28 Eylül-9 Ekim 2009 tarihlerinde Polonya’nın başkenti Varşova’da düzenlenen AGıT ınsani Boyut toplantısında BTAYTD üyeleri Sebahattin Abdurrahman ve Pervin Hayrullah ve ABTTF adına toplantıya katılan Fatma Reşit Batı Trakya Türk Azınlığını temsil ettiler. Batı Trakya Türk Azınlığının Din Özgürlüğü, Dernekleşme Özgürlüğü, Eğitim alanında yaşadığı sıkıntılar, maruz kaldığı nefret suçları ve basın yoluyla uğradığı hakaretler ve siyasi katılım konusunda karşılaştığı güçlükler toplantı süresince temsilcilerimiz tarafından gündeme getirildi. Ayrıca, yaşanan sıkıntıları detaylı bir şekilde anlatan yazılı raporlar dokümantasyon merkezine sunuldu. Toplantının din ve inanç özgürlüğü konusundaki ikinci oturumunda söz alan Sebahattin Abdurrahman, 240 imam yasasının Lozan antlaşmasının 43. Maddesine aykırı olduğunu belirterek bu yasada 240 imamın Hrstiyanlardan oluşan bir komisyon tarafından atanmasının öngörüldüğüne dikkat çekti, bu yasanın azınlığın dini özerkliğine bir müdahale olduğunu dile getirdi. Vakıfların azınlığın kültürel, tarihi ve dini mirasının önemli bir bölümünü oluşturduğunu belirten Abdurrahman Devletin Müslüman Vakıf Mallarının dokunulmazlığını göz ardı ederek yıllardır bu mallara aşırı derecede vergi yüklediğini ve yasal yaptırım uguladığını dile getirdi. Yeni yasalara göre vergi borçlarının silinmesi gerektiğine değinen Abdurrahman bu konuda henüz olumlu bir uygulamanın olmadığını dile getirdi. Müftü seçiminin pek çok uluslararası antlaşma ve belge ile garanti altına alınmasına rağmen yargı yetkisi nedeniyle Yunanistan’ın seçilmiş müftüleri reddetmeye devam ettiğini, fakat Batı Trakya’daki uygulamaya göre Batı Trakya Türk Azınlığı Üyelerinin şeriat hukuku veya medeni hukuk konusunda seçme özgürlüğünün olduğunu, hatta Müftünün kararlarının Yunan Mahkemeleri tarafından onaylanmadan geçerlilik kazanmadığını dile getirdi. Bu oturumda son olarak, camilerimize yapılan saldırılara değinen Abdurrahman Batı Trakya’daki Türk-ıslam kültürel mirasının sistematik olarak talan edildiğini vurguladı. Toplantının dernekleşme özgürlüğü konusunu da içeren üçüncü oturumunda tekrar söz alan Sebahattin Abdurrahman dernekleşme özgürlüğünün pek çok uluslararası antlaşmaya göre temel bir hak olmasına rağmen Yunanistan’ın bu konuda Batı Trakya Türk Azınlığına haksız uygulamalarda bulunduğunu belirtti. Abdurrahman Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği, Gümülcine Türk Gençler Birliği ve ıskeçe Türk Birliği’nin isimlerindeki Türk kelimesi nedeniyle kapatıldığına dikkat çekerek aynı sebeple Rodop ıli Türk Kadınları Kültür Derneğinin kurulmasına izin verilmediğini ve Avrupa ınsan Hakları Mahkesinin bu konudaki kararlarının uygulanmadığına değindi. Ayrıca Meriç ıli Azınlık Gençleri Derneği’nin isminde Türk kelimesi bulunmadığı halde kurulmasına izin verilmediğini ve bu konuda da Yunanistan’ın Avrupa ınsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymadığını dile getirdi. Son olarak ismindeki Azınlık kelimesinden dolayı kurulmasına izin verilmeyen Batı Trakya Azınlığı Güney Meriç Eğitim ve Kültür Derneği konusuna değinen Abdurrahman Yunanistan’ın bireysel tanımlama hakkına saygı duymasını, dernekleşme özgürlüğünün temel hak olduğunu ve bu konuda ınsan Hakları Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararlara Yunanistan’ın uyması gerektiğini belirtti ve Yunanistan’ın biran önce Avrupa Konseyi Ulusal Azınlıkları Korumak için Çerçeve Sözleşmesi’ni onaylaması gerektiğini vurguladı. Toplantının beşinci oturumunda tekrar söz alan Sebahattin Abdurrahman Batı Trakya Türk Azınlığının özellikle eğitim alanında yaşadığı sıkıntıları detaylı bir şekilde anlattı. Lozan antlaşmasının ihlal edildiğini, azınlık eğitimi için çıkarılmış olan 70’ten fazla yasayla azınlık okullarındaki Türkçe müfredatın giderek zayıflatıldığını dile getirdi. Anaokulu eğitiminin zorunlu eğitime dahil edildiğini fakat Batı Trakya Türk Azınlığı için gerekli olan alt yapının hazırlanmadığını ve anaokulu eğitiminin sadece Yunanca oluduğunu vurguladı. Abdurrahman ayrıca Batı Trakya Türk Azınlığının ihtiyaçlarını karşılayacak yeterli sayıda ortaokul ve lisesinin olmadığını belirtti. Bu konuda Rodop ilinde nüfusun %55’ni oluşturan Türk azınlık için sadece bir ortaokul ve lise olduğuna değinen Abdurrahman %45’i oluşturan çoğunluk nüfusu için 24 ortaokul ve lise olduğunu belirtti. Aynı durumun ıskeçe için de söz konusu olduğunu nüfusun %45’ini oluşturan Türk azınlık için sadece 1 azınlık orta okul ve lisesi olduğunu ve buna karşılık 37 çoğunluk okulu olduğunu dile getirdi. Toplantının 10. Oturumunda söz alan Pervin Hayrullah azınlığın karşılaştığı nefret suçlarına ve medyadaki nefret içerikli yayınlara değindi. Son zamanlarda Türk azınlığın cami ve diğer kutsal mekanlarına yapılan saldırılara da değinen Hayrullah mezarlıkların yetkililer tarafından yol açmak bahanesiyle talan edildiğini, Okçular camii’nin kutsal Ramazan ayı içerisinde 3. Kez kundaklandığını dile getirdi. Ayrıca Batı Trakya Türk Azınlığının etnik Türk kökeni nedeniyle basında çeşitli hakaretlere maruz kaldığını dile getirdi. Bu konuda yayın yapan bazı yerel ve ulusal gazetelerden örnekler verdi ve uluslararası kamuoyunun bu konuda gerekli tedbirleri alması yönünde Yunanistan’ı uyarmasını talep etti. Bu oturumda ABTTF adına söz alan Fatma Reşit nefret suçları konusundaki yasaya değinerek Batı Trakya’da yaşanan örnekleri dile getirdi. Toplantının ifade özgürlüğü ve medya özgürlüğü konusundaki 12. Oturumuda tekrar söz alan Hayrullah ifade özgürlüğünü bireysel tanımlama ve dernekleşme özgürlüğü ile ilişkilendirerek bu konuda bazı medya kuruluşlarının kamuoyunu olumsuz etkilediğine, ırkçı söylemleriyle “diğer/leri” kavramını oluşturduğuna ve azınlığın Türk kimliği yerine müslüman kimliğini öne çıkardığına değindi. Son 15-20 yılda en çok konuşulan konulardan birinin dernek isimlerindeki Türk kelimesi olduğunu, Yunanistan’ın Türk kelimesini başka bir ülkenin vatandaşı gibi algıladığını bu nedenle azınlığın Türk kimliğini kabul etmek istemediğini vurgulayan Hayrullah bu sorunun Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği ve Gümülcine Türk Gençler Birliği’nin kapatılmasıyla başladığına değindi. Bu konuda yargının “derneklerin ismindeki Türk kelimesinin başka bir ülke vatandaşlarının kurmuş olduğu bir dernek izlenimi uyandırdığını ve sosyal düzeni bozabileceğini” beyan ettiğini belirten Hayrullah Yunanistan’ın bireysel tanımlama hakkının toplu kullanılmasına izin vermemekte ısrar ettiğini ve azınlığı sadece müslüman olarak tanımladığını dile getirdi. Bu nedenle azınlığın kendini ifade etme özgürlüğünü kullanamadığını vurguladı. Bu oturumda söz alan ABTTF temsilcisi Fatma Reşit medya yasasına ve Abdülhalim Dede’ye yapılan saldırıya değindi. Toplantının 17. Oturumunda demokratik seçimler ve siyasi haklar görüşülecek. Yunanistan’ın cevabı Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği’nin 2,3 ve 5. Oturumlarda yapmış olduğu sunumlardan sonra Yunan Delegasyonu cevap verdi. Yunan Delegasyonu cevabında bilindik iddialarını tekrarladı. Sivil Toplum Örgütleri’nin Yuvarlak Masa Toplantıları Temsilcilerimiz Pervin Hayrullah ve Fatma Reşit 5 Ekim Pazartesi günü Cojep ınternational tarafından organize edilen Müslümanlara karşı işlenen nefret suçları konulu yuvarlak masa toplantısına katıldılar. Aynı gün ABD AGıT Misyonu tarafından düzenlenen Müslümanlara karşı tahammülsüzlük konulu oturuma katılan temsilcilerimiz uzmanlarla görüşme fırsatı yakaladılar. Adil K. Ahmedov ile Görüşme Batı Trakya heyeti, Müslümanlara Karşı Ayrımcılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele AGıT Özel Temsilcisi Büyükleçi Adil K. Ahmedov ile de özel görüşerek, Batı Trakya Türkleri’nin karşılaştığı sorunları anlattı ve kendisini Batı Trakya’da incelemelerde bulunmak üzere bölgeye davet etti.