Ana Sayfa Arşiv LAKıS VıNGAS: “ıSTANBUL RUM VAKIF ıDARELERı AZINLIK VAKIFLARI TEMSILCıSı SEÇMEK ıÇıN ışBıRLığı...

LAKıS VıNGAS: “ıSTANBUL RUM VAKIF ıDARELERı AZINLIK VAKIFLARI TEMSILCıSı SEÇMEK ıÇıN ışBıRLığı ıÇERıSıNDE ÇALIşMIşLARDIR”

22
0

Selanik’te bulunan Kalamaria Belediyesi ile Kuzey Yunanistan ıstanbul Rumları Birliği ve Makedonya – Trakya Kültür ve Sosyal Kalkınma şirketi öncülüğünde “ıstanbul Aroması” adlı bir etkinlik düzenlendi. Kalamaria Belediyesi Melina Merkouri tiyatro salonunda 4 Mart Cuma günü düzenlenen etkinliğe Türkiye’den, AK Parti döneminde yeniden yapılandırılan Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlı Vakıflar Genel Meclisi Cemaat (Rum, Ermeni, Yahudi) Vakıfları Temsilcisi Lakis Vingas şeref konuğu olarak katıldı. Etkinliğe Kalamaria Belediye Başkanı şeodosis Bakoglitis, eski belediye başkanı, milletvekilleri, Patrikhane temsilcisi, Kalamaria Metropoliti, ve Selanik’e yerleşmiş çok sayıda ıstanbul Rumu katıldı. Etkinlikte Kuzey Yunanistan ıstanbul Rumları Birliği’nin binden fazla üyesiyle bağımsız bir kuruluş olarak Yunan-Türk dostluğunu destekledikleri belirtildi. ıstanbul asıllı senarist ve fotoğraf sanatçısı Yorgos Mütevellis’in hazırladığı “Arnavutköy’deki Taksiarhis Ortodoks Kilisesi”nin tarihini anlatan 27 dakikalık belgesel film ve etkinliğin ikinci bölümünde de yine Yorgos Mütevellis’in hazırladığı “Kuruçeşme’deki Aziz Dimitrios Kilisesi ve Ayazması” adlı belgesel film tanıtıldı. Etkinlikte ayrıca 35 yıl Zografyon Lisesi müdürlüğü görevini yürütmüş olan Dimitrios Frangopoulos ile canlı telefon bağlantısı gerçekleştirildi. Gecede katılımcılara hitap eden Vakıflar Meclisi Cemaat Vakıfları Temsilcisi Lakis Vingas, amacının ıstanbul’da yapılanlarla ilgili davetlileri bilgilendirmek olduğunu dile getirti. Vingas, “Cemaatimizin yaşadığı süreç ve içinde bulunduğumuz şimdiki durum ve geleceğimize yönelik vaatlerimizle ilgili yapacağım konuşma savunma içerikli değil, bilgilendirme ve diyalog amaçlı olacaktır. Cemaatimizin bugünkü durumunu belirleyen faktörlerle ilgili bir konuşma olacaktır.” ifadelerini kullandı. Vingas, “Türkiye’deki siyasî, ekonomik ve toplumsal gelişmelerle ilgili bilginiz vardır. Özellikle son 15 yılda turizm gelişmiş, Yunanistan’dan gelen ziyaretçilerde sürekli artış yaşanmış, iki halk arasındaki ilişkiler siyasî alanda gelişmiş ve ayrıca akademik ve ticarî bağlar da gelişmektedir. Bu çerçevede medya kuruluşları tarafından cemaatimizin tarihi ve hatıralarına yönelik büyük bir ilgi uyanmıştır. Hem zirve dönemlerimiz hem de tarihimize damga vuran son sancılı dönemler için ilgi uyanmıştır. …Bugünkü Rumların durumu ve geleceklerini kendilerinin belirlemeleri için kararlı çabaları bizler için bir Rönesans niteliği taşımaktadır. …Bu çaba için ilk adım 2006 yılında ıstanbul’da düzenlenen “ıstanbul’da Buluşma: Bugün ve Yarın” adlı konferansta atılmıştır. Bu dinamizmimizi ölçmek istediğimiz bir konferanstı. ıstanbul’daki buluşma azınlığımız için bir dönüm noktasını oluşturmaktadır. Orada vatanlarından uzak yaşayan insanlarımızla ilişkilerimizi tazeledik. Orada araştırmalar çerçevesinde eğitimimiz, vakıflar, örgütlenme konularında ileriye yönelik beklentilerimizi ele aldık. Konferansa 11 ülkeden 300 hemşerimiz katılarak 25 tane ıstanbullular, Gökçeada, Bozcaada ve yurtdışındaki dernekler temsil edildi. Ayrıca ıstanbullu Rum hemşerilerimizin katılımı da büyük oldu. Yaklaşık 700 hemşerimiz etkinlikte yer aldı. Üç gün süren organizasyonda düzenlenen sanatsal ve kültürel etkinliklerle yerli ve yurtdışında yaşayan Rumlar duygu dolu anlar yaşamışlardır. Son olarak 2006’da cemaat vakıf idarelerinin yenilenmesine yönelik çabalar başlatılmıştır. Sizlerce bilinmesi mümkün olmayan bu başlangıç en cesur ve en zor olanıydı. Bir önceki seçimler 1991 yılında yapılmıştı ve bu zor döneme rastlayan seçimler tamamen demokratik sayılamayacak seçimlerdi. Daha önceki seçimler ise 1967’de yapılmıştı. Yani 67 cemaat vakfımız 40 yıl demokratik seçim görmemişlerdi. 2004 yılındaki vakıflar yasasıyla 2008 yılındaki yeni vakıflar yasası azınlık vakıflarının mallarının yönetim ve değerlendirilmesine yeni bir boyut kazandırmıştır. Vakıflar yasasının en olumlu taraflarından biri de, ilk defa vakıf yönetimlerinin yenilenmesini kurumsallaştırmış olmasıdır. Yasa cemaat vakıf idarelerinin dört yılda bir seçim yapmasını öngörmektedir. Diğer azınlıklarda olduğu gibi bizim azınlığımızda da seçimle işbaşına gelmiş cemaat yönetimleri vakıf gayrimenkullerini idare etmeye devam edebilmeleri için üyelerinin oyunu talep etmek zorundadırlar. Bunun başlangıcında ve devamında büyük zorluklarla ve siyasi müdahalelerle ve kişisel baskılarla karşılaşılmıştır. Bütün bunlar bazılarının demokratik işlemlere karşı çıkmaları ve yasanın uygulanmasına engel olma çabasıyla oturdukları sandalyeleri bırakmamaları için yapılmıştır. Bazıları, ki çok şükür bunların sayıları az, ıstanbul Rumlarının mallarının kendilerine ait olduğunu sanmaktadırlar. Bu nedenle de vakıf mallarını değerlendirmede süresiz hakları olduğuna inanıyorlar. Dört yıllık bir atalet bilincinden kurtarma çabasından sonra 67 vakfımızdan 64’ü seçimlere gitmiştir. Geriye üç vakıf kalmıştır. 1991 yılından bu yana yerlerinde kalmakta ısrarcı olan yönetim kurulları karışıklık ve güvensