Ana Sayfa Batı Trakya Haberler PROF. DR. MUSTAFA KAYMAKÇI’DAN İSTANKÖY VAKIF BAŞKANI’NA AÇIK MEKTUP

PROF. DR. MUSTAFA KAYMAKÇI’DAN İSTANKÖY VAKIF BAŞKANI’NA AÇIK MEKTUP

23
0

Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, İstanköy (KOS) Vakıf Başkanı Elvan Kocaoğlan’a açık bir mektup gönderdi ve satılmak istenen Vakıf arazileriyle ilgili çalışmaların geçersiz olduğunu ve derhal durdurulmasını istedi.

Türkçe, Yunanca ve İngilizce olarak gönderilen mektupta, “AİHM ve Avrupa Birliği ölçütlerine göre, şimdiye kadar yapılan bu satışların tümü usulsüz ve geçersizdir” ifadelerine yer veriliyor.

 

İSTANKÖY VAKIF BAŞKANI’NA AÇIK MEKTUP

İstanköy Vakıf Malları Yönetim Kurumu

15 Ocak 2019

Başkanlığı’na

İstanköy –Yunanistan

Bilindiği üzere derneğimiz, Rodos, İstanköy ve Onikiadalar’dan göç ederek Türkiye’ye yerleşen Türklerin kurmuş olduğu bir sivil toplum örgütüdür.

Derneğimizin amaçları arasında; Türkiye’ye göç etmiş Rodos, İstanköy ve Onikiadalı Türkler arasında dayanışmayı artırma, kültür, örf ve geleneklerini yaşatma ve öğretme ile Onikiadalar’daki Osmanlı Türklerinden kalma kültür eserlerinin yaşatılması, korunması ve restorasyonu için çalışan kurumlara yardımcı olma, kültürel mirasın korunması ve aslına sadık biçimde muhafazası da dahil her türlü kültürel haklarını korumak için girişimlerde bulunma ve adalardaki Türk mezarlarının bakımı ve korunması için çalışmalar yapma gibi konular sayılabilir.

Çalışmalarımızı gerçekleştirirken amaçlarımızdan biri de Türk ve Yunan Halkları arasında dostluk ve işbirliğinin geliştirilmesine yardımcı olmaktır. Bu bağlamda her iki ülke arasında dostluğun sağlam temeller üzerinde inşa edilmesi dileğimizdir.

Sayın Başkan

Derneğimiz, her iki ülke arasında dostluğun sağlam temellere oturtulmasının, öncelikle ilişkilerde sorun olan konuların çözümünden geçtiğini düşünmektedir.

Bunlardan birisi de “Vakıflar Sorunu”dur.

Konu İstanköy özelinde incelendiğinde, adaların yönetiminin İtalya’ya geçmesi üzerine, Evkaf’a ait malların başlangıçta bir komisyon tarafından idare edilmesi kararlaştırılmıştı. Adaların 1947 yılında Yunanistan’a geçmesi ile birlikte 517/1947 sayı ve tarihli bir yasa çıkartılmıştır.

Anılan yasada “Adalarda yürürlükte bulunan karar ve kararnameler, Yunan yasalarına aykırı olmamak koşulu ile gerekli kanunlar çıkarılıncaya kadar geçerlidir.” denmesine karşılık ilk olarak cemaat ve vakıf idaresini denetim altına almak amacı ile hükümet murahhası atanmıştır.

Buna ek olarak Yunanistan, Rodos’da olduğu üzere İstanköy’deki vakıflar yüzde 0,6 oranında emlak vergisine tabi tutmaktadır.Başka bir ifade ile İstanköy ve Rodos ‘da yaşayan Türklere ait vakıflardan, gayrımenkulleri olan ticari bir kuruluş ile aynı oranda emlak vergisi alınmaktadır. Buna karşılık Yunanistan’daki Ortodoks Hristiyan Kilise Kurumları ve Kilise her türlü vergiden muaftır. Burada bir eşitliğin olmadığı gözlemlenmektedir. Bu haksız uygulama, adeta vakıf mallarının elden çıkartılmasına bahane oluşturma mekanizmasına dönüşmüştür.

Sayın Başkan,

Bilindiği üzere Yunanistan’daki Türk vakıfları, 1923 Lozan Barış Antlaşması öncesinde Osmanlı Devleti Hukuk Sistemi’ne uygun olarak kurulmuşlardır ve bugün de Osmanlı Hukuku, İslâm Hukuku ve ikili antlaşmalara uygun olarak yönetilmeleri gerekmektedir. Bu bağlamda bilinen, ancak dile getirilmekten kaçınılan bir gerçek de, Evkaf Nizamnamesi’ne göre “Vakıf Malının alınamaz, satılamaz, mülk edinilemez ve miras olarak taksim edilemez” olmasıdır.

Anlaşmaya göre, Evkaf Nizamnamesi uyarınca şimdiye değin gerçekleştirilen satış ve bağış işlemlerinin tümü geçersizdir.

Evkaf İdaresi’nde, Cami, Okul, Medrese, Mezarlık ve Çeşme gibi inanç camiasına ve amme yararına hizmet veren taşınmazların Tapu Senetleri yoktur. Evkaf Nizamnamesi’ni düzenleyen hukukçular, vakıf malının satılmasını engellemek amacıyla anılan yapıtlar için Tapu Senedi vermemişlerdir. Bu nedenle “tapusu olmayan bir mal kanunen satılamaz” kararının geçerli olması gerekmektedir.

Öte yandan, vakıf mallarının korunmasının İstanköy ve Rodos’un Müslüman Türk ahalisinin din ve ibadet özgürlüğü ile bağlantılı bir mesele olduğu aşikardır. Bahsekonu din ve ibadet özgürlüğünün cemaat olarak kullanılabilmesi için söz konusu malların korunması elzemdir. Bu itibarla, Yunan Yönetimleri tarafından atanmakta olan Yönetim Kurullarının sürdürdüğü tasfiye işlemlerinin aynı zamanda din ve ibadet özgürlüğünü kısıtlayan bir niteliği olduğunu düşünmekteyiz.

Özetle, AİHM ve Avrupa Birliği ölçütlerine göre, şimdiye kadar yapılan bu satışların tümü usulsüz ve geçersizdir.

Sayın Başkan,

Son aylarda İstanköy’de de Vakıf Mallarının elden çıkarılması ile ilgili iki konuya dikkatinize çekmek istiyoruz. Bunlar, İstanköy’de yapılması tasarlanan Hastane Binası için Vakıfa ait arazinin elden çıkarılması ile Gurniati-SCHINARI mevkiindeki 34120 metre karelik yine vakıfa ait bir arazinin 31 Ocak 2019 tarihinde müzayede ile satılacağı konusudur.

Geçmişte de Rodos Vakfına birçok taşınmaz mal bu şekilde elden çıkarılmıştı. Günümüzde neredeyse Rodos Vakfı’na ait taşınmaz mal kalmamış durumdadır.

Sayın Başkan,

Dernek olarak, Rodos ve İstanköy’e ait aidiyetimiz ve tüzüğümüzün amaçları doğrultusunda konuyla ilgilenmek durumdayız. Ancak, atalarımızdan bize Vakıflar yoluyla kalan mirasın korunması, derneğimiz kadar, sizin de sorumluluğunuzdadır.

Vakıf mallarının satılmaması ya da devredilmemesi konularında gerekli duyarlığı göstermenizi ve alınan kararların uygulamasını durdurmanızı bekleriz.

Gereğini bilgilerinize arz ve rica ediyorum.

Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı

Başkan

 

To Attention Of

İstanköy(Kos) Foundation Assets Board of Directors

15 January 2019

Kos – Greece

As you know our association is a non-governmental organisation found by Turks who moved to Turkey from Rhodes, İstanköy(Kos) and the Dodecanese.

Purposes of our association include supporting solidarity between Turks who moved to Turkey from Rhodes, İstanköy(Kos) and the Dodecanese, to help them sustain and teach their culture, customs and traditions, to support institutions working to maintain, protect and restore the Ottoman Turk cultural artefacts on the Dodecanese, to work towards protection of any and all cultural rights including protection of cultural heritage and maintenance of the same true to its original, and to work towards maintaining and protecting the Turkish graves on the islands.

Another purpose we pursue during our work is to contribute to development of friendship and cooperation between Turkish and Greek Peoples. In this context, it is our wish to help ensure the friendship between the countries can be built on strong foundation.

Dear Chairman

Our association is of the belief that a friendship built on strong foundations between two countries relies primarily on resolution of matters which prove to be problematic in their relationships.

One of these matters is the “Matter of Foundations.”

In particular regards to İstanköy(Kos), when government of the Islands was left to Italia it was decided that a commission would manage assets belonging to Foundation. When the Islands were left to Greece in 1947 the law numbered/dated 517/1947 was enacted.

The law in question specify “The laws and regulations currently in force in the Islands will stay in force until necessary laws are enacted, provided that they are not in violation of Greek laws”, and therefore a government delegation was assigned to manage congregation and foundation assets.

In addition, as it is in Greece and Rhodes, the foundations in Kos are subject to 0.6 percent property tax. In other words, foundations of Turks living in İstanköy(Kos) and Rhodes are subject to taxation at the same rate as a commercial institution owning property. In contrast, Orthodox Christian Church Institutions and the Church in Greece are exempt from all types of tax. It can be seen that this situation displays no equality. This unfair treatment has almost turned into a mechanism to provide excuses for disposal of foundation assets.

Dear Chairman,

As you know Turkish foundations in Greece were found on basis of the Ottoman Law System before the Lausanne Peace Treaty of 1923 and thus they should be governed in accord with the Ottoman Law, Islamic Law and mutual treaties today. In this context, the truth which is known to all but avoided is that according to the Ottoman Regulations on Foundations “Foundation assets cannot be purchased, sold, possessed or inherited.”

According to the treaty, provision of the Regulations on Foundations renders all sale and donation transactions up to date null and void.

Foundations Administration does not hold any Property Deeds for properties like Mosques, Schools, Madrasas, Graveyards and Fountains which serve faithful congregations and public good. The legists who prepared the Regulations on Foundations have avoided issue of Property Deeds for such properties by design in order to prevent foundation properties from being sold. Therefore the provision that “a property without property deed cannot be sold legally” must be upheld.

On the other hand, it is clear that protection of these foundation properties is a matter connected to freedom of religion and worship for the Muslim Turk congregations of Kos and Rhodes. Protection of the properties in question is critical to allow these congregations to practice their rights of religion and worship. Therefore, it is our belief that the liquidation actions taken by the Board of Directors assigned by the Greek Government also constitute restriction of the freedom of religion and worship.

In summary, according to the ECHR and the European Union criteria, all these sales conducted up to date are unlawful and void.

Dear Chairman,

We would like to call your attention to two matters related to disposal of Foundation Assets in İstanköy(Kos) which emerged in the recent months. These are disposal of a foundation property for the Hospital Building planned to be built in Kos and again the matter of sale of a 34120 square meter foundation property at Gurniati-SCHINARI locale on 31 January 2019 to the museum.

In the past many properties belonging to the Rhodes Foundation were disposed in similar fashion. Today, the Rhodes Foundation is bereft of almost all property.

Dear Chairman,

As an Association, we are obliged to taken interest in these matters in line with our heritage in Rhodes and Kos as well as the stated purposes of our charter. However, protection of the heritage left by our ancestors to us through the Foundations falls not only on our foundation, but also on your shoulders as well.

We are expecting you to show necessary sensibility in regard of prevention of sale or transfer of foundation properties and ensure cease of the relevant decision.

Kindly presented for your attention and due process.

Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı

President

 

Προς

Τον Πρόεδρον

15 Ιανουαρίου 2019

Του Οργανισμού Διαχειρίσεως Κτημάτων Βακούφ της Κώ

Κ Ω Σ – ΕΛΛΑΣ

Κύριε Πρόεδρε,

Ως γνωστόν ο Σύλλογος μας είναι ένας μη κυβερνητικός Σύλλογος που ίδρυσαν οι Τούρκοι που μετανάστευσαν από τη Ρόδο, τη Κω και τα Δωδεκάνησα και εγκαταστάθηκαν στην Τουρκία.

Μεταξύ των σκοπών του συλλόγου μας είναι η υποστήριξη της αλληλεγγύης των μελών, η διατήρηση, αναβίωση και διδασκαλία παλαιών πολιτιστικών και κοινωνικών ηθών και εθίμων των εκ Δωδεκανήσου Τούρκων, η στήριξη του έργου των οργανισμών για την διατήρηση, την προστασία και ανακαίνιση των Τουρκικών πολιτιστικών μνημείων της Οθωμανικής περιόδου στα Δωδεκάνησα, την στήριξη του έργου της ανακατασκευής αυτών σύμφωνα με τα αρχικά πρότυπα των, την διατήρηση των πολιτιστικών εθίμων στα νησιά, ως και η στήριξη του έργου της επιμελείας και προστασίας των Τουρκικών νεκροταφείων που βρίσκονται στα ως άνω νησιά.

Μεταξύ των κυρίων σκοπών του Συλλόγου μας είναι και η στήριξη της προσπάθειας της εδραίωσης της φιλίας μεταξύ του Τουρκικού και Ελληνικού Λαού. Επιθυμία του Συλλόγου μας είναι επίσης η θεμελίωση σε στέρεες βάσης της φιλίας μεταξύ των χορών μας.

Κύριε Πρόεδρε,

Ο Σύλλογος μας έχει την πεποίθηση ότι η εδραίωση σε στέρεες βάσης της φιλίας μεταξύ των δύο κρατών μας περνάει πρωτίστως από τη λύση των προβλημάτων που υφίστανται ανάμεσα μας.

Ένα από τα προβλήματα αυτά είναι και το “θέμα των Βακούφ“.

Εστιάζοντας το θέμα στη Κω παρατηρείται ότι όταν τα νησιά υπήχθησαν στην Ιταλία, απεφασίσθηκε η διαχείριση των Βακουφικών κτημάτων από μία ειδική επιτροπή. Με την προσάρτηση των νησιών στην Ελλάδα το 1947 εξεδόθη σχετικώς το διάταγμα 517/1947.

Με τον νόμο αυτό ενώ καθορίζεται ότι διατηρούνται εν ισχύει όλοι προγενέστεροι Ιταλικοί νόμοι στα Δωδεκάνησα, υπό τον όρον βέβαια ότι ταύτα δεν αντίκεινται στους Ελληνικούς νόμους για τους οποίους θα εκδοθούν νέοι σχετικοί νόμοι, για πρώτη φορά διορίζεται κυβερνητικός εκπρόσωπος στην Μουσουλμανική κοινότητα και στον Οργανισμό Διαχειρίσεως κτημάτων Βακούφ.

Πέραν των ανωτέρω η Ελλάδα επιβάλλει ένα φόρο ακίνητης περιουσίας 0,6 στα Βακουφικά κτήματα της Ρόδου και της Κώ. Ο φόρος αυτός επιβάλλεται σαν φόρο εισοδήματος επί των Βακουφικών ακινήτων που ανήκουν στους Τούρκους που κατοικούν στη Ρόδο και στη Κώ. Ενώ αντιθέτως απαλλάσσεται πάσης φορολογίας η περιουσία της Ορθόδοξης Εκκλησίας στην Ελλάδα. Εδώ παρατηρείται μία ανισότητα στην φορολόγηση. Αυτή η άδική φορολογία λειτουργεί ως μέσο για την εξαφάνιση της Βακουφικής περιουσίας.

Κύριε Πρόεδρε,

Ως είναι γνωστόν, ο θεσμός των Βακούφ στην Ελλάδα δημιουργήθηκε σύμφωνα με το Δίκαιο του Οθωμανικού Κράτους και πολύ πριν από το Σύμφωνο Ειρήνης της Λωζάννης του 1923. Κατά συνέπεια πρέπει να εξακολουθούν να διοικούνται σύμφωνα με την Οθωμανική Νομοθεσία, τους Μουσουλμανικούς Νόμους και τις διμερείς συμφωνίες. Μία άλλη παράμετρος η οποία αποφεύγεται να μνημονευθεί είναι ότι τα Βακουφικά ακίνητα ούτε δύνανται να αποκτηθούν, ούτε να πωληθούν, να ιδιοποιηθούν και ούτε δύνανται να μεταβιβασθούν ως κληρονομικές περιουσίες.

