Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin Doğu Akdeniz konusunu uluslararası mahkemeye götürmeye karşı olmadığını belirterek “Önce Yunanistan ile bu konuyu mahkemeye götürmek için anlaşma yapmamız lazım. Bu nedenle Yunanistan’a istikşafi görüşmeleri başlatmayı öneriyoruz. Bu görüşmeler iki ülke arasındaki tüm anlaşmazlıkları içeren görüşmelerdir ama önceki Çipras hükümeti de bu hükümet de bu görüşmeleri yeniden başlatmayı kabul etmedi.” dedi.
Çavuşoğlu, video konferans ile bağlandığı Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komitesi’nde, Doğu Akdeniz’deki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin Doğu Akdeniz konusunu uluslararası mahkemeye götürmeye karşı olmadığını belirterek “Önce Yunanistan ile bu konuyu mahkemeye götürmek için anlaşma yapmamız lazım. Bu nedenle Yunanistan’a istikşafi görüşmeleri başlatmayı öneriyoruz. Bu görüşmeler iki ülke arasındaki tüm anlaşmazlıkları içeren görüşmelerdir ama önceki Çipras hükümeti de bu hükümet de bu görüşmeleri yeniden başlatmayı kabul etmedi.” dedi.Çavuşoğlu, video konferans ile bağlandığı Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komitesi’nde, Doğu Akdeniz’deki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Daha sonra milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Çavuşoğlu, bir milletvekilinin AB bayrağı ile Türk bayrağını yan yana gösteren logoyu görmek istemediğini söylemesi üzerine, bunun, AB Bakanlığının uzun yıllar logosu olarak kullanıldığını söyledi.
Çavuşoğlu, “Türkiye ile iş birliğinden bahsediyorsunuz ama bu 2008’den beri kullandığımız bu logoyu görmeye bile katlanamıyorsunuz. Bu, yeni bir logo değil. Bu, iş birliğinin simgesidir.” ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, “Türkiye ile iş birliğinden bahsediyorsunuz ama bu 2008’den beri kullandığımız bu logoyu görmeye bile katlanamıyorsunuz. Bu, yeni bir logo değil. Bu, iş birliğinin simgesidir.” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs Rum kesiminin AB üyeliğine ilişkin Çavuşoğlu, bunun uluslararası hukuka ve birçok anlaşmaya aykırı olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, AB’nin de bunu kabul ettiğini ancak siyasi bir karar verildiğini kabul ettiğini belirterek “Yunanistan veya Rum kesimi haklıysa destekleyin ama biz sizden dürüst bir yaklaşım bekliyoruz. Eğer bir sorunun parçası olursanız Türkiye ile Yunanistan arasında veya Kıbrıslı Türkler ile Rumlar arasında nasıl ara buluculuk yapacaksınız?” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de gerginlik istemediğini vurgulayarak şunları söyledi:
Türkiye’nin Oruç Reis gemisinin etrafındaki savaş gemileri, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan kesin emir almıştır. İlk ateş eden olmayacaklardır ama bu gemiyi koruma görevleri vardır. Yunan gemileri Oruç Reis’i taciz ederse görevleri bunu durdurmaktır. Yunanistan bu tür girişimlerden kaçınmalıdır.”
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının hakça paylaşılmasını talep ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, “Biz bunu denedik ama işe yaramadı. Türkiye tüm girişimlerden dışlandı. Türkiye’nin hakları dışlandı. Şimdi tek taraflı adım dışında benim başka şansım yok. Yine de şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi Akdeniz’e tüm kıyısı olan ülkelerle hakça paylaşım için oturup konuşmaya hazırız.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, AP milletvekillerinden birinin adaların münhasır ekonomik bölge oluşturabileceği yönündeki sözleri üzerine, Türkiye’nin bu konudaki tezlerini destekleyen çok sayıda uluslararası hukuk kararı olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, örnek olarak 1985’teki Libya-Malta, 1977’deki Fransa-İngiltere, 2009’daki Ukrayna-Romanya, 2012’deki Nikaragua-Kolombiya arasındaki uluslararası hukuk kararlarını gösterdi. Türkiye’nin uluslararası mahkemeye karşı olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Aslında önce Yunanistan ile bu konuyu mahkemeye götürmek için anlaşma yapmamız lazım. Bu nedenle Yunanistan’a istikşafi görüşmeleri başlatmayı öneriyoruz. Bu görüşmeler iki ülke arasındaki tüm anlaşmazlıkları içeren görüşmelerdir ama önceki Çipras hükümeti de bu hükümet de bu görüşmeleri yeniden başlatmayı kabul etmedi. Biz Yunanistan’a ön koşulsuz masaya oturmayı öneriyoruz. Yunanistan ön koşullar için ısrar ederse benim de ön koşullarım olur.” dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni neden imzalamadığı sorusunu yanıtlarken bu sözleşmenin bazı ciddi eksiklikleri olduğunu, birçok ülke gibi Türkiye’nin taraf olmamasının buna saygı duymayacağı anlamına gelmediğini ifade etti.
Ege Denizi’ndeki deniz mili tartışması hatırlatılan Çavuşoğlu, denizdeki durumu Yunanistan’ın 6 mil ve 12 mil karasuyu olması halinde iki ayrı haritayla milletvekillerine izah etti. Çavuşoğlu, “Yunanistan’ın Ege’de 12 mil karasuyu olması durumunda Türkiye uluslararası sulara erişemiyor. Size soruyorum. Bunu kabul edebilecek bir ülke var mı? Yunanistan’ın gösterdiği haritalarının amacı Türkiye’yi dar bir deniz alanına hapsetmek. Bu sizin için adilse hepinizle bu konuları tartışmaya hazırım.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin iyi niyet gösterdiğini belirterek Türkiye’nin, Almanya Başbakanı Angela Merkel temmuzda rica ettiğinde Doğu Akdeniz’deki arama çalışmalarına ara verdiğini hatırlattı. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Aynı iyi niyeti ve jestleri Yunanistan’dan göremedik. Neden hep biz göstermek zorundayız? Neden Yunanistan veya Kıbrıslı Rumlar değil? Neden Yunanistan hakça paylaşıma yanaşmıyor? Bugün bu toplantıya katılanlar neden Rumlara hakça paylaşıma neden yanaşmadıklarını niye sormuyor? Böyle bir paylaşım ortak bir mekanizmayla veya ortak girişimle, ya da AB, BM mekanizmalarıyla olabilir. Hepsi Kıbrıs Türklerinin hakları olduğunu kabul ediyor ama AB sadece Rumların haklarını koruyor. Bu adil değil.”
Fransız bir milletvekiline yanıt veren Çavuşoğlu, Türkiye’nin Fransız halkıyla sorunu olmadığını, iki ülkenin müttefik olduğunu, Suriye gibi birçok konuda aynı düşündüğünü söyledi. Çavuşoğlu, (Emmanuel) Macron’un açıklamalarının Türkiye karşıtlığı içerdiğini belirterek Türkiye’nin terör örgütü PKK’ya karşı düzenlediği operasyonlardan sonra Fransa’nın tutumunun değiştiğini söyledi. Çavuşoğlu, “Fransa, Suriye’yi bölmek isteyen PKK’yı neden destekliyor?” diye sordu.
Türkiye’nin İdlib’de yaptıklarıyla 3 milyon Suriyelinin AB’ye doğru gitmesini engellediğini belirten Bakan Çavuşoğlu, “Buna rağmen İdlib’de olduğumuz için bizi neden eleştiriyorsunuz?” dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin Suriyeliler için evler inşa ettiğini, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin destek sözü verdiğini ancak tutmadığını söyledi. “Bizim üzerimizde büyük yük var.” diyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Bütün bunlara rağmen Türkiye’yi eleştiriyorsunuz. Eğer destek vermek istemiyorsanız Avrupa’ya gitmelerine izin verin. Bunu söylediğimizde Türkiye AB’yi tehdit ediyor diyorlar. Hayır etmiyoruz. Biz gerçekleri söylüyoruz ve birbirimize karşı dürüst olmalıyız.”
Libya’da Türkiye’nin darbeci Hafter yerine BM tarafından tanınan meşru hükümet ile çalıştığını kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye’nin girişimleriyle ülkede ateşkes ilan edildiğini söyledi. Çavuşoğlu, Libya’nın mülteci sorunuyla mücadelesi için Türkiye’nin yadım ettiğini dile getirdi.
Çavuşoğlu, Ayasofya’nın ibadete açılması hakkındaki soru üzerine, buranın 1463’te cami olarak vakfedildiğini hatırlattı ve Ayasofya’nın korunmasına yönelik Türkiye’nin taahhütlerini yerine getireceğini, ibadethanenin herkesin ziyaretine açık olduğunu kaydetti.
Bir başka milletvekilinin AB’nin sınırlarının Yunanistan’dan başladığını söylemesi üzerine de Çavuşoğlu şunları söyledi:
“AB’nin sınırları Yunanistan’dan değil, güneyde Türkiye sınırlarıyla başlar. Bu nedenle İran ve başka ülkelerden gelen düzensiz göçü durduruyoruz. Açık kapı politikamız nedeniyle sıkıntı yaşıyoruz. AB ile 18 Mart bildirisine imza attık. Biz bütün yükümlülüklerimizi yerine getirdik ama bu ortak bildiriye bakarsanız AB’nin çoğu yükümlülüğünü yerine getirmediğini görürsünüz. Lütfen bu konuda da adil olun.”