Ana Sayfa Arşiv BATI TRAKYA TÜRKLERİNE VARŞOVA TOPLANTISI SONRASI YUNANİSTAN’DAN CEVAP GELDİ

BATI TRAKYA TÜRKLERİNE VARŞOVA TOPLANTISI SONRASI YUNANİSTAN’DAN CEVAP GELDİ

29
0

Polonya’nın başkenti Varşova’da 29 Eylül – 10 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) İnsani Boyut Toplantısı’nda Batı Trakya Türkleri’nin sorunlarını dile getiren azınlık temsilcilerine Yunanistan’dan yazılı cevap geldi. Türk azınlığını temsilen BTAYTD adına Cemil Kabza ve Sebahattin Abdurrahman, ABTTF adına Kamuran Ömeroğlu’nun katıldığı toplantıda sözlü cevap verme hakkını kullanmayan Yunan delegasyonu, yazılı cevabını AGİT İnsani Boyut Toplantısı’nın internet sitesinde yayınladı. 1 Ekim tarihli cevap metninde medya özgürlüğü, müftülük, eğitim, dernekleşme özgürlüğü ve 19. madde ile ilgili gelişmelere yer verildi, devletin son 15 yılda azınlığın çoğunluğa entegre olması için aldığı önlemler hakkında bilgi verdi. MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ Yunan delegasyonunun 3 sayfalık cevabında azınlık temsilcilerinin „yeni medya kanunu sadece Yunanca yayın yapmayı öngörüyor ve azınlık dillerinde yayın hakkı ihlal edilmiş oluyor” ifadelerine cevap geldi. Cevapta, yeni medya kanununun Yunanistan Anayasası ve Avrupa Birliği hukukuna uygun bir şekilde hazırlandığı, yayın kalitesinin artırılması için bir çok yeni şartın eklendiği ve frekans kirliliğinin ortadan kaldırılması için yeni önlemler içerdiği ileri sürüldü. Yeni medya kanununda sadece Yunanca’nın yayın dili olarak kullanılmasının Avrupa Birliği şartlarına uygun şekilde alınmış bir tedbir olduğu kaydedildi ve çoğulculuk ilkesi, ifade özgürlüğü ve bilgi edinme özgürlüğünün garanti edilebilmesi için radyo yayınlarında Yunanca’nın haricinde de dillerin kullanılabileceği ifade edildi. MÜSLÜMAN AZINLIK Batı Trakya’daki „Müslüman” azınlıkla ilgili bilgilerin yer aldığı ikinci sayfada, yaklaşık 100 bin kişi olan Trakya’daki Müslüman azınlığın resmi azınlık olarak tanındığına dikkat çekilerek, bu azınlığın Türk, Pomak ve Çingene gruplarından oluştuğu, ancak aynı dini paylaştıkları için tek dini azınlık oldukları ileri sürüldü. „Müslüman” azınlığın statüsünün 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile belirlendiğine dikkat çekilen cevapta, azınlık mensuplarının kendi ırklarını rahatlıkla ifade edebildikleri, kendi dillerini kullandıkları ve dini vecibelerini yerine getirdikleri kaydedildi. Azınlığın tümünün Türk azınlık olarak tanıtılmasının ise kabul edilemez olduğu ifade edildi. Yunanistan’ın azınlık politikasını Lozan Barış Antlaşması’ndaki hükümlere göre belirlediği ifade edilen cevapta, Müslüman azınlık mensuplarının Hıristiyan vatandaşlarla eşit haklara sahip olduğu belirtildi. Müslüman azınlığın 1927’den beri Yunan Parlamentosu’nda kendi temsilcileriyle temsil edildiği ve Müslüman azınlık mensuplarının her türlü yerel seçime katıldığı ifade edildi. Azınlığın çoğunluğa entegre olması için hükümetin azınlık üyeleri için üniversite giriş sınvları ile memurluk sınavlarında binde beşlik kontenjan, kadınlara ve gençlere yönelik Avrupa Birliği programları uygulandığı da cevapta yer aldı. 15 YILDA BÜYÜK DEĞİŞİKLİK Yunanistan’ın AB üyeliğinden kaynaklanan yükümlülükleri çerçevesinde son 15 yılda „Müslüman” azınlığın siyasi ve kültürel alanda entegre olması için bir çok önlemlerin alındığı kaydedilen yazılı cevapta, bu önlemlerin Türk asıllı azınlık mensupları ve Türkiye tarafından hala şikayet konusu yapıldığı ileri sürüldü. Son 15 yıl içerisinde azınlığın sosyo-kültürel ve siyasal alanda entegre olması için Yunanistan’ın aldığı önlemler şöyle sıralandı: -Türkçe seçmeli yabancı dil olarak 2006’dan beri devlet ortaokullarına okutuluyor; -Müslüman azınlık üyesi yetişkinlere yönelik Yunanca kurslar düzenleniyor; -Üniversite giriş sınavlarında ve devlet memurluğu sınavlarında Müslüman azınlık öğrencileri ve üyeleri için binde beşlik kontenjan uygulanıyor; – Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı 2007 tarihinde, 240 imamı devlet memuru yapan yasayı meclite onayladı; -Yeni vakıflar yasası, vakıf idare heyetlerinin seçimle işbaşına gelmesini öngörüyor. Vakıfların mevcut vergi borçlarının silindiği, bundan sonra da vergiye tabi tutulmayacakları; -Müslaman ve Hıristiyan gençleri bir araya getiren ve kültüren diyaloğa hizmet eden yerel yönetimlerde gençlik meclisleri kuruldu. MÜFTÜLÜK Müftülerin azınlıkta dini liderler olduğu kaydedilen cevapta, bütün Müslüman ülkelerde ve Türkiye’de olduğu gibi, Yunanistan’da da müftülerin Müslüman cemaata ve ilahiyatçılara danışılarak atandığı ileri sürüldü. Halk tarafından seçilen sözde iki müftünün ise demokratik ülke kanunlarına aykırı bir şekilde siyasi liderler olarak davrandığı savunuldu. Cevapta ayrıca, Müslüman azınlığın her türlü dini vecibesini rahatlıkla yerine getirdiği vurgulandı. EĞİTİM Lozan Antlaşması gereği Yunanistan’ın Trakya’daki azınlık okullarının varlığının devam etmesi için bütün yükümlülüklerini yerine getirdiği kaydedilen cevapta, azınlık üyelerinin çoğunun çocuklarını devlet okullarında okutmaya eğilimde olduğu, Yunan devletinin de azınlığın bu taleplerine cevap vermekle yükümlü olduğu iddia edildi. Yunanistan’ın mecburi eğitim süresini 10 yıla yükselttiği belirtilen yazılı cevapta, anaokullarında Yunanca herhangi bir ders kitabının işlenmediği, ders programının olmadığı, sadece çeşitli aktivitelerin yapıldığı ve oyunların oynandığı anaokullarla çocukların ilkokula daha rahat adapte olmasının amaçlanıdığı ifade edildi. Müslümanların yoğun olduğu bölgelerdeki anaokullarda Müslüman anaokulu öğretmenlerinin görev almasının önerildiği, ancak azınlıkta üniversite mezunu anaokulu öğretmenlerin sayısının 10’u geçmediği savunuldu ve durumun önümüzdeki yıllarda daha da iyileşeceği sözleri yer aldı. DERNEKLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜ AB üyesi olarak Yunanistan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına saygılı olduğu belirtilen cevapta, dernekleşme özgürlüğünün Yunan Anayasası ile garanti altına alındığı, Trakya’da kurulan ve devlet tarafından tanınan bir çok sivil toplum örgütünün bunun açık bir kanıtı olduğu belirtildi. 19.MADDE Yunan ırkından olmayan, yurt dışına çıkan ve bir daha yurda dönmeyeceği intibası uyanan bir çok Yunan vatandaşının, Yunanistan Vatandaşlık Kanunu’nun 19. Maddesine göre vatandaşlığını kaybettiği, sözkonusu maddenin 1998 yılında yürürlükten kaldırıldığı belirtildi. Bu bağlamda vatandaşlığını kaybeden Trakya Müslümanları için gerekenin yapıldığı ve halihazırda 20’den az kişinin „Vatansız” olduğu kaydedildi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz