Yunanistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Aleksandros Papaioannu tarafından diplomatik muhabirlere haftalık düzenli brifing sırasında, 3 gün sonra İstanbul’da yapılacak olan 61. keşif temasları toplantısı hakkında bilgi verildi. Gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Sözcü Aleksandros Papaioannu şunları dile getirdi:
“Müzakere değil. Temas toplantısı. İki taraf arasında hiçbir yükümlülük ve taahhütte bulunulmamaktadır. Tutanak tutulmuyor. Hiçbir üçüncü taraf dahil edilmiyor, sadece iki taraf arasındadır. Keşif temaslarının içeriği hakkında bilgi verilmemektedir.
Alekandros Papaioannu, keşif temaslarının örgüsünü açarak, gelecekteki olası müzakerelerin yakınlaşma noktalarını keşfetmek için bunların gayri resmi, bağlayıcı olmayan, ancak güvenilir temaslar olduğunu, Münhasır Ekonomik Bölgeler’in (MEB) Ege ve Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığının her zaman Uluslararası Hukuk temelinde sınırlandırılma olacağını vurguladı.
Görüşmelerde keşif niteliğindeki müzakereleri takip edebilecek bir anlaşma olmaması halinde, iki tarafın, daha sonra Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’na sunulacak ortak bir bildiri metni üzerinde anlaşarak başvuruda bulunacaklarını vurguladı.
Bu bağlamda, Yunan tarafının, iyi niyetle yürütülürse gerilimlerin azalmasına yol açabileceği görüşünü dile getirdi. Yunanistan’ın 61. tura iyi niyetle ve işbirliği ruhuyla yaklaştığını savundu.
Keşif temasları toplantısında adaların askerden arındırılması konusunun görüşülmeyeceğini, ulusal egemenlikle ilgili herhangi bir konunun müzakere edilmeyeceğini ve Yunanistan’ın tutumunun Uluslararası Deniz Hukuku’na uygun olduğunu vurguladı.
Yunanistan ile Türkiye arasındaki arabuluculuk için çeşitli ülkelerin sunduğu hizmetler hakkında, Papaioannu kendilerine teşekkür etti ve Yunanistan’ın Türk tarafıyla konuşmak için üçüncü şahısların arabuluculuğuna ihtiyaç duymadığını tekrar vurgulayarak, temasların iki taraf arasında ve üçüncü taraf arabuluculuğuna gerek olmadığını, “iki taraf konuşuyoruz” dedi.
Ayrıca belirli bir zaman çizelgesi olmadığını söyledi ve ilgili bir soruyu yanıtlayarak, Yunanistan’ın her zaman yapıcı diyaloğa açık olduğunu ve koşullar elverdiğinde Yunanistan ve Türkiye Dışişleri Bakanları’nın olası bir toplantısına açık olacağını söyledi.
Böyle bir görüşmenin yapıcı olmasını sağlayacak uygun ortam olduğunda, Yunan tarafının böyle bir toplantıya devam etmesinin temel şartının Türk tarafının tahrikkar davranışlardan kaçınmak olduğunu vurguladı.
Egemenlik haklarının genişletilmesine atıfta bulunarak, bunun, Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde öngörüldüğü üzere, uygun gördüğü her yerde ve zamanda Yunanistan’ın vazgeçilemez bir hakkı olduğunu söyledi.
Türk savaş uçaklarının Yunan adaları üzerinden uçuşları hakkında soruya, Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Yunan tarafının Türk tarafına bir acil protesto notası verdiğini belirterek, bu tür eylemlerin gerginliğin azalmasına ve olumlu bir hava yaratılmasına yardımcı olmadığını vurguladı.
Açık Semalar Antlaşması (ASA) ile ilgili olarak, Yunanistan’ın Avrupa-Atlantik bölgesindeki konvansiyonel silahların kontrol rejiminin bir bileşeni olduğuna inanarak bunu tamamen desteklediğini belirtti.