Savunma Bakanı Dendias, ABD’nin silah konusunda Yunanistan’a karşı tavrından rahatsız. Dendias Kathimerini gazetesindeki söyleşisinde rahatsızlığı şu sözlerle dile getirdi: “ABD tarafının Başbakan’a (Miçotakis) yazdığı Blinken mektubundaki taahhütlerini yerine getirmesi gerekiyor. Özellikle LCS’de sonuç vermedi ve 4 adet C-130’lar için net bir cevap yok. Ve verilen Bradley zırhlı araçlarının her birinde 8 milyonluk gerekli onarımlar yapıldı. Uçan tankerler meselesi de hala beklemede.”
Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias “Kathimerini” gazetesinde gazeteci Vasilis Nedos’un sorularını yanıtladı. Dendias, verdiği özel röportajında Yunanistan Silahlı Kuvvetlerinin geleceği, Türkiye ile ilişkiler ve Ege Denizi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Dendias özetle şunları dile getirdi:
“Ege’de caydırıcılık sorunu sadece savaş gemileri veya savaş uçaklarıyla karşılanmıyor. Ayrıca Yunan topraklarındaki birçok adada kurulacak füze sistemleriyle de buna karşı çıkılmalıdır. Bu sayede hem denizde hem de havada mutlak caydırıcılık sağlayabiliriz. Gördüğümüz çatışmalardan alınan derslerin de sonucu olan bir felsefe değişikliği gerekiyor.
Ekonomik kriz nedeniyle Donanma büyük ölçüde ihmal edilmişti. Harcamaların bir “kara kuyuya” dönüşemeyeceği akılda tutularak gelecekteki güvenlik sorunlarının üstesinden gelebilmek için harekete geçilmesi gerekiyor. Bütün bunlar, Yunan halkının fedakarlık sınırlarına saygı gösterilerek yapılıyor.
Donanmamızda kalacak fırkateynleri modernize etmemiz gerekiyor, gambotlar ve denizaltılarını da modernize etmeye başlamamız gerekiyor. 12-14 yıllık bir zaman diliminde de olsa, ihtiyaç duyulan yeni denizaltılar üzerinde de tartışmanın başlaması gerekiyor.
Silahlanma programlarıyla parça parça ilgilenmiyoruz. Her sistemin hizmet etmesi gereken role bakıyoruz. Yunanistan üzerinde “Hubbe” (Hava Savunma Sistemi) oluşturulması için planlama tamamlandı ve elbette Meclis’e bilgi verildikten ve KYSEA’nın kararı alındıktan sonra uygulamaya geçilecek.
AB, Savunmanın diğer tüm konularla aynı “çantaya” konulamayacağını anlamalıdır. AB’nin önce denetime girmesi, sonra da ‘Savunma giderlerini düşürmesi’ kararı çok komik. Bir ülkeyi mali yıkıma götürür. Denetime girerseniz borç aldığınız faiz oranları fırlar, mahvolursunuz ve ardından AB harcamalarınızı haklı çıkarır. AB’nin kendisi bir savunma kolu oluşturulması çağrısında bulunsa da, gerekli olduğunu söylediği acil durum harcamalarını “suç sayamaz”.
İhtiyaç Fazlası Savunma Malzemesi konusunda konuşmalar devam ederken, ABD tarafının Başbakan’a (Miçotakis) yazdığı Blinken mektubundaki taahhütlerini yerine getirmesi gerekiyor. Özellikle LCS’de sonuç vermedi ve 4 adet C-130’lar için net bir cevap yok. Ve verilen Bradley zırhlı araçlarının her birinde 8 milyonluk gerekli onarımlar yapıldı. Uçan tankerler meselesi de hala beklemede.
Yunanistan ABD’nin güvenilir bir müttefikidir ve ABD bunu biliyor. ABD’nin, her türlü tehdidin bir adım önünde olacak, teknolojik açıdan gelişmiş bir Yunanistan hedefine ulaşmaya yardımcı olma seçeneği var. Ve bu sadece Yunanistan’ın çıkarına değil. Daha geniş bölgede güvenilir, istikrarlı ve ciddi bir müttefik rolünü oynayabilmemiz ABD’nin çıkarınadır.”
Askeri okullara erişimin kolaylaştırılması ve Eğitim, Din ve Spor Bakanı Kiriakos Pierrakakis ile birlikte sunduğu önlemlere ilişkin Bakan Dendias şunları dile getiriyor: “Gerçekten büyük bir sorunla karşı karşıyayız. Bu yıl Askeri Akademiye Yunan Ordusu’nun ihtiyaç duyduğu öğrencilerin yarısından azı giriş yaptı. Silahlı Kuvvetlerin personel yetersizliği riski var.
İki müdahaleye odaklanıyoruz. Kısa vadede Harp Okulu öğrencilerinin yaşam koşullarını ve ücretlerini iyileştiriyoruz. Daha üst düzeyde eğitim verebilecek, araştırma yapabilecek, doktora yapabilecek Fakülteleri de geliştiriyoruz. Uzun vadede asıl çözüm Silahlı Kuvvetlerde kariyeri daha cazip hale getirmektir. Yunanistan Cumhuriyeti’ne verdikleri hizmetlere ve diğer yaşam koşullarına uygun, farklı bir maaş basamağına sahip olmak. Vatana yapılan hizmet, ülkeye ve vatandaşa fayda sağlamalıdır. Şu anda ikisi de olmuyor. Eğitim düzeyi o kadar düşük ki ülke kazanamıyor, dönemin yönetim şekli o kadar kötü ki genç insan da kazanamıyor. Bunların ikisinin de değişmesi gerekiyor. Uyarlayacağımız Finlandiya modeli gibi yabancı modelleri seçtik. Farklı bir eğitim döngüsü ve farklı beceriler sağlanacak.”
Türkiye ile
“Yunanistan ve Türkiye’nin aralarındaki farklılıklara çözüm bulabileceğine inanan siyasetçilerden biriyim. Gerçekçi ama aynı zamanda somut bir temele sahip, Uluslararası Hukuk ve Uluslararası Deniz Hukuku.
İtalya ve Mısır ile Yunan devleti tarihindeki iki eşsiz MEB sınırlandırma anlaşmasını müzakere eden ve imzalayan Yunanistan Dışişleri Bakanı olarak yazı örnekleri verdim. Arnavutluk’la da genel anlaşmaya vardık. Beleri davası olmasaydı, ya Lahey’e gidecek ya da konuyu karşılıklı olarak kapatmak üzereydik.
Kimse beni Türkiye-Libya mutabakatının ve ‘Mavi Vatan’ın saçmalıklarından ve savaş nedeninin apaçık hukuka aykırılığından dolayı suçlayamaz. Her halükarda, eğer Türkiye ara sıra kişisel saldırılarla uluslararası hukuk konularında beni susturmaya kalkarsa kusura bakmayın ama onları üzeceğim.”