Ana Sayfa Batı Trakya Haberler “TÜRKİYE’DEKİ HIRİSTİYANLARIN İKİ TANE PATRİĞİ YOK, BİZDE NİYE İKİ TANE MÜFTÜ OLSUN”

“TÜRKİYE’DEKİ HIRİSTİYANLARIN İKİ TANE PATRİĞİ YOK, BİZDE NİYE İKİ TANE MÜFTÜ OLSUN”

10
0

Geçtiğimiz günlerde Rodop ili SİRİZA Partisi Milletvekili Ayhan Karayusuf, Yunan devletinin keyfi uygulamasıyla uzun yıllar önce Azınlık tarafından kabul görmemesine rağmen Müftü olarak tayin edilen Meço Cemali’yi ziyaret etmişti.

Bizler de BİRLİK gazetesi olarak 11 Mart 2013 tarihinde Ayhan Karayusuf’u Gümülcine’deki bürosunda ziyaret edip, bu ziyaretle ilgili olarak özel bir röportaj gerçekleştirdik.

Milletvekili Ayhan Karayusuf, bu ziyaretin ‘240 İmam Yasası’ ile ilgili olduğunu söyleyerek, konunun direkt muhatabanın da Meço Cemali olduğunu ve bu konuyla ilgili olarak kendisiyle karşılıklı görüş alış verişinde bulunduklarını ifade etti.

25 yıla aşkın bir süredir bu konunun ve çift başlılığın çözümlenmemiş olmasının son derece üzücü olduğunu belirten Karayusuf, artık bu problemlerin günümüz dünyasında olmaması gerektiğinin altını çizdi.

BİRLİK Gazetesi:

Öncelikle Meço Cemali’yi hangi konuları görüşmek üzere ziyaret ettiniz?

Ayhan Karayusuf:

“Bu konuda basına iki türlü haber yansımıştı. Bu 240 imamın alımında bir komisyon oluşturulması öngörülüyor. Bizlere bu komisyonun içerisinde, bir Arap kökenli birisinin olması ilginç geldi. En azından böyle bir kişi, bizim azınlığımızın içinden birisi olabilirdi. Bizler de bu konuda tayinli müftü Cemali’nin görüşlerini almak istedik. Çünkü bu karar başka birisinin önüne gelmedi. Bunun yanında bir de Meço Cemali ile, ‘240 İmam Yasası’nı uygulamadığı ve uygulamayı red ettiği için, 4 Nisan tarihinde mahkeme önüne çıkartılacak. Bu konuyla ilgili olarak kendisiyle bir görüşme yapmayı uygun gördük. Zaten kendisi bu yasanın uygulanmaması için elinden geleni yapacağını belirtmiş ve bununla ilgili olarak da BİRLİK gazetesinde de bir röportaj yayınlanmış olup, bizler de bu çerçevede kendisiyle ilgili bu konuyu görüştük.”

BİRLİK Gazetesi:

Kendisiyle yapmış olduğunuz görüşmede sizlere ne söyledi?

Ayhan Karayusuf:

“Meço Cemali ile yapmış olduğumuz görüşmede bizlere; kendisinin mahkeme önüne çıkacağını ve hiç bir konuda geri adım atmayacağını, hatta bu kararı kendisinin o makamdan ayrılmasına yol açsa bile, bu kararından vaz geçmeyeceğini söyledi.”

BİRLİK Gazetesi:

Sizlerin bir milletvekili olarak bu ziyaretinizi eleştiren çevrelere ne demek istersiniz?

“Bu soruna çözüm getirilmemiş olması beni, Batı Trakya’lı azınlık mensubu bir kişi olarak üzmeye devam ediyor”

Ayhan Karayusuf:

“Bu ziyaretimizden dolayı bazı çevrelereden tepki aldık. Ancak beni yıllardan beri burada üzen bir durum var. Gerek Yunanistan devletinin bu konuda herhangi bir pozitif adım atmamış olması, gerekse Türkiye ile Yunanistan’ın bir araya gelerek bu soruna kalıcı bir çözüm getirmemiş olması, hakikaten beni Batı Trakya’lı azınlık mensubu bir kişi ve vatandaşı olarak üzmeye devam ediyor.

“Türkiye’deki Hıristiyanların iki tane Patriği yok, bizde niye iki tane Müftü olsun”

Burada bir devletin atadığı bir de azınlığın seçmiş olduğu iki tane Müftü olması komik geldi ve gelmeye de devam ediyor. Milletvekili olmam benim bu konudaki görüşümü değiştirmedi. Artık bu soruna bir çözüm getirilmesi gerekir. Yasalara uygun seçim koşulları oluşturularak, müftünün azınlık insanı müslümanlar tarafından seçilmesi lazım ki, bu iş artık bitsin. Bu bizi uluslararası alanda yerin dibine iten bir durumdur. Çünkü sizler de biliyorsunuz, Türkiye’deki Hıristiyanların iki tane Patriği yok, bizde niye iki tane Müftü olsun. Kısacası Müftülük sorununun bir an önce çözülmesini istiyoruz. Tabii iki ülke Başbakan’larının Andonis Samaras ve Recep Tayyip Erdoğan görüşmesinde bu konuyla ilgili bir sonuca varmış olmaları gerekirdi. Bu konuda bir gelişme göremedik. Dolayısıyla benim Meço Cemali ile ilgili görüşmeme gösterilen tepkilere üzülmüyorum, bunlar olacaktır. Çünkü bu konuda ben yalnız değilim. Azınlığın büyük bir çoğunluğu bu konuda endişeli ve bunun bir an önce bitmesinden yanadır. Artık bu konularla vaktimizi harcamak çok kötü ve üzücü bir durumdur. Zira işsizlik, kriz, azınlık insanı fakirlik sınırının altına itilmeye başlamış durumda olduğunu görüyoruz. 25 yıla aşkın bu sorunun çözülmemiş olması hoş bir durum değil.”

BİRLİK Gazetesi:

Bu yasanın daha önceden mimarları olduğunu söylüyorsunuz, nedir bu durum; ayrıca bu kişiler kimlerdir?

“Bir toplum için alacağınız kararlar; o toplumla istişare olmadan alınmaması gerekir”

Ayhan Karayusuf:

Bu konunun mimarların bir tanesi ziyaret etmiş olduğum Meço Cemali, bir diğeri de dönemin milletvekili İlhat Ahmet’in olduğuna inanıyorum. Bunu alenen radyolarda da söyledim, sizin gazetenizin aracılığıyla da söylemek istiyorum. Oturup görüşmeleri gerekir. Çünkü yaptıkları hatayı şimdi düzeltmeye çalışıyorlar. Bu konuda spekülasyon da yaratmak istemiyorum. Kim bunu ortaya koymuşsa düzeltsinler diyorum. Düzeltmeye çalıştılarsa da, meclis çoğunluğu lehte karar vermiş olduğu için bu yasa kabul edildi. En azından benim temsil ettiğim insanlar bu konuda sorumlu değiller ve bizler bu kıvılcımı ateşlemedik. Biz zaten parti olarak bunu dile getirdik. Bir toplum için alacağınız kararlar; o toplumla istişare olmadan alınmaması gerekir.”

BİRLİK Gazetesi:

Geçtiğimiz günlerde azınlık eğitimi ile ilgili SİRİZA partisi olarak bir panel düzenlediniz, buradaki amacınız nedir?

“Bu politikaların oluşumunda azınlık kurum ve kuruluşlarının, eğitimcilerin görüşlerini almaktır”

Ayhan Karayusuf:

“Parti olarak, azınlık eğitimine katkı sağlayabilmek için yapmış olduğumuz panellerdeki asıl amaç; Partimizin azınlık eğitim ile ilgili politikaların açıklanması değil, bu politikaların oluşumunda azınlık kurum ve kuruluşlarının, eğitimcilerin görüşlerini almaktır. Dolaysıyla bu görüşler doğrultusunda bir eğitim politikası oluşturmaktır. Böylelikle bizler istişare sürecini de başlatmış bulunuyoruz. Eğer bir gün hükümette görev aldığımızda, azınlığın da kabul edebileceği bir eğitim ve burada da düzeltilmesi yönünde bazı değişikliklere gidilebilir. Bu gibi istişarelerin de her zaman yapılması gerekir. İstişareden bahsediyorsak, konunun direkt muhattaplarıyla görüşmemiz daha uygundur. Müftülük sorunuyla ilgili olarak da bunlardan bir tanesi Meço Cemali’dir. Bu kişi de Müftülük sorununun dik ortasında merkezinde bulunan bir kişidir. Gerekirse tekrar da görüşebiliriz.”

BİRLİK Gazetesi:

Danışma Kurulu, sizlerin Meço Cemali’yi ziyaretinizi kınayacak bir kınama yazısı yayınladığı takdirde, buna cevabınız ne şekilde olur?

Ayhan Karayusuf:

“Son Danışma Kurulu seçimleri toplantısında böyle bir girişimin olduğunu öğrendim. Fakat yazılı olarak herhangi bir şey açıklanmadı. Önceden söylemiş olduğum sözlerle bunun cevabını verdiğimi düşünüyorum.”

BİRLİK Gazetesi:

4 Nisan’da Meço Cemali yargı önüne çıkacak dediniz, bu davada yer alacak mısınız?

Ayhan Karayusuf:

“Bu davanın görüşeleceği sırada orada olmak istiyorum. En azında dediği gibi ‘Ben geri adım atmıyorum, kararımdan geri dönmeyeceğim’ bunu ve göstermiş olduğu tepkisini orada da göreceğiz.”

BİRLİK Gazetesi:

Son olarak BİRLİK gazetesi aracılığıyla azınlık insanına ne gibi mesaj vermek istersiniz?

“Görüşleri olmayan bir azınlık her zaman geri kalmaya veya bazı çıkar çevreleri tarafından kullanılmaya mahkümdür”

Ayhan Karayusuf:

Ben insanlarımıza şu mesajı vermek isterim; takip etsinler, okusunlar, dinlesinler ve yalnızca bir kişiden değil çok kaynaktan bilgi edinsinler. Zihinlerini ve akıllarını zorlasınlar ki, bölgemizde olup bitenler konusunda görüşleri olsun. Görüşleri olmayan bir azınlık her zaman geri kalmaya veya bazı çıkar çevreleri tarafından kullanılmaya mahkümdür. Örneğin bundan 10 yıl önce ‘Altına Karşı Mücadele’ başka, şimdi bir başka olduğunu görüyoruz. Bu gün de çabalarımız sonuç verdi diyebilirim. Çünkü ‘Altına Karşı Mücadele’de en azından azınlıktan kurumlar düzeyinde katılım yoktu. Ama son zamanlarda görüyoruz ki; Dostluk Eşitlik Barış Partisi’ni, Dedeağaç’taki yürüyüşte görmek duygulandırıcı ve sevindirici bir gelişmedir. Aynı şekilde Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği ve Kurcalı Kadınlar Derneği’nin de bizlere bilgilendirme toplantılarında destek ve ev sahipliği yapmış olmaları son derece güzel bir gelişmedir. Artık bölgeyi ilgilendiren konularda çoğunlukla azınlığın birlikte hareket ettiğini görmek, rahatlatıcı ve sevindirici olumlu gelişmelerdir. Ama azınlığın sadece kendisini ilgilendiren konularda da, yine azınlığın sözünün dinlenmesi gerekir. İlk söz azınlığın olması gerekir diye düşünüyorum.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz