Kuzey Makedonya’daki Türk partisinden Batı Trakya’da Türk Azınlığa ait 12 ilkokulun kapatılması kararına tepki geldi.
Kuzey Makedonya’daki Türk siyasi partilerinden Türk Milli Birlik Hareketi’nin (TMBH) genel başkanı Erdoğan Saraç, Yunanistan’ın Batı Trakya Türk Azınlığına ait 12 ilkokulu daha kapatma kararı almasını kınadı.
Kuzey Makedonya’daki Türk siyasi partilerinden Türk Milli Birlik Hareketi’nin (TMBH) genel başkanı Erdoğan Saraç, Yunanistan’ın Batı Trakya Türk Azınlığına ait 12 ilkokulu daha kapatma kararı almasını kınadı. TMBH tarafından yapılan yazılı açıklamada, parti olarak Avrupa Birliği (AB) üyesi Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerinin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlamasını sert dille kınayarak, bu adımı hiçbir adalet ve hukuk anlayışına sığdıramadıkları bildirildi.
Sözde “demokrasi beşiği” olan Yunanistan’ın hükümet eliyle Batı Trakya’daki Türklerin temel hak ve özgürlüklerini gasbederek, açık ve net olarak asimilasyona zorladığı görüldüğü aktarılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“İnsan hak ve özgürlükleri hukukunu çiğneyen bir AB ülkesi asla demokrasi beşiği olamaz.”
“2021/22 eğitim yılından itibaren Rodop ilinden 8, İskeçe’de de 4 olmak üzere toplam 12 Türk ilkokulunun kapatılması kararı son derece üzücü ve hiçbir dayanağı olmayan bir karardır. Sözde tasarruf tedbirleri ve öğrenci sayısının yetersizliği gibi bahaneler asla kabul edilemez ve gerek AB müktesebatına gerek Lozan Barış Anlaşması’na gerekse Uluslararası hak ve özgürlükler beyannamelerine ters düşmektedir. İnsan hak ve özgürlükleri hukukunu çiğneyen bir AB ülkesi asla demokrasi beşiği olamaz. Bu yüzden AB kendi prensiplerini savunmak için Yunanistan’a müdahale etmesini ivedilikle talep etmekteyiz.”
TMBH olarak her zaman haksızlığa uğramış ve mağdur durumda olan soydaşların hakkını savunarak dayanışma içerisinde oldukları altı çizilen açıklamada, “Uluslararası hukukun ve insan hak ve özgürlüklerini sözde değil özde olmasını belirtmekteyiz. AB’nin vatandaş toplumu gayreti ancak ve ancak millet, din, ırk, dil ve kültür fark etmeksizin hukuku ve hukukun üstünlüğünü sağlayabilirse vatandaş toplumundan bahsetmesi mümkündür. Millet, din ve dil farkı gözeterek eğitim gibi hak ve özgürlüklerin kısıtlanması kabul edilemez ve sert bir dille reddediyor ve kınıyoruz. Bu vesileyle Yunanistan meclisinde olan Türk milletvekillerimizi de göreve davet ediyoruz.” değerlendirmesinde bulunuldu.
