Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan Dışişleri Bakanlığının Oruç Reis’in faaliyeti için yayımlanan NAVTEX’e dair açıklamasına karşılık, “22 Ekim’e kadar sürecek olan bu faaliyet, tamamen Türk kıta sahanlığı içinde olup, faaliyet alanı Türkiye’ye en yakın 15 kilometre, Yunan ana karasına ise 425 kilometre uzaklıktadır.” ifadeleriyle Yunanistan’ın açıklamasına tepki gösterdi.
Bakanlık, Yunanistan Dışişleri Bakanlığının Oruç Reis’in faaliyeti için yayımlanan NAVTEX’e (denizcilere duyuru) dair açıklaması hakkında yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Oruç Reis gemisinin 1 ay süren bakım ve onarım işlemlerinin ardından sismik araştırma faaliyetlerine kaldığı yerden bugün devam etmeye başladığı belirtilerek, “22 Ekim’e kadar sürecek olan bu faaliyet, tamamen Türk kıta sahanlığı içinde olup, faaliyet alanı Türkiye’ye en yakın 15 kilometre, Yunan ana karasına ise 425 kilometre uzaklıktadır.” ifadeleriyle Yunanistan’ın açıklamalarına tepki gösterildi.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığının, konuya ilişkin bugün yaptığı açıklamada, uluslararası hukuk ile bağdaşmayan asılsız iddialar öne sürerek itirazlarını yinelediği hatırlatılarak, Doğu Akdeniz’de en uzun kıyısı bulunan Türkiye’nin ana karasına 15 kilometre mesafede faaliyet göstermesine itiraz edilmesinin kabul edilemez olduğu vurgulandı.
“Yunan tarafı, taleplerinin maksimalist olduğunu iyi bilmektedir”
Açıklamada şunlar kaydedildi: “Bu itiraz, Sevilla Haritası ile vücut bulan, Yunanistan’ın maksimalist deniz yetki alanı iddialarına dayanmaktadır. Oysa ki Sevilla Haritası’nın hukuken geçersiz olduğu AB ve ABD tarafından da kamuoyuna duyurulmuştur. Yunanistan’ın iddia ettiği üzere Meis Adası’nın 40 bin kilometrekare deniz alanı yaratması ne uluslararası hukukla ne de uluslararası mahkeme kararlarıyla bağdaşmaktadır. Esasen Yunan tarafı da bu taleplerinin maksimalist olduğunu gayet iyi bilmektedir. Yunanistan’dan beklentimiz, Sevilla Haritası ile vücut bulan, uluslararası hukuka aykırı maksimalist iddialarını geri çekmesi, Ege ve Akdeniz’de gerginliği artırıcı tatbikat ve askeri faaliyetlerine son vermesi ve başta istikşafi görüşmeler olmak üzere bizimle samimi bir diyalog içine girmesidir.”