YUNAN MıLLıYETÇıLERı “TÜRK” GERÇEğı ıLE TANIşIYOR

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin “Türk” adının kabul edilmesi konusunda Atina’ya yönelik artan baskısı, basında daha geniş biçimde yer almaya başladı. ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu: “Bir gerçeğin geri döndürülemez biçimde kabul edilmeye başlandığını görüyoruz. En temel hakkımız olan “Türk” adını kullanma hakkından hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz” dedi. 7 Aralık 2010 tarihli “Paratiritis”, Avrupa ınsan Hakları Mahkemsi’nin (AıHM) mahkumiyet kararına rağmen Atina’nın Batı Trakya’daki Türk derneklerini tanımaması konusunu detaylı olarak ele aldı. Buradaki yorumda, konuya ilişkin daha önce başka basın yayın organlarında çıkan haberlere de atıf yapıldı. Türkiye’nin dönem başkanlığını yaptığı Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin geçen Cuma günü aldığı karar, Yunanistan ve Türkiye’deki dini azınlıklarla ilgili konuların düzenlendiği Lozan Antlaşması’nın mütekabiliyet ilkesinden ziyade “insan ve azınlık hakları” vurgusunu taşıyor. Yunanistan’ın AıHM’nin mahkumiyet kararına rağmen Trakya’daki Türk derneklerini tanımaması konusu toplantının en önemli gündem maddelerinden birisini oluşturdu. Diğer Avrupa Konseyi üyeleri gibi Yunanistan’ın da AıHM’nin nihai kararlarını uygulamasını denetleme hakkına sahip olan Bakanlar Komitesi son toplantısında; Yunanistan’ın daha fazla engel çıkarmadan “topraklarındaki azınlıkları tanımasını” kesin bir dille istedi. Nikolaos Rousis’in ‘Elefşerotipia’ gazetesindeki haberinde, Yunanistan Daimi Temsilciliği’nin söz konusu kararlara uyduğu yolundaki bilgiler ise, bazı Yunan yerel basın organlarında sert biçimde eleştirildi. Yunan Daimi Temsilcisi’nin, “Yunan Hükümetinin Yunanistan’da çok sayıda azınlık derneğini tanıdığını, bunların arasında bazılarının isminde ‘Türk’ ibaresinin bulunduğunu, bazılarında ise bulunmadığı” yönünde Komite’ye güvence verdiği yolundaki ifadeler de yine bazı aşırı milliyetçi çevrelerde tepki uyandırdı. Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu konuya ilişkin yaptığı açıklamada; “Bir gerçeğin geri döndürülemez biçimde kabul edilmeye başlandığını görüyoruz. En temel hakkımız olan “Türk” adını kullanma hakkından hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. ABTTF olarak bu konudaki barışçıl, akl-ı selim ve kararlı mücadelemizi sürdüreceğiz.” dedi.