Dünya Pontus Helenizmi Konseyi, Yunan Hıristiyan anıtlarının kimliğinin öne çıkarılması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşme talep ediyor.
Dünya Pontus Helenizmi Konseyi yöneticileri, Aralık ayında Selanik’te gerçekleştirilecek Yunanistan-Türkiye Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyi toplantısına katılacak olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup göndererek görüşme talebinde bulundu. Görüşmenin amacı, Yunan Hıristiyan anıtlarının kimliğinin öne çıkarılması olduğu belirtiliyor.
Mektupta da belirtildiği üzere, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Sümela Manastırı’nın kutsal emanetlerinin, bugün müze olarak hizmet veren Manastırın yenilenmiş binasına yerleştirilmesinde, Trabzon’daki Ayasofya Kilisesi’nin yeniden müze olarak açılmasında, Manastırların restorasyonu ile Karadeniz bölgesinde bulunan Yunan Hıristiyan anıtlarının kimliğine saygı gösterilmesi, kurtarılması ve tanıtılmasının desteklenmesi için girişimlerde bulunması talep ediliyor.
Mektupta özetle şu ifadelere yer veriliyor:
“Sayın Başkan,
Bu mektupla, ikincil ve birincil organları üyeleri olarak, kökenlerini tarihi Pontus’tan alan Yunan-Romalıların Sivil Toplum Kuruluşlarını (N.G.O.) dünyanın her yerinde temsil ettiğimizi bildiririz.
Dedelerimiz, anne babalarımız ve atalarımızın, Lozan Antlaşması uyarınca, dinsel çeşitlilikleri nedeniyle binlerce yıldır kardeşleriyle, akrabalarıyla, arkadaşlarıyla, Türklerle, Ermenilerle, hemşehrileriyle, köylüleriyle binlerce yıl uyum içinde yaratıcı bir şekilde yaşadıkları tarihi vatanları Pontus’u terk ettikleri günden bu yana yüz (100) yıl geçti.
Yıkım ve felaket anında kurtarmayı başardıkları, gerekli malzemelerle aceleyle hazırladıkları, elle bağlanmış bir bohçayı beraberinde aldılar. Ama binlerce yıllık bir geçmişi, acılarını, kendi nesillerinin arzularını ve vizyonlarını, bize aktardıkları hikayelerle bizim neslimize aktaranları da yanlarında taşıdılar.
En sevdikleri görüntülerden bazılarını, doğdukları toprakların anılarını ve kokularını yaşatmak, gözlerini kapattıklarında da üzerlerine atılmasını istedikleri için evlerinin bahçesinden bir miktar toprak getirdiler.
Ancak arkalarında tarihlerinin ve kültürlerinin izlerini, gömülü ve gömülmemiş binlerce atalarını, kutsal alanları ve kutsal emanetleri, terk edilmiş yüzlerce tarihi anıtı, ruhani kurumları ve okulları, kendilerinin ve atalarının inşa ettiği kilise ve manastırları bıraktılar. Kader ve sonrasında yaşanan tarihi olaylar, ülkelerimizi maalesef son elli yıldır artan çatışma ve gerilimlerle karşı karşıya yaşamak zorunda bıraktı.
Atalarımızın çektiği acılara rağmen hem Yunanistan’da hem de dünyanın başka yerlerinde yaşayan 2 milyon Pontus kökenli Rum’un niyeti, halkımızın tarihi geçmişiyle hesaplaşıp huzurlu ve yaratıcı bir şekilde yan yana yaşamasıdır.
“Sayın Başkan,
Atalarınızın da Türkiye’nin bir bölgesinden geldiğini, ecdadımızın kendileriyle barış içinde yaşadığını bilerek, özellikle din, inanç ve geleneklere saygı konularında duyarlılığınızı biliyoruz ve bu medenle önümüzdeki Aralık ayında Selanik’e gerçekleştireceğiniz ziyaretinizde, organizasyonumuzun yönetim kurulu ile size aşağıda detaylı olarak sunduğumuz taleplerimiz hakkında bilgi vermek üzere 15 dakikasını bize ayıracak bir toplantıyı programınıza dahil etmenizi rica ediyoruz.
1923 yılında Tarihi Sümela Manastırı’nın tamamen yıkılıp UNESCO’nun yardımıyla ziyaret edilebilir hale getirilmesinden sonra, Türkiye Turizm ve Kültür Bakanlığı’nın da 2017 yılında resmi olarak talep ettiği onlarca kutsal emanet hala Manastırdan uzaktaki Türk müzelerinin depolarında muhafaza edilmektedir.
