ÇETİN MANDACI: „MİLLİ EĞİTİM VE DİN İŞLERİ BAKANI’NIN KENDİSİ BÜTÜN BU OLANLARDAN SUÇLU VE SORUMLUDUR.”

İskeçe’de Azınlık Merkez Türk İlkokulu’nda kayıtları yapılmış olan birinci sınıf öğrencilerinin kayıtlarının silinmesiyle öğrenci velileri tarafından başlatılan protesto bir haftayı geride bıraktı. Bir haftayı geride bırakan İskeçe Merkez Türk İlkokulundaki velilerin eylemi ile ilgili Pasok Partisi İskeçe Milletvekili Çetin Mandacı yazılı bir basın açıklaması yaptı. Mandacı’nın açıklaması aynen şöyle: ”24 öğrencinin okulsuz bırakılması ve hiçbir sebep göstermeden okul müdürlüğü ve İskeçe İlkokullar Koordinatörlüğü şefleri tarafından kayıtlarının silinmesi sonucu, 17 Eylül günü 1. Azınlık İlkokulu öğrencileri ve veliler bir protesto düzenlemişlerdir. Fakat, bu küçük çocuklarımızın okul yaşamlarının başlangıcındaki ilk adımlarında yaşadıkları bu tatsız olaylara son vermek ve de hem velileri hem de öğrencileri bu çileden kurtarmak için yapılan direnişlere rağmen, hatta İl milletvekili olarak benim ve azınlık öndegelenlerinin yapmış olduğumuz işbirliği çerçevesindeki müdahalelerimize rağmen, yetkili merciler bütün bu olanları görmezden geliyorlar. Okul müdürlüğü, İskeçe İlkokullar Koordinatörlüğü şefleri, Eğitim Bakanlığı Kültürlerarası Eğitim Bölümü Özel Sekreteri, ve asıl Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanı’nın kendisi bütün bu olanlardan suçlu ve sorumludur. 18 (Salı günü ise sayıları 15’e düşen) öğrencinin kayıdı ve daha sonra da 1. Azınlık İlkokulu’ndan skandalvari bir şekilde ?‘silinmeleri’, velilerin önceden uyarılmaması ve bilgisiz bırakılması, ilk başta kendilerine hiçbir sebep gösterilmemesi, hatta sonraları yetkililerin kendi sorumluluklarını örtbas etmek için göstermiş oldukları alışkanlık haline gelmiş çabaları, herkesin zaten bildiğini bir gerçeği ?‘ortaya çıkarmıştır’. Yani, zaten kan kaybetmeye devam eden azınlık eğitiminin sistematik bir şekilde delik deşik edilmesi, Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanı’nın kendi seçimidir. Ayrıca, son günlerde yerel basında yayımlanan haberler asılsız, gerçek dışı ve hastalıklı bir hayal gücünün ürettiği yalan haberlerdir. Büyük bir olasılıkla da, gerçekleri çarpıtmayı kendine meslek edinmiş olan ve bazı cüzzi siyasi çıkarlara hizmet eden bu şahıslar, yine o ?‘tanıdık-tanımadık’ çevrelerden gelmektedirler. Çok iyi bilsinler ki, bu çabalarında, azınlığımızı birlik ve beraberlik içinde karşılarında bulacaklardır. Hem şahsen ben, hem azınlığın diğer temsilcileri hem de bilinçli her vatandaş, ?‘tanıdık-tanımadık’ çevrelerden gelen ve insan ruhunu zehirlemeyi hedefleyen bu kişilere kesinlikle izin vermeyeceğiz.”