Başbakanlık Ulusal Güvenlik Danışmanı Tümamiral Aleksandros Diakopulos’tan önemli açıklamalar.
Başbakanlık Ulusal Güvenlik Danışmanı Tümamiral Aleksandros Diakopulos, “Yunan-Türk çatışması açıkça kimseye fayda sağlamaz” dedi.
Yunanistan’da Başbakan Kiriakos Miçotakis’in Ulusal Güvenlik Danışmanı Tümamiral Aleksandros Diakopulos, “TA NEA” gazetesine verdiği mülakatta “Bir çatışma açıkça kimseye fayda sağlamaz, daha geniş bölgelere yayılabilecek ve her iki ülkede de büyük insani, finansal ve politik maliyetleri olan büyük bir istikrarsızlık yaratacaktır” dedi.
Diakopulos, “Birçok birim ve silah sistemleri ömürlerini tüketti” diyerek, Yunanistan Silahlı Kuvvetleri’nin silah deposunun yenilenmesi gerektiğini itiraf etti.
Ulusal Güvenlik Danışmanı Tümamiral Aleksandros Diakopulos mülakatta özetle şu ifadelere yer veriyor.
Yasadışı düzensiz göçmenler.
“Türkiye, mülteci akışlarını siyasi hedeflere ulaşmak için bir araç olarak kullanmaktadır.
Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Türk yetkililerin, mülteci dalgalarını Avrupa’ya gönderecekleri yönündeki sık sık tehditleri, yani ülkemizde mülteci / göçmen araçlarının kullanımında sindirici bir itirafıdır. Dolayısıyla, sosyal bütünlüğümüzün üçüncü bir ülkenin eylemlerinden etkilenebileceği gerçeği, ulusal güvenlik sorununun tanımıdır.
Avrupa Birliği, kapsamlı bir yaklaşım ihtiyacını, aynı zamanda üye devletlerin bireysel istekleri için de dengelemeye çalışıyor. Sonuç olarak, şu ana kadar kapsamlı ve etkili bir strateji üzerinde anlaşılamadı.”
Ege, Kıbrıs Ve Yunan-Türk Çatışması.
“Türkiye, onlarca yıldır Yunanistan ve Kıbrıs’a karşı zorla kabul ettirme baskı diplomasisini uygulamaktadır ve uluslararası hukuk ve BM kararlarının ötesine geçiyor.
Şimdiye kadar, gücünü gösterme çabaları, Kıbrıs Türk toplumunun haklarını bahane olarak kullandığı Doğu Akdeniz’e odaklandı.
Burada, Türk tutumunda önemli bir çelişki var, çünkü sahte devletten sözde egemen ve bağımsız bir devlet olarak söz ederken, işine geldiğinde – örnek olarak, Kıbrıs’ın güneyinde sondajlardan bahsederken – Kıbrıs Türk toplumunun tek bir devlet kuruluşu içindeki haklarından bahsediyor. Türkiye’nin bu davranışının hem AB hem de ABD tarafından şiddetle kınanması önemlidir, ancak ne yazık ki yeterli değil.
Ege’ye gelince, daha temkinli davranıyor, ancak gerginliği koruyor ve hak iddia etme cephelerini açık tutuyor, belki de doğru fırsatı bekliyordur.
Bir çatışma açıkça kimseye fayda sağlamaz, daha geniş bölgelere yayılabilecek ve her iki ülkede de büyük insani, finansal ve politik maliyetleri olan büyük bir istikrarsızlık yaratacaktır. Yukarıdaki nedenlerden dolayı bu noktaya geleceğimizi sanmıyorum.
Bunlara rağmen açık olmalı ve Türkiye’nin, Yunanistan kıta sahanlığında sondaj yapma girişimlerinin süratle ve kararlılıkla ele alınacağını her yöne vurguladık.”
Silahlanma.
Ekonomik krize rağmen, güvenilir ve güçlü, savaşmaya değer bir Silahlı Kuvvetleri koruyabildik. Temelde, Yunan halkı istikrar ve caydırıcılık üzerine ağır bir vergi ödüyor. Aynı zamanda uluslararası ilişkilerimizi ve ittifaklarımızı güçlendiriyoruz.
Bu ittifaklar önemlidir, çünkü ülkemizin önemli bir rol oynadığı Avrupa, Avrupa-Atlantik ve bölgesel istikrar sistemine bağlamaktadır.
Bu nedenle, hiçbir üçüncü tarafın bizim için savaşmaya gelmeyeceği doğru olsa da, bir ülkenin sahip olduğu bir ilişki ve ittifak ağı ne kadar yoğunsa, güvenlik ağı olarak o kadar fazla işlev görebilir. Neticede, silah depomuzun yenilenmesi gerekiyor.
Birçok birim ve silah sistemleri ömürlerini tüketti.
Savunma sanayimiz, savunmamızı güçlendirmede önemli bir rol oynayabilir. Tabii ki yönelimini devlet tarafından yapılan atıştan değiştirir ve rekabetçi bir şekilde çalışırsa, uygun uluslararası savunma sanayi işbirliğini sürdürürmekle birlikte başarabiliriz.”
