Ana Sayfa Batı Trakya Haberler MALAMİDU’DAN “ALA-HRİSİ AVGİ” CEVAP GELDİ

MALAMİDU’DAN “ALA-HRİSİ AVGİ” CEVAP GELDİ

13
0

Hronos Gazetesi aracılığı ile Gümülcine Şehir Tiyatroları başkanı bayan Maria Malamidu’dan sanki “ALA-HRİSİ AVGİ” (Altın Şafak Usulü) cevap geldi.

Gümülcine Belediyesi’nde “Eşitliğe İlk Adım” Listesi Başkanı Sibel Mustafaoğlu, geçtiğimiz günlerde Gümülcine Belediye Başkanı Yorgos Petridis’e hitaben göndermiş olduğu yazıda, Gümülcine Belediyesi Şehir Tiyatroları 2013 yılında sahnelenecek programda neden bir tane dahi olsa Türkçe eser bulunmadığını sormuştu.

Bugün yerel Yunan basını Hronos gazetesinde çıkan haberde, Gümülcine Şehir Tiyatroları başkanı bayan Maria Malamidu’nun söylediklerinde, bölgemizin Yunanistan’da bulunduğunu, hepimizin Yunanca konuştuğunu ve hepimizin Yunanca düşündüğünü ve böyle bir şeyin olamayacağını belirtmiş. Gümülcine Şehir Tiyatrolarında nasıl İngilizce, Bulgarca veya Çek dilinde eserler olmuyorsa, Türkçe de olamadığını belirtmiş.

Gümülcine Belediyesi’nde bu şekilde adeta deyim yerindeyse “Nazi” tarzı düşüncelerle davranan, insanları kategorize eden, sanat aracılığıyla birleştirme yerine ayıran düşüncelere sahip seçilmişlerin, Gümülcine Belediyesi Yönetimi tarafından her fırsatta bölgemizde iki toplumun Kültürüne yönelik yapıldığı belirtilen çalışmaların başına getirilmesi bu verdiği cevabından sonra gerçekten düşündürücü bir hal almıştır.

Vergisini Gümülcine Belediyesine son kuruşuna kadar ödeyen ve Kültürel alanda da karşılığını almak isteyen Azınlık insanı merak ediyor, hangi eşitlikten bahsediyoruz, hangi çokkültürlülükten ve hangi demokrasiden. Gümülcine Belediye Başkanı Yorgos Petridis’te bayan Maria Malamidu ile aynı fikirde mi ?

Belediye Başkanının yazılı cevabını bekliyoruz….

Aşağıda Malamidu’nun söylediklerinde özetle ve özellikle, “ Yunan topraklarında neden başka bir dilde oyun oynatalım? Din konusunda çokkültürlü bir toplumuz, aksi takdirde biz bir Yunan devletiyiz. Sanat birleştiriyor, ayırmıyor, söyleyeceklerim bu kadar.” dediğini görüyoruz.

Bayan Malamidu’ya belirtmek isteriz ki;

Biz Yunan devletinin dışında olduğumuzu söylemedik ki.

Biz Bulgarca, Rusça, İngilizce, Çek’çe veya herhangi başka bir dilde oyun oynatılmasın demedik ki.

Kaldı ki bu saydıkları toplumlar eğer Yunanistan’da yaşıyorlarsa onların statüsünün Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın statüsüyle asla aynı değildir. Bayan Malamidu’ya şunu bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Batı Trakya Türkleri ekonomik göç ile bölgeye gelen ve yerleşen insanlar değildir.

Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, onun deyimiyle Yunan topraklarına kapı gibi sağlam ve 90 yılı aşkın bir süreden beri dünyanın en güçlü anlaşması “Lozan Barış Anlaşması” ile bırakıldı ve emanet edildi. Eğer hukuki açıdan onun gibi bakacak olursak, zaten diğer toplumlarla aynı kefeye koyulmamız dahi yanlıştır.

Ancak biz diyoruz ki;

Malamidu’nun söyledikleriyle sadece tek bir kelimede aynı düşünüyoruz. Çokkültürlülük, evet, eğer gerçek anlamda kendisi de inanıyorsa bölgedeki çokkültürlülüğe, insanların ırkına, kimliklerine ve konuştukları dillerine saygı duyarak hizmet etmeye gayret gösterse bölgemizde, çok daha güzel şeyler olur inancını yineliyoruz.

 

Haberde söylediklerinin Yunancası:

«Στα χέρια μου δεν έχω καμία επιστολή», σχολίασε από την πλευρά της η κ. Μαλαμίδου. Ειδικότερα μιλώντας στο «Χ» είπε:  Για την επιστολή εγώ ενημερώθηκα διαβάζοντας το «Χρόνο». Δεν πήρα στα χέρια μου καμία επιστολή. Υπόψη μου δεν έχει τεθεί τίποτα και το ζήτημα αυτό δεν έπρεπε να τεθεί καθόλου.

Εγώ έχω να  απαντήσω, «γιατί δε γίνεται μία παράσταση στα βουλγαρικά, στα τσέχικα, στα αγγλικά; Γιατί δεν πάμε στη Γαλλία να παίξουμε κάτι στα ελληνικά για τους Γάλλους; Δε μου λέει τίποτα αυτό. Η τέχνη ενώνει, δε χωρίζει, αυτό έχω να πω.

Από κει και πέρα θεωρώ ότι οποιοσδήποτε, είτε Έλληνας, είτε Τούρκος, είτε Γάλλος έχει ένα υπέροχο έργο, μπορούμε να το μεταφράσουμε και να το ανεβάσουμε στα ελληνικά. 

 

Στην ελληνική επικράτεια για ποιο λόγο να παίξουμε έργο σε άλλη γλώσσα;

Είμαστε πολυπολιτισμική κοινωνία όσον αφορά στο θρήσκευμα, αλλιώς είμαστε ένα ελληνικό κράτος.

Δεν παίζουμε σε τρεις άλλες γλώσσες γιατί μιλάμε ελληνικά, σκεφτόμαστε ελληνικά και γι’ αυτό το λόγο στο θέατρο παίζουμε ελληνικά. Φυσικά αν χρειαστεί να φιλοξενήσουμε, όπως θα φιλοξενούσαμε οποιαδήποτε άλλη παράσταση, αλλά όχι ως παραγωγή του ΔΗΠΕΘΕ αυτό είναι μία άλλη συζήτηση.

Έχω να καλέσω και όλους αυτούς που λένε και να τους πω ότι θα ήθελα να τους δω να παρακολουθούν μία παράσταση του δημοτικού θεάτρου.

Δυστυχώς δεν τους έχω δει αν και ξέρουν πολύ καλά ελληνικά για να την καταλάβουν την παράσταση».  

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz