Ana Sayfa Video Haber Özügergin: “Enerji Çatışma Değil, İşbirliği Alanı Olabilir ve Olmalıdır”

Özügergin: “Enerji Çatışma Değil, İşbirliği Alanı Olabilir ve Olmalıdır”

16
0

Büyükelçi Özügergin, “Atina Enerji Diyaloğu 2021” adlı çevrim içi forumda, Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbrıs meselesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Burak Özügergin, bu yıl 10’uncusu düzenlenen “Atina Enerji Diyaloğu 2021” çevrimiçi forum toplantısına katıldı ve konuşmasında Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs ilişkilerine değindi.

Yunan SKAİ televizyonu muhabiri Manolis Kostidis’in sorularını yanıtlayan Büyükelçi Özügergin, Doğu Akdeniz ve geniş coğrafyada şekillenen yeni enerji politikasında, Türkiye’nin jeopolitik konumunu ortaya koyan bir konuşma yaptı. Türkiye’nin jeopolitik konumuna dikkat çeken Büyükelçi Özügergin, Türkiye’nin büyük enerji üretici ülkeleri ile aynı zamanda tüketici ülkeler arasındaki kavşakta bulunduğunu söyledi.

Büyükelci Özügergin, “Türkiye büyük bir pazar, yakında 85 milyon tüketiciye ulaşacak. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkeleri arasında son yirmi yılda en çok enerji artışı talebinde bulunan ülke” dedi.

Burak Özugergin, “Bizim pozisyonumuzun paradoksal veya düşmanca hiçbir tarafı yok. Enerji kaynaklarını ve rotalarını çeşitlendiriyor, kısa, ekonomik, güvenli ve sürdürülebilir rotalar sunarken, enerji arz güvenliğine ve istikrara katkıda bulunuyoruz” dedi. Türkiye için olumlu olan, Avrupa ve Balkanlar için de olumludur. Enerji çatışma değil, işbirliği alanı olabilir ve olmalıdır. Yunanistan ve Türkiye zaten TANAP ve TAP aracılığıyla yakın işbirliği içindedir.” İfadelerini kullandı.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki istikşafi görüşmelerin tekrar canlanmasına da değinen Özügergin, Ankara ile Atina arasındaki temasların sadece istikşafi çerçeveyle sınırlı olmadığını vurguladı.Özügergin, siyasi istişareler, Güven Artırıcı Önlemler, NATO’daki ayrıştırma usulleri mekanizması, Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyleri ve diğer siyasi, askeri, ekonomik iş birliği mekanizmaları gibi çeşitli kanallara sahip olunduğunu aktardı.

“Her türlü çözüm, müzakereler kazan-kazan önerileriyle yapılmalıdır”

Büyükelçi Özügergin özetle şöyle devam etti: “Ülkeler enerji projelerinde işbirliği yaptıklarında, bu olumlu, ancak bunun tersi de bir gerçektir. Bu, sosyal bilimlerin ‘ihmal korkusu’ dediği şeydir ve ülkeler haksızlığa uğradığında veya ihmal edildiğinde ortaya çıkar. Kıbrıs adasındaki rezervler de böyle bir durumdur. Yine Kıbrıs sorunu çözümü de aynı konumda çözülmeden duruyor, halledilmedi. Bu, enerjinin çıkarılmasında Kıbrıs Rum tarafının konumu Türkiye’nin haklarını ihlal ediyor.

Kıbrıs sorununu çözmek için ilk girişimler başladığında ilk insan henüz aya inmemişti. Türkiye ve Kıbrıslı Türkler, 1960’lı yıllardan bu yana Kıbrıs sorununun çözümü için müzakerelere aktif olarak dahil oluyor. Ancak açıkça gözlemlediğim üzere müzakereler, makul fikirlerin eksikliği veya bu fikirleri sunacak yetkin insanların eksikliği nedeniyle değil, Rum tarafındaki siyasi irade eksikliği nedeniyle başarısız oldu. Ama herşey kaybolmuş değil. Soruna yönelik her türlü çözüm, müzakereler kazan-kazan önerileriyle yapılmalıdır. Herhangi bir çözüm adada şekillenen gerçekleri hesaba katmalı ve onları bükmeye çalışmamalıdır.

Hidrokarbonlar çözümün bir parçası olabilir ve iki toplum arasında güven inşa edebilir. İlişkilerimizi geliştirebiliriz ve bunu yapmak zorundayız çünkü biz komşuyuz ve müttefikiz. İki ülke arasında birçok iletişim ve anlayış kanalı olduğundan ve uluslararası hukuk bize rehberlik ettiğinden, salgının ekonomik ve sosyal sonuçlarıyla uğraşmak birbirleriyle uğraşmaktan çok daha mantıklıdır. Sabırlı, rızalı ve özellikle dürüst olmamız gerekiyor. Gerisi onu takip edecek.”

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz