Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropulu, 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Athanasios Garinis’in tarafından Selanik Ordu evinde onuruna düzenlenen yemeğe katıldı.
28 Ekim “OHİ” (HAYIR) kutlama törenleri için Selanik’e gelen Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropulu, 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Athanasios Garinis’in tarafından Selanik Ordu evinde onuruna düzenlenen yemeğe katıldı. Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropulu burada yaptığı konuşmada, Ukrayna ve Orta Doğu’daki çatışmalara, Kıbrıs sorununa ve Yunanistan-Türkiye ilişkilerine değindi. Sakellaropulu, “Yunanistan, ulusal çıkarlarının desteklenmesinin yanı sıra, barış ve diyaloğun desteklenmesine de kararlı bir şekilde bağlı kalmaya devam ediyor” ifadelerini kullanarak konuşmasına şöyle devam etti:
“Belirsizliğin, jeopolitik çalkantıların, yoğun olarak uluslararası yeniden düzenlemelerin, kanlı çatışmaların olduğu bir çağda yaşıyoruz. Ukrayna’da devam eden savaş Avrupa’da açık bir yara olmaya devam ediyor. Mahallemiz, tüm Doğu Akdeniz’in geleceği açısından öngörülemeyen sonuçlar doğuracak şekilde yanıyor. Orta Doğu bir barut fıçısı gibi görünürken, genel bir bölgesel kriz olasılığı küresel kaygılara neden oluyor. Sorunlar çoktur ve ulusal sınırlarımızı aşmaktadır. Bu istikrarsız ortamda Yunanistan, ulusal çıkarlarının savunulmasının yanı sıra barış ve diyaloğun desteklenmesine de kararlı bir şekilde bağlı kalmaya devam ediyor.”
“Asla unutmuyoruz”
Yunanistan’da demokrasinin yeniden tesis edilmesinin üzerinden 50 yıl geçmesi vesilesiyle, Kıbrıs meselesinin yanı sıra Yunanistan’ın bugünkü konumuna da değinen Cumhurbaşkanı Sakellaropulu şu ifadeleri kullandı: “Kıbrıs mücadelesinin Birleşmiş Milletler kararları ve AB müktesebatına dayanarak kesin olarak haklı çıkarılması en büyük ulusal borcumuzu oluşturmaktadır.
Bu yıl, halkımıza damgasını vuran diktatörlük rejiminin çöküşünün 50. yıldönümünü ve modern tarihimizin en sorunsuz ve en ilerici dönemi olan Albaylar Cuntasının devrilmesinden sonra demokrasinin yeniden başlangıcını kutluyoruz. Ülkemiz, Avrupa Birliği’nin kalbindeki varlığını pekiştirerek Doğu Akdeniz’in ve geniş bölgenin güvenliğinin garantörü haline geldi. Uzun yolculuğumuzda başardıklarımız, derin köklerimize uzanan temel değerlere sadık kalarak, ortaklarımız arasında tarihimize yakışan ve bizi gururlandıran konumumuzu pekiştirerek elde ettik. Ancak tüm bu elli yıl boyunca Kıbrıs’ın travması iyileşmeden kalmaya devam ediyor. Türklerin Kıbrıs (Güney) Cumhuriyeti topraklarının üçte birinden fazlasını uluslararası meşruiyet kavramlarını ihlal ederek işgal etmesi bizi derinden yaralamaya devam ediyor. Asla unutmuyoruz.
Bu vahşetin, binlerce Kıbrıslının yerinden edilmesinin ve şiddet yoluyla yerinden edilmesinin, insan haklarının kitlesel ihlalinin, Yunan kültürel anıtlarının ve Ortodoks Hıristiyanlığın, Helenizmin bu ilkel ocağının yerleşimi yok edilmesinin ve aynı zamanda provokatif olmasının cezai sonuçlarını tersine çevirmek için mücadele etmeye kararlıyız. Kıbrıs mücadelesinin Birleşmiş Milletler kararları ve AB müktesebatına dayalı olarak kesin olarak haklı çıkarılması en büyük ulusal borcumuzu oluşturmaktadır.”
Son olarak Yunanistan-Türkiye ilişkilerine değinen Cumhurbaşkanı Sakellaropulu şunları dile getirdi:
“Yunanistan, iyi komşuluk ilkesine özel önem veriyor ve bunu pekiştirmek ve yerleştirmek için mümkün olan her türlü çabayı gösteriyor. İletişim kanallarını açık tutmaktan asla vazgeçmedi, Türkiye ile ikili ilişkileri mevcut kurumsal mekanizmalar üzerinden güçlendirmeye çalıştı. Anlaşmazlıkların barışçıl yollarla, uluslararası hukuka uygun olarak, çatışma durumlarından kaçınarak ve halklar arasında bir arada yaşamayı ve karşılıklı anlayışı amaçlayarak çözülmesi gerektiği yönündeki kesin tutumuyla devam etmektedir.”
Selanik’in kurtuluşu
“Sizler, 1912 yılında Selanik’in Türk boyunduruğundan kurtarılmasına katkıda bulunanların, Makedonya ve diğer Yunan topraklarının özgürlüğü ve ulusal çekirdeğe entegrasyonu için 1940’ların destanında kahramanlık ve fedakarlıkla İtalya ve Nazi Almanyası’na faşistlere karşı savaşanların canlarını veren mirasçılarısınız. Aynı zamanda, bağımsızlığımızı ve egemenlik haklarımızı koruyan caydırıcı bir güç, işgal düşüncesi taşıyanlara karşı Yunan toplumunun hayati kesiminde bir sipersiniz. Ve bu kadar güçlü sembolik anlam taşıyan çifte kutlama günü olan bu yerleşik bayramımız, bana Silahlı Kuvvetlerimize duyduğumuz saygıyı bir kez daha ifade etme fırsatını veriyor.”
Barış hepimizin arzuladığı yüce bir iyiliktir. Savaş, çaresiz sivillerin görüntüleri, bombalanan şehirler, akan masum kanlar derin acılara neden oluyor. Bu nedenle ülkemizin savunma zırhı ve Silahlı Kuvvetlerimizin caydırıcı gücü büyük önem taşıyor. Savaş için değil, vatandaşlarımızın huzuru ve refahı için. Sizler bu gücün pratik ifadesisiniz. Ve ülkemizin her türlü tehdidi püskürtebileceğinden ve daha güvenli bir geleceğe doğru ilerleyebileceğinden emin olarak, vatansever ahlakınız ve kararlılığınız için, en yüksek subaylardan sıradan askerlerimize kadar hiyerarşinin her düzeyinde sizi onurlandırıyoruz.”