Ana Sayfa Batı Trakya Haberler “TÜRKİYE’NİN DAVRANIŞLARI ADALETSİZ, KABUL EDİLEMEZ VE ANTİDEMOKRATİK”

“TÜRKİYE’NİN DAVRANIŞLARI ADALETSİZ, KABUL EDİLEMEZ VE ANTİDEMOKRATİK”

20
0

Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos, “Türkiye’nin davranışları adaletsiz, kabul edilemez ve antidemokratik” dedi.

Mora’nın güneyinde Monemvasia’da katıldığı bir törende konuşan Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos, konuşmasının büyük bir bölümünü Türkiye’ye ayırdı. Pavlopulos, “Türkiye’nin davranışları adaletsiz, kabul edilemez ve antidemokratik” dedi.

Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı.

“Hukuk devleti kavramının kurallarını adaletsiz bir şekilde ihlal edilerek Yunan Silahlı Kuvvetleri’nin iki personeli uzun zamandır tutuluyor.

Türkiye’nin bu kabul edilemez ve demokratik olmayan tavrı iki kahraman askerimizi etkilemez, çünkü moralleri en yüksek derecede olduğundan dolayı, pratikte Yunan Ordusu ve Yunanistan Silahlı Kuvvetleri’nin ne olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Ancak, her şeyden önce, Türkiye’nin ve onun yönetimini yaralıyor. Çünkü bu adaletsizlik, Avrupa ve uluslararası alanda tepkiye neden olmuş, demokrasiye karşı bir darbe, insanın özgürlük temel haklarına ve bir bakıma da kültürümüze yönelik bir yaralamadır.

Türk yönetimi, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesiyle, yeni başlamış olan yeni dönemde Yunanistan’a, Avrupa Birliği ve Uluslararası camiaya karşı ortaya çıkan iki Yunan askeri konusunda tutumundan dolayı sorumluluklarını yerine getirmelidir.

Birçok kez Türkiye ile samimi dostluk ve iyi komşuluk ilişkileri arzuladığımızı gösterdik. Ancak bir açıklık getireyim, Türkiye’nin Avrupa perspektifi ve Yunan-Türk ilişkileri, dostluğumuz ve iyi komşuluk, diğer ilişkilerin yanı sıra, temel bir faktöre bağlıdır. Uluslararası hukuka tam saygı ve Avrupa Müktesebatına saygıyı gerektirir.

Türkiye’ye net olarak belirtmek isteriz ki, ne Yunanistan, ne Uluslararası topluluk, ne de Avrupa Birliği, Münhasır Ekonomik Bölge’nin ilan edilmesinde Türkiye’nin yasadışı davranışlarına katlanmaya niyetli değil.

Biz Yunanlılar, tarihsel olarak ispat ettiğimiz gibi, özgürlük varoluşunu tam anlamıyla değerli olarak görüyoruz, çünkü yalnızca özgür kişiliğimizle yaşayabilir, yaratabilir ve geliştirebiliriz. Bunu kimse hafife almamalı ve ayrıca görmezden gelmemelidir. Yıllardan beri kanıtlandığı gibi, vatanımızı başarıyla savunmak ve diğer tüm büyük ulusal hedeflerimize ulaşmak için sadece birlikte başarabiliriz.

Son olarak, Yunanistan bölgede bir barış ve demokrasi gücü ve tüm komşularımızla iyi ilişkiler arzuluyor. Özellikle, Türkiye ile ilişkilerimizde birçok defa söylediğim gibi samimi dostluk ve iyi komşuluk ilişkileri arzuladığımızı tekrarlıyorum.

Ancak, Türkiye’nin Avrupa perspektifi ve Yunan-Türk ilişkileri, dostluğu ve iyi komşuluklarının, diğer şeylerin yanı sıra, temel bir faktöre bağlı olduğunu belirtmek isterim. Uluslararası hukuka tam saygı ve Avrupa Müktesebatına saygı.

Her şeyden önce, Avrupa Birliği sınırları da olan Yunanistan sınırlarını belirleyen Antlaşmalar. Yani, Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması. Uygulamanın da gösterdiği gibi, bu Antlaşmalar tamdır, yeniden güncellenemez, sınırları kesin olarak tanımlarlar ve gri bölgeler yoktur. Yunanistan sınırları, Avrupa Birliği’nin de sınırı olduğu gerçeği, bir dizi hükümde, birincil Avrupa hukuku tarafından da tanımlanmaktadır.

Dolayısıyla Türkiye, hepsine saygı duymak zorundadır. Uluslararası Hukuk’u uygulamalıdır, Avrupa Müktesebatına, Yunanistan ve Avrupa Birliği’nin sınırlarına saygı göstermelidir.

Tüm bunlara saygı duyduğunda, dostluk, iyi komşuluk ilişkileri ve Avrupa perspektifini desteklemek için birlikte işbirliğine çalışmaya istekliyiz. Her şeyden önce, hatırlattığım kurallar, tüm Avrupalılar için, zaten Avrupa Birliği üyesi olan ve katılmayı isteyenler için geçerli kurallardır. Bu nedenle indirim yapılmayacaktır. Yeniden vurguluyor ve hatırlatıyorum;

Yunanistan’ın sınırları ve toprakları ile ilgili herhangi bir kuşku ve tartışma, aynı zamanda Avrupa Birliği sınırlarının tartışılması ve kuşku ile yaklaşılmasıdır, dolayısıyla da sonuçlarına katlanmak demektir.

Tüm bunların haricinde, Türkiye, 1982 MontegoBay Antlaşması ile tanımlandığı gibi Münhasır Ekonomik Bölge ve Deniz Hukukuna bütünüyle saygı göstermek zorundadır. Türkiye, MontegoBay Antlaşması’na katılmamış olmasına rağmen, onun kurallarına bağlı olduğunu bilmelidir. Bunun nedeni, çok sayıda devletin de katıldığı gibi, Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nın içtihadı uyarınca, Türkiye gibi üçüncü devletlere bağlanan genel uluslararası hukuk kurallarını kabul etmesidir. Türkiye’ye net olarak belirtmek isteriz ki, ne Yunanistan’ın ne de uluslararası toplumun ne de Avrupa Birliği’nin, Münhasır Ekonomik Bölgenin belirlenmesi ile ilgili Türkiye’nin keyfi davranışlarını tolere etmeye istekli olmadıklarını açık bir şekilde görmelidir.

Aynı zamanda, Türkiye’de, yani Adrianopol’de (Edirne) bulunan, Yunan Silahlı Kuvvetleri’nin iki üyesinin gözaltına alındığını ve uzun zamandır keyfi olarak ve hukukun üstünlüğünün her kavramının ihlal edildiğini özellikle vurgulamak istiyorum. Türkiye’nin bu kabul edilemez ve demokratik olmayan tavrı iki kahraman askerimizi etkilemez, çünkü moralleri en yüksek derecede olduğundan dolayı, pratikte Yunan Ordusu ve Yunanistan Silahlı Kuvvetleri’nin ne olduğunu açıkça ortaya koyuyor.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz