“Daha doğrusu Trakya’daki (Batı) Müslüman Azınlık, Muhammed’in taraftarları veya Muhammed’e inanan Müslümanlar olarak adlandırılmalıdırlar.”
“Niki” Hareketi Selanik İkinci Bölge Milletvekili, Selanik Aristotelio Üniversitesi Kalp Cerrahı Dr. Nikolaos Papadopoulos, “Veteranos” gazetesinde kaleme aldığı makalesinde Batı Trakya Türk Azınlığı, DEB Partisi ve adayları vede Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosluğu hakkında öyle tanımlamalar ve açıklamalarda bulundu ki bu kadarı da olmaz dedirtiyor.
Ama malumunuz burası Yunanistan ve Yunanistan’da siyaset yapanlardan bazıları hatta büyük bir bölümü, artı hemen hemen tüm siyasi partiler, Batı Trakya Türk Azınlığını ve onun mensuplarını Yunanistan’a bir tehlike olarak göstermeye devam ediyor.
Son olarak ki bu da son olmayacak, “Niki” Hareketi Selanik İkinci Bölge Milletvekili, Selanik Aristotelio Üniversitesi Kalp Cerrahisi Dr. Nikolaos Papadopoulos, DEB Partisin ve bazı adaylarını hedef göstererek, Başbakan Miçotakis’ten ülkeden ihraç edilmelerini dahi istemeye kadar varmış.
İşte bir Doktor, Kalp Cerrahı olan Nikolaos Papadopoulos kaleme aldıkları önce Türk Azınlığı, sonra da Atina, Ankara ve Brüksel’i derinden düşündürmelidir.
İşte kaleme aldığı faşizm kokan o yazıda belirtilenler:
“Trakya’mızda (Batı) tehlike çanları çalıyor!!”
“Eşitlik, Barış ve Dostluk Partisi (kısaltması KIEF, Türkçe: Dostluk-Eşitlik-Barış Partisi, DEB), Trakya’mızda faaliyet gösteren bir siyasi partidir.
Bilindiği üzere Trakya’da (Batı), bölgede Pomaklar, Romanlar ve Türkçe konuşan Trakya Yunan vatandaşlarından oluşan tanınmış bir Müslüman azınlık var!
Kavramsal olarak Müslüman terimi kabul edilemez olarak değerlendirilebilir çünkü Müslüman mümin olarak tercüme edilir, dolayısıyla hepimiz hangi dine ait olursak olalım inanıyoruz. Daha doğrusu Muhammed’in taraftarları veya Muhammed’e inanan Müslümanlar olarak adlandırılmalıdırlar.
Varsayalım ki Trakya’nın Müslüman azınlığı, 1923 Lozan Antlaşması’nın 45. maddesine dayanarak, Yunanistan’da tanınan tek azınlık ve üstelik dini bir azınlıktır. (Uyruk olarak Yunanlılar, din olarak ise Müslümanlar olarak açıkça belirtiyor)!
Lozan Antlaşması’na göre Yunanistan ile Türkiye nüfus mübadelesi yaptı! Bu mübadele İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada’daki Rum topluluklarını kapsamıyordu ve dolayısıyla Trakya (Batı) Müslümanları göç etmeyecekti!
Şimdi bize gelelim; KIEF (DEB Partisi), 13 Eylül 1991’de Sadık Ahmet tarafından kuruldu! Başkanlarından biri de 2007 yılında PASOK ile Yunan Parlamentosu Milletvekilliğine seçilen Ahmet Hacıosman’dı!
K.I.E.F.’nin (DEB Partisi) 5. Olağan Genel Kurul toplantısı 5 Ocak 2019’da parti ofislerinde gerçekleşti. Partinin Genel Başkanlığına tek aday olan Çiğdem Asafoğlu yeni Başkan olarak seçildi!
Bu parti (DEB Partisi), oradaki (Batı Trakya) Müslüman azınlığı Türk ulusal azınlık olarak tanınmasını istiyor!
Dolayısıyla Trakya’mızdaki (Batı) Müslüman azınlığın “Türk kimliğini” savunan bu parti, Gümülcine Başkonsolosluğu ve Ankara tarafından Trakya’mızda adeta Türkiye’nin uzun kolu olarak fiilen desteklenmektedir!
Bulunduğu ülkede eylemleriyle adaletli bir devletin hoşgörü sınırlarını aşan, aynen Trakya (Batı), Semadirek ve diğer yerlerdeki casusluk vakalarıyla sonuçlanan Gümülcine’deki Türk Başkonsolosluğu gibi Türk yanlısı bir parti!
KIEF (DEB Partisi), 9 Haziran 2024’teki son Avrupa seçimlerine indi. Hatta İskeçe’de yüzde 27,6, Rodop’ta ise yüzde 36,10 ile birinci parti çıktı.
Rodop ve İskeçe’den zaferle çıkarken, seçim öncesi oy pusulasında yer alan birçok aday, Türkiye Radyo ve Televizyonu’na (TRT) röportajlar vererek, Batı Trakya Türk kadınının (???) sesinin Avrupa’da duyulması partinin hedefi olarak belirlendi!
İlk örnek, partinin en genç milletvekili adayı Elif Molla İsmail Memet, Batı Trakya’nın Türk (merhamet artık) Azınlığı’ndaki kadınların ve gençlerin dinamik varlığını göstermek için bu yürüyüşe başladığını söyledi!
Ayrıca KIEF (DEB Partisi) Milletvekili adayı Sevkan Tahsinoğlu şunları söyledi: “Dünyadaki tüm kadınların gücüne inandığım gibi, Batı Trakya Türk (duyunuz – duyunuz) kadınının gücüne de inancım sonsuz”!
KIEF (DEB Partisi) Başkanı Çiğdem Asafoğlu da TRT World’e şunları söyledi:
“Yunanistan’da cunta rejimiyle başlayan, demokrasiye geçişten sonra da devam eden kimliğimizi inkar siyasetine bu seçimler en güzel cevap olacaktır! Toplu olarak oy vererek ve bölgeyi kendi renk tonumuza boyayarak kimliğimize sahip çıkıyoruz. Bu yüzden sloganlarımızdan biri “Biz buradayız ve Türk’üz” (duyan var mı?)!
Nitekim son 2024 Avrupa Seçimleri’nin bayram sevinci sonuçlarından sonra, bu ayrılıkçı partinin başkanının yerel kanal “Hronos”ta sandık başına gidip KIEF’e (DEB Partisi) oy veren herkesin Türk olduğunu beyan ettiğini söylemesine şaşırmadık.
Yunan Devletini “Türk azınlığa” baskı yapmakla suçladı. Seçim sistemine saldırdı, Yunan seçim yasası kapsamında geçerli olan %3’lük seçim barajını kınadı ve antidemokratik olarak tanımladı, Trakya’da (Batı) Ankara’nın partisini bir Milletvekilinden mahrum bıraktığını ileri sürdü.
Benzer olaylar 2023 Ulusal Seçimler öncesi dönemde de yaşanmış, Gümülcine’deki Türk Başkonsolosluğu Trakya’nın (Batı) iki ilindeki Müslüman azınlığın cep telefonlarına şu mesajı göndermişti: “Türk’ün Oyu Türk’e.” “Silahımız olan oyumuzu kimseyle paylaşmıyoruz.”
Diğer taraftan Mayıs 2024’te Gümülcine Asliye Mahkemesi, Gümülcine’deki “Fenerbahçe Taraftarlar Derneği”ni, kulübün logosunun “Batı Trakya” olarak anılması nedeniyle, Türk Azınlık olarak imalar oluşturabileceği gerekçesiyle kapatmıştır.
Elbette bu, Haziran 2023’te açılan ilk dava nedeniyle Derneğin ikinci “kapatılma” girişimiydi ancak dernek lehine sonuçlandı ve Savcı, kapatma talebini geri çekti.
Bu şekilde şu sorular ortaya çıkıyor:
Gümülcine Türk Başkonsolosluğu nasıl çalışıyor? Yargıtay 2012 yılında ne zaman “İskeçe Türk Birliği”ni tanımadı?
Nasıl olur da;
Türk vatandaşları olmadığına göre neden Gümülcine’de Türk Konsolosluğu var? Acaba bunu bize Türkiye mi dayatıyor?
Gümülcine Türk Konsolosluğu neden Türk devleti tarafından inanılmaz miktarlarda finanse ediliyor ve her yıl aldığı 10-20 milyon Euro’yu ne yapıyor?
Lozan Anlaşması geçerli mi? değil mi?
Arios Pagos (Yargıtay), diğer çeşitli nedenlerle parti oluşumlarını seçim sürecine katılmaktan men ederken, Türk yanlısı “Eşitlik, Barış ve Dostluk” (Dostluk-Eşitlik-Barış Partisi) partisinin Avrupa seçimlerine girmesine nasıl izin verdi? Bu diğer nedenler ulusal çıkarların önüne mi geçiyor?
Arios Pagos’un (Yargıtay) derhal bu partiyi yasaklayıp Trakya’mızdaki (Batı) her türlü faaliyetini durdurması gerekmez mi?
Başbakanın (Miçotakis) bu oluşumun yöneticilerinden derhal açıklama istemesi ve eğer Yunan vatandaşlarının Müslüman azınlığına ilişkin Uluslararası Anlaşmaların emrettiklerinden memnun değillerse, onları vatanları olarak gördükleri için derhal Türkiye’ye sınır dışı etmeleri gerekmez mi?
Türkiye’nin bir süredir Trakya’yı (Batı) Yunan topraklarından ayırma planını hız kesmeden planladığı ve her gün uyguladığı gün gibi açık değil mi? Trakya’mızı (Batı) yönetenlerden birileri artık Trakya’mızda (Batı) yılanın yumurtadan çıktığını algılayan var mıdır?
Trakya’mızın yeni bir fethini, Attila’nınki (Kıbrıs Barış Harekatı) gibi yeni bir istilayı, İmia (Kardak) gibi yeni bir işgali Trakya’mızda (Batı) yaşamamızı mı istiyorsunuz? Artık ne kadar uysal, ne kadar verili ve öngörülebilir!
2012 Ulusal Seçimlerinde Bakoyannis’in partisi Rodop’ta %17,95 oy alırken, bölgede bu oran sadece %2,56 idi. Belki de Gümülcine’deki Türk Konsolosluğu, geçen yıl olduğu gibi KIEF (DEB Partisi) için yine bir çizgi vermiştir?
Son olarak Dora Bakoyanni, Trakya Kalkınma Komitesi Başkanı ve parlamentonun Trakya’dan sorumlu Partiler Arası Komite’nin başkanı olarak tesadüfen mi seçildi? Zannetmiyorum!”
Dr. Nikolaos Papadopoulos
Selanik Aristotelio Üniversitesi Kalp Cerrahisi
“Niki” Hareketi Selanik İkinci Bölge Milletvekili