Prestijli Milliyet gazetesinin bir yayınında, Trabzon’dan başlayarak İstanbul, Yunanistan, İrlanda, İngiltere ve ABD’ye kadar müze, koleksiyoner ve üniversiteleri ziyaret eden Türk akademisyenlerin, ellerine geçen ve Manastırın yapısını anlatan bilgi ve belgeleri, metal ayin kapları ve eserlerinden el yazmaları ve dini kıyafetlere kadar hazinelerle karşılaştıkları belirtiliyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un, bir Türk Milletvekilinin sorusu üzerine Meclis’e gönderdiği yanıtta, konuyla ilgili aylarca süren inceleme sonrasında Manastır’ın “77 parçasının” (dini emanet) tespit edildiğini söyledi. Sümela’nın “Anadolu’daki en önemli Manastırlardan biri” olarak tanımladığı tespit edilmiş ve Hükümetin bunların Türkiye’ye iade edilmesi için gerekli işlemleri başlattığını belirtiyor.
Yunanistan’daki yeni Sumela Manastırı’nın Yönetim Kurulu, Sümela’nın tarihi İkonu, 6. yüzyıla ait Aziz Christopher İncili ve 14. yüzyıla ait İmparator Manuel’in Haçı’nın İstanbul’daki Ayasofya’nın bodrumlarında sakladığı bilgileri, Manastır kalıntıları, kutsal kaplar, cüppeler, el yazmaları ve İnciller, ilgili materyali kaydeden, fotoğraflayan ve teslim eden vicdanlı Türk arkeologlarıyla işbirliği içinde, konuyla ilgili bir cilt yayınladı. Müze olarak hizmet veren ve yüzbinlerce ibadetçinin ve turistin ziyaret ettiği yenilenen Manastıra, kutsal emanetlerin yerleştirilerek özel vitrinlerde sergilenmesini talep ediliyor.
Ne yazık ki bugüne kadar haberdar olmadık ve ne yazık ki kısa süre önce ateşli aktörler, yine onun kutsallığına saygısızlık ederek bir gün Manastırın tarihi alanında disko partisi düzenleyen bir grup Türk gençlerine izin verdiler.
2013 yazında yetkili yerel otoritelerin, yerel Sanayi Ticaret Odalarına karşı çıkarak, 13. yüzyıla ait benzersiz bir tarih ve mimariye sahip Yunan Hristiyan Anıtı olan Trabzon Ayasofya’sını binlerce eseri görmezden gelerek, bilim adamları ve vatandaşları çağrılarına rağmen müzeden camiye dönüştürdüğü biliniyor.
Bu hareket, Avrupa Parlamentosu tarafından kınandı ve 12.03.2014 tarihinde dönemin Alman milletvekili Sayın Giorgos Hatzimarkakis’in sunduğu değişiklik oy birliğiyle kabul edildi ve “Türkiye Yüksek Mahkemesi Yargıtay’dan, tarihi Trabzon’daki Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi yönündeki kararını derhal geri alması talep ediliyor.
Çünkü elbette çoğunluğu Müslüman olan 85.000.000 milyonluk Türkiye’nin, atalarımız 2.500 yıl boyunca günümüz Türkiye’sinin coğrafyalarında barış içinde ve yaratıcı bir şekilde yaşamış olan hepimize, inşa ettikleri tarihi dini anıtları ziyaret etme ve onurlandırma fırsatı vermenizden korkacak bir şeyi yoktur. Lütfen talebimizi dikkate alın inceleyin ki gerekli girişimlerde bulunabilesiniz.
- Sümela Manastırı’nın kutsal emanetlerinin, şu anda müze olarak faaliyet gösteren Manastır’ın yenilenen binasına yerleştirilmesi ve
- Tarihi Pontus’taki Yunan Hristiyan anıtlarının kimliğine saygı duyulması, korunması ve vurgulanması ihtiyacı, Trabzon Ayasofya Kilisesi’nin yeniden müze olarak açılması ve şu anda harap durumda olan Agios İoannis Vazelonas ve Agios Georgios Peristereotas tarihi manastırlarının restorasyonu ile ilgili.
Talebimize yanıtınızı beklerken, şimdiden teşekkür eder, önümüzdeki Aralık ayında Selanik’te bulunmanız münasebetiyle veya sizlerin belirleyeceğiniz yer ve zamanda bizimle bir görüşme planlamanız, sizi konularımız hakkında bilgilendirmek bizim için son derece onur verici ve sizin için de ilginç olacaktır.
Lütfen bu mektubun iletildiği Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı yetkili makamlarının, içeriğine ve talebimizle hemfikir olmaları halinde, protokol, diplomasi ve etik kurallara uygun olarak uygun görmeleri halinde Türkiye Cumhurbaşkanı ile görüşmemiz mümkün olması konusunda katkılarda bulunmalarını rica ederiz.”