkenin meclisi karar aldı diye egemenliğini değiştirecek değil. Girit’teki kıta sahanlığını 12 mile çıkarmak harika bir yasal cevap olur. Fırsatlar, kıyı bölgelerinin karasularını 6 deniz milinden 12 deniz miline genişletme kararlarını kademeli olarak geliştirme olasılığını içeriyor. Yunanistan’ın Casus Belli’yi (savaş nedeni) şikayetinden vazgeçmemesi ve kabul etmemesi gerektiğini söylemeye gerek yok. Yunanistan, başka bir devletin Ulusal Meclisinin kararı nedeniyle kontrollü egemenlik ülkesi olamaz. Ancak, Casus Belli’nin her Yunan hükümeti için bir meydan okuma olduğunu ve Ankara’nın ara sıra yaptığı yorum ve yorumlarla değil, ulusal çıkarlarla tutarlı bir şekilde yorumlanması gerektiğini gösteriyor.
Karasularının genişletilmesi, yani Yunanistan’ın böyle bir şeyi Girit’in güneyi ve doğusunda yapmak için yasal hakkını kullanması, tamamen yasal bir cevaptır. Aynı zamanda, Yunanistan’ın haklarını savunmada ilerleme ve tek taraflı ilerleyebileceklerine ve Uluslararası Hukukun her kavramını yok edebileceklerine inanan herkese iyi bir yanıtı destekleme kararlılığının mesajını veriyor. 12 mil olayı Yunanistan’dan hemen kullanılmasa bile sürekli masada olmalıdır. Öte yandan karşı tarafta Ankara’da, Atina’da hiç kimsenin, hiçbir Hükümetin, hiçbir partinin, Uluslararası Hukukta açıkça belirtilen egemenlik haklarından ve yargı yetkilerinden feragat etmediği açık ve net olmalıdır.”
