Yunan Trakya Araştırmaları Enstitüsü açılışı Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopulos tarafından Dedeağaç’ta yapıldı.
Yunan Trakya Araştırmaları Enstitüsü’nün açılışı Cumhurbaşkanı Pavlopulos tarafından Dedeağaç’ta yapıldı. Açılışta bir konuşma yapan Pavlopulos Türkiye’ye mesaj gönderdi ve Lozan Alaşması’nın halen geçerli olduğunu ve asla tartışılamayacağını dile getirdi. Pavlopulos konuşmasında “Lozan Antlaşması duygusal yorumlamaya açık değildir. Bu yasal bir uygulama olmamakla birlikte ülkelerin ilişkilerini de tehlikeye atmaktadır” ifadelerini kullandı.
Yunan Trakya Araştırmaları Enstitüsü açılışı 12 Kasım 2016 Cumartesi günü Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos tarafından Dedeağaç’ta yapıldı. Bu açılışta Cumhurbaşkanı Pavlopulos’a Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Terens Kuik eşlik etti.
Açılışa Milletvekilleri Mustafa Mustafa ve Ayhan Karayusuf da katıldı. Açılışta Yunan Devleti’nin tayinli Gümülcine, İskeçe ve Dimetoka Müftüleri de hazır bulundu.
Pavlopulos konuşmasında şunları dile getirdi.
“Lozan Antlaşması duygusal yorumlamaya açık değildir. Bu yasal bir uygulama olmamakla birlikte ülkelerin ilişkilerini de tehlikeye atmaktadır. Komşu Türkiye’ye hatırlatmak isterim ki onlarla sadece dostluğu arzulamıyoruz, ancak haberdar etmek istiyoruz ki onlar için bu fırtınalı zamanlarda Yunanistan daima kendileri için Batı’ya ve Avrupa’ya açılan kapı penceredir ve bu kapı pencereyi açık tutmaya hazırız. Bu maceralı darbe girişiminde komşu Türkiye’nin demokratik yasallılığını, saatlerce kararsız kalan Batı’nın aksine ilk olarak desteklediğimizi biz açıkça ispat ettik. Ancak ulusal meselelerimizi ve uluslararası hukukun uygulanması ile ilgili, söylediğim gibi Avrupa’yı da ilgilendiren konularda ödün vermek, caymak, müzakere etmek mümkün değil.
Lozan Anlaşması yorumlanır ve birçok yorumu vardır. Asıl önemli olanları tarihsel, sistematik, dilbilgisi, telelojik. Ancak yanıbaşımızda Türkiye’ye duygusal yorumlamayı da hatırlatıyoruz, bunun kalbin derinliğinden veya ortasından yorumlanması yoktur. Ne vardır, ne de olacaktır, çünkü bilimsel olarak düşünülemez, ancak siyaseten, uluslararası toplum ve dünya barışı için tehlikelidir. Bazı iyi niyetli sesler duyulduğu için söylüyorum, iç tüketim uğruna şaka yoluyla bahsedilirken biz neden bu kadar tepki veriyoruz?
Şunu hatırlatmak istiyorum, vede tarih de göstermiştir, uluslararası ilişkilerde özellikle de biz Yunanlılar için ulusal haklarımızın savunulmasında birçok şey komedi şeklinde başlıyor ancak trajediyle sonuca varıyor. Bundan sonra bunun böyle olmasına asla müsade etmeyeceğiz. Neyse şimdi şaka için zor zamanların olduğuna inanıyoruz. Biz Yunanlılar Avrupa Birliği’nin de üyesi olarak ulusal haklarımızı ve AB’nin kendi ulusal haklarını, asla hiçbir zaman şakayı ve ciddiyeti teraziye koymayacağız. Bizim için böyledir, tarihin ve uluslararası hukukun söylediği gibidir.
Kurulan bu Enstitü çığır açacak, Trakya’nın tarihi ve kültürünü doğrularıyla birlikte gün ışığına çıkaracak. Trakya Helenizmi ve Trakya’lı Yunanlılar için. Ve bu, bugün bizim çalkantılı zamanımızda son derece önemlidir. Bu doğrunun itibarını iade etmeliyiz ve savunmamız gerekiyor. Bunu da zannetmeyin ki bu doğrultuda siyasi ruh halimiz için yaptığımızı, ancak nihayet biz Yunanlılar tarihsel olarak ve uluslararası hukuk açısından bize ait olanı savunmamız gerekmektedir.
Yaşanan son gelişmeler ışığında bu Enstitü ve araştırması uluslararası hukukun uygulanmasını destekleyecektir. Genel olarak bizim meselelerimizi, sadece bizim değil Avrupa’nın da meselelerini destekleyecektir. Bunu unutmayalım. Örnek olarak mesela uluslararası hukukun ve Lozan Anlaşması’nın doğru ve tutarlı yorumlanmasını gösterecektir. Hatırlatıyorum: Lozan Anlaşması uluslararası hukukun ayrılmaz bir parçasıdır ve Lozan Anlaşması değişimi kabul etmez.
Lozan Anlaşması Yunanistan ve Avrupa Birliği’nin sınırlarını belirler, çünkü Yunanistan Avrupa Birliği’nin bir üye devleti ve AB’nin sınırları ilkel Avrupa hukukuna göre egemenliği üye devletler tarafından belirlenir. Dolayısıyla Yunanistan tarafından egemen olarak belirlendiği gibi, sınırlarımız aynı zamanda AB’nin de sınırlarıdır. Lozan Anlaşması uygulamasına göre değişim kabul etmez.”
