Güney Kıbrıs ile Girit adasına deniz dibine elektrik bağlantısı şebekesinin döşenmesi için Çoban Adası (Kasos) ile Kerpe (Karphatos) arası deniz bölgelerinde araştırma çalışmaları yapan İtalyan bayraklı “Ievoli Relume” gemisinin Türkiye’nin müdahalesi sonrasında geri çekilmesinin yankıları sürerken olay ilk günkü gibi gündemde kalmaya devam ediyor.
Yunanistan’da köşe yazarları, analistler ve yorumcular halen olayı gündemde tutarak, Miçotakis hükümetinin yaşanan bu olayla birlikte Ege’deki kara suları sınırlaması konusunda Türkiye’ye taviz verildiği görüşü ileri sürülüyor.
Bazı köşe yazarları olayla ilgili şu yorumları yapıyor:
“Türkler Kasos’la (Çobanadası) bizi trollüyor: Yunanistan, ABD-AB-İsrail’de Türkiye’ye karşı ses çıkarmayan koruyucular arıyor.”
Daha da meydan okumak isteyen Türkler, Antalya’da kendi oşinografik araştırma gemisi “R/V Bilim 2″ye sahip olmak istiyor. Birkaç gün önce Kasos’ta (Çobanadası) yaşanan olayla Türkler Türk propagandası yapmaya fırsat buldu.
Dışişleri Bakanlığı’nın Türk danışmanı ve uzman Turan Oğuz (Ankara’nın propaganda makinesinin bir parçası), “Süreç, Yunanistan’ın Ege’yi ‘deniz parkına’ dönüştürme kararıyla başladı” dedi.
Geçtiğimiz hafta, Yunanistan adına çalışan İtalyan kablo döşeme ve araştırma gemisi “RA/levoli Relume”, 5 Türk savaş gemisinin varlığının bir savaş olayını kışkırtma tehdidi oluşturması üzerine Yunan karasularından ayrılmak ve geri dönmek zorunda kalmıştı.
Daha da kışkırtmak isteyen Türkler, kendilerine ait oşinografik araştırma gemisi “R/V Bilim 2″nin, bir Türk gazetesinin makalesinde hatalı olarak belirtildiği gibi şu anda Marmaris’te değil, Antalya’da seyrediyor.
Türk oşinografi gemisi “R/V Bilim 2”, Türk karasuları dışında araştırma yapmayı üstlendi, ancak “komşuların” Yunanistan MEB’inde başka planları olduğu kesin.
Türkler Ege’deki MEB için meydan okumaya kararlı
Erdoğan’ın nispeten yakın zaman önce Selanik’i de içine aldığı “Gönül Vatanı” açıklamaları, Dışişleri Bakanı Fidan’ın Trakya (Batı) ve Onikiada’daki Türk azınlık hakkında açıklamaları ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Tatlıoğlu’nun Ege’deki adalarımızdaki silahsızlanma ve ulusal egemenliğimiz sorununu yeniden gündeme getirdiği gibi geçmişteki açıklamaları, Türkiye’nin Yunanistan’a yönelik kaba niyet ve iddialarının “damgasını” doğru bir şekilde yansıtıyorlar. Türklerin Ege’deki Yunan MEB’ini adalarımızla ilgili olduğu kadar ulusal egemenlik hakları konusunda da tanımadığı kesindir.
Türklerin Ege’yi bölme düşüncesi karmaşıktır ve MEB sahanlığının Yunanistan ile sınırlandırılmasından başlamaktadır.
Amaçları, Kastelorizo (Kızılhiar) kompleksinin, söz konusu bölgedeki Yunanistan-Türkiye MEB’lerinin sınırı üzerinde, çok küçük bir ölçüde, herhangi bir etkisinin olmamasını sağlamaktır; buradaki MEB’lerimizin menzili 6 deniz milidir.
Türklerin asıl hedefi, Yunanistan-Kıbrıs (Güney) tarafından MEB’in belirlenmemesi gerçeğinden yararlanan Türkler, Kastelorizo (Kızılhisar)-Kıbrıs (Güney)-Girit-Rodos-Kastelorizo deniz alanına bir “kama” olarak girmeye çalışarak Türk MEB’ini aralarına sokmaya çalışıyor.
Devamında aynısını Ege’de 6 deniz miline sahip adalarımıza da uygulamak isteyecekler, bunun sonucunda Türk kıta sahanlığı aralarındaki boşluğa müdahale ederek Ege’de “Türk dil uzatmalarını” yaratma peşindeler.
Yunanistan’ın tutumu ve hedefi
Yunanistan’ın pozisyonu ve tutumu, Türklerle MEB-kıyı sahanlığının sınırlandırılması, ulusal egemenlik ve egemenlik hakları konularında geri çekilme eğiliminin olmaması, Türkiye ile gerginlik yaratan meselelerin ortadan kaldırılması, iletişim kanallarının açılması ve farklılıkları ortadan kaldıracak mekanizmaların oluşturulması dışında başka hiçbir şeyi görüşmeyeceğimiz yönündedir.
Ulusal egemenlik derken, Yunanistan’ın kendi karasuları (Yunanistan anakarası, adalar, adacıklar, kayalık adacıklar), Karasuları ve Ulusal Hava Sahası üzerinde tam haklara sahip olduğunu, egemenlik haklarının ise MEB kıyı şeridindeki haklarımızı ilgilendirdiğini kastediyororuz.
Tek makul çözüm, 1974’ten bu yana, ne olursa olsun, Yunanistan’ın Türkiye ile çatışmaya girmeye cesareti olmadığını, taraf değiştirmesi gerektiğini düşünen komşu ülkeyle (Türkiye) genel bir savaşa bile hazırlanmaktır.”