Κατά συνέπεια νομίμως και βάσει του σχετικού Καταστατικού, το σύνολο των μέχρι τούδε γενόμενων πράξεων πωλήσεων, μεταβιβάσεων και δωρεών είναι άκυρες.

Στα αρχεία των Οργανισμών Βακούφ δεν υπάρχουν τίτλοι κυριότητος των τζαμιών, σχολείων, μεδρεσέδων, Νεκροταφείων, κρηνών και άλλης ακίνητης περιουσίας που έχει σχέση με την πίστη και δημόσια οφέλη. Οι νομικοί που συνέταξαν αυτόν τον δίκαιο απέβλεπαν στο να εμποδίσουν την πώληση των κτημάτων φύσεως Βακούφ οι οποίοι στερούντο τίτλων κυριότητος. Διότι σύμφωνα με το επικρατούντα δίκαιο, ως είναι γνωστό, ακίνητο το οποίο στερείται τίτλου κυριότητος δεν δύναται να πωληθεί.

Πέραν των ανωτέρω η προστασία των Βακουφικής περιουσίας είναι πρόδηλο ότι είναι θέμα που σχετίζεται με την θρησκευτική ελευθερία του Μουσουλμανικού Τουρκικού λαού της Κω και της Ρόδου. Για να μπορέσει να εξακολουθήσει να ασκήσει τη θρησκευτική του ελευθερία είναι απαραίτητη η προστασία της θρησκευτικής του περιουσίας. Κατά συνέπεια η πολιτική της εκποίησης των Βακουφικών ακινήτων που εφαρμόζεται από τα συμβούλια των Βακουφικών Οργανισμών που διορίζονται από τις Ελληνικές Αρχές πιστεύουμε ότι περιορίζει εισέτι και την άσκηση της θρησκευτικής πίστης των ατόμων.

Κατά συνέπεια, βάσει των αρχών της Επιτροπής Ανθρωπίνων Δικαιωμάτων και της Ευρωπαϊκής Ένωσης, όλες αι μέχρι τούδε γενόμενες πράξεις πωλήσεων των Βακουφικών κτημάτων είναι άκυρες.

Κύριε Πρόεδρε,

Θέλουμε να επιστήσουμε την προσοχή σας πάνω στο θέμα της εκποιήσεως, τους τελευταίους μήνες, των Βακουφικών Ακινήτων στη Κώ. Αυτά αφορούσαν την πώληση ενός Βακουφικού ακινήτου με σκοπό την ανέγερση ενός νοσοκομείου στη Κώ και τον διαγωνισμό που θα γίνει στις 31 Ιανουαρίου 2019 για την εκποίηση μιας άλλης έκτασης 34129 τ.μ. στη θέση Γουρνιάτη-ΣΧΟΙΝΑΡΙ της Κω.

Άλλοτε εκποιήθηκαν πολλά ακίνητα του Οργανισμού Βακούφ της Ρόδου. Σήμερα πλέον σχεδόν δεν απέμειναν ακίνητα του Οργανισμού Βακούφ στη Ρόδο.

Κύριε Πρόεδρε,

Ενεργούντες σύμφωνα με το πνεύμα του Συλλόγου μας ως καταγόμενοι από τη Ρόδο και τη Κω, αισθανόμαστε την υποχρέωση να ενδιαφερόμαστε με παρόμοια θέματα. Υπάγεται όμως και στην δική σας ευθύνη η φύλαξη της Βακουφικής κληρονομικής περιουσίας η οποία περιέρχεται σε μας από τους προγόνους μας.

Αναμένουμε από υμάς να επιδείξετε την πρέπουσα ευαισθησία για την αποτροπή και την παύση της πώλησης και της μεταβίβασης της εκεί Βακουφικής περιουσίας.    

Με τιμή

Ο Πρόεδρος

Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı    

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz