SıBEL MUSTAFAOğLU: “GÜÇ BıRLığıNE ıNANIYORUM, ONUN ıÇıN YASSIKÖY BELEDıYESı’NE ADAY OLDUM”

Rodop Vali Yardımcısı Yassıköy Belediye başkan adayı Sibel Mustafaoğlu, 7 Kasım seçimleri öncesinde Birlik gazetesine konuştu. Mustafaoğlu, neden Yassıköy belediyesi’ne aday olduğunu gayet açık sözlülükle anlattı ve “Kalikratis”in sağladığı imkanları Vali Yardımcılığı deneyimiyle birleştirerek bölgedeki hizmet etmek isteyen güçlerle birlikte hareket ederek hizmetin tüm taban ayayılmasını gerçekleştirmek istediğini söyledi. Belediyeciliğin artık vaadlerle olamayacağını, halkın gerçek anlamda hizmet beklediğini söyleyen Mustafaoğlu, “Kişisel ve kendi çıkarları uğruna belediyecilik yapmak artık tarihe karıştı. Sorumluluklar çok büyük. Belediyecilikte yeni uygulamalar gerçekten çok iyi bir takım istiyor. Ben o takımı kuruyorum ve hiçte endişem yok. Çünkü ben bireysel olarak hareket etmiyorum. Ben yanımda güçlü bir ekiple çalışmak istiyorum ve bunu başaracağıma inanıyorum.” Dedi. Sibel Hanım, Yassıköy belediyesi’ne “Kalikratis” oluşumuyla başkan adayı olduğunuzu açıkladınız, neden Yassıköy? “Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum, benim Yassıköy veya herhangi başka bir bölge gibi tercih sıkıntım yok. Yok, çünkü ben hizmeti sadece belli başlı bir bölge için düşünmüyorum ve dolayısıyla insanlara hizmet etmeyi bir bölgecilik olarak algılamıyorum. Zaten benim hizmet anlayışıma da yanlış geliyor bu. Rodop Vali Yardımcılığı yaptığım bu dönem içerisinde her bölgenin insanlarıyla az veya çok zamanım el verdiği müddetçe biraraya geldim. Ben gittim, onlar geldiler ve karşılıklı bir sevgi saygı dostluk bağı oluşturduk. Neticede Yassıköy ve Yaka bölgesindeki insanların göstermiş oldukları ilgi ve yakınlıktan sonra kendilerine bu yeni oluşumda da yardımcı olmam için onların isteği ile de Yassıköy belediyesine aday olmayı düşündüm. Bu insanlara daha çok hizmet etmek istedim belki. Ancak tabii ki bölge insanıyla bu güzel dostluk bağlarını hizmete de yansıtmaya çalıştım. Sizlerde bilirsiniz ki, Vali Yardımcılarının hareket alanları kısıtlıdır. Zaten birçok uygulamanın Valiliklerden alınıp Bölge Genel Sekreterliklerine kaydırıldığını herkes biliyor. Onun için bizim hizmet alanımız da daralmış oluyor. Mümkün mertebe elimizden geleni yapmaya çalıştık. Ama şunu da biliyorum. Hizmet ve mücadele uzun soluklu bir iştir. Hiç bir şey bir günden diğer güne bizim istediğimiz şekilde olamaz. Bunu sadece bizim bölgemizde değil, zaman zaman değişik bölgelerde insanların yönetim şekline yapmış oldukları demokratik eylemlerde de gördük. Ben Sibel Mustafaoğlu olarak insanlara yapamayacağım bir işin sözünü vermem. Siyasette hep şu vardır, “tamam sen git ben konuşacam, ben söyledim” dönemleri kapanmıştır artık. Artık herkes gerçekler üzerine yorum yapmalı ve çalışmalıdır.” “Kalikratis planı neler getiriyor? “Kalikratis” planıyla ülke değişik bir idare sisteminin içerisine giriyor. Yerel Yönetimlere büyük yetkiler ve etkiler veriliyor. ışte şimdi artık vaad etme zamanı değil, artık icraata geçme zamanı geldi. ıcraatın olabilmesi için güçlü bir yönetim kadrosu oluşturulması lazım. Ben de kendimde gördüğüm bu deneyimi bölgenin insanlarıyla birleştirerek güce çevirmek istiyorum. ımkanlar mevcuttur. Bu imkanları özellikle Yassıköy belediyesinde fırsata ve hizmete çevirmemiz lazım. Yerel Yönetimler insan ayırdetmiyor. Halk hizmet bekliyor. Hizmetin en iyi şekilde verilmesi için çok çalışmak lazım. Ben ve oluşturmakta olduğum ekibimde bunun farkındayız. Biz insanların karşısında değil, insanlarla birlikte olmak ve yönetmek istiyoruz. Bizim düşüncemizde kimse ikinci planda kalmayacak. Herkesin sözü dinlenecek, çünkü “Kalikratis” buna imkan sağlıyor. “Kalikratis” herkese görev veriyor. “Kalikratis” daha iyi bir yönetim ve hizmet için imkanlar sunuyor. Dolayısıyla bizde azınlık olarak bu imkanlardan en iyi şekilde nasıl faydalanabiliriz onun yollarını açacağız ve uygulamaya koyacağız. “Kalikratis” kadınların evde oturmasına değil, kadınlarımızında üretmesine olanaklar sağlıyor. ışte hep birlikte bölge halkı olarak neler yapabiliriz ona bakmamız lazım. Sen o bölgedensin, ben bu bölgedenim iddiaları ve kısır tartışmalar bize fayda getirmez ancak ve ancak bize zarar getirir. Aslına bakılacak olursa bölgesel güçlerin hizmet odak noktasında birleşmesi lazım. Başarı ancak ozaman gelecektir.” “Yassıköy belediyesinde listelerin çokluğu dikkat çekiyor. Bu sizi endişelendirmiyor mu? “Hayır, çünkü demokrasi demek insanların özgürce kendilerini ifade etmeleri, özgürce hareket etmeleri ve yaşamaları demektir. Madem demokrasinin gereği bunlar, ben de insanların özgürce kendilerini ifade etmelerini istiyorum. Bir insan kendisinde var olan hizmet potansiyelini halkın tabanına yaymak isterse muhakkak bunu bir şekilde dışa çıkarmalıdır. ışte Yerel Yönetimler de buna fırsat tanımaktadır. Bu da beraberinde listelerin çokluğunu getiriyor. Ama şunu ifade etmeden geçemeyeceğim. ıyi güzelde, madem biz biriz, madem hepimiz hizmet için varız diyoruz, bizim muhakkak hepimizin ayrı görüşleri olabililir, ama bizim ortak yanlarımızın bizleri hizmet yolunda birleştireceğine inananlardan biriyim. Valilik örneğinde bunu yaşadım. Bir listede toplananların hepsi hizmet etmek için çalıştı. “Birlikten güç doğar” derler ya, işte ben güçlü kişilerin, kabiliyetli kişilerin biraraya gelerek en iyi hizmeti vereceğine inananlardanım. Dolayısıyla Valilik gibi bir kurumda görev yaptıktan sonra edindiğim bilgi ve birikimlerimi, deneyimlerimi, tecrübemi şimdi benim gibi düşünenlerle paylaşmak istiyorum. Ben Yassıköy belediyesinde uyum içerisinde çalışabilirim. Kapım kimseye kapalı olamaz ve değildir. Kendine güvenen gelsin ve ben hizmet etmek istiyorum, Sibel Mustafaoğlu ile birlikte çalışabilirim diyen herkesle konuşurum ve onların fikirleriyle güç birliği yapmaya önem veriyorum. Bundan kim kazanır biliyormusunuz? Bölge insanı kazanır. Azınlığımız kazanır. Kişisel ve kendi çıkarları uğruna belediyecilik yapmak artık tarihe karıştı. Sorumluluklar çok büyük. Belediyecilikte yeni uygulamalar gerçekten çok iyi bir takım istiyor. Ben o takımı kuruyorum ve hiçte endişem yok. Çünkü ben bireysel olarak hareket etmiyorum. Ben yanımda güçlü bir ekiple çalışmak istiyorum ve bunu başaracağıma inanıyorum.” “Son olarak siz söyleyin, ne söylersiniz? “Ben söylemiyorum, tabii ki halkımız söyleyecek, halkımız bize emir verecek ve bizlerde uygulayacağız. Uygulamak mecburiyetindeyiz. Çünkü hizmet insan odaklıdır. ınsana hizmet ediyorsanız, insanların en küçücük bir sözünü dikkate almanız gerekiyor. ınsansız hiç bir şey olamaz. Herşey el birliği, gönül birliği ve inançla gerçekleşir. Ben de insanlara güveniyorum. ınsanların her zaman iyi niyetli olduklarına inananlardanım. Yapmış olduğum bu tercihimde de beni yalnız bırakmayacaklarına inanıyorum. Çünkü ben onlara hizmet etmek için girdim bu yola. Eğer bu ışığı onlarda bu arzuyu onlarda görmeseydim laf olsun bol olsun tarzından hareket etmem mümkün değildi. Çok siyaset konuştuk. Yarın Bayram. Ben, Batı Trakya’da ve anavatan Türkiye ve Almanya’da ve diğer ülkelerde yaşayan Müslüman Türk Azınlığı’nın Ramazan Bayramını derin sevgi ve duygularım, düşüncelerimle kutluyorum. Bayramların gerçek anlamda bayram olarak yaşayabilmemiz için toplum olarak birbirimize saygı ile bakarak yaşamamız lazım. Bayramlar işte ozaman bayram olur. Herkesin Ramazan Bayramını bir kez daha kutluyorum. Bayramların hayırlara vesile olmasını diliyorum.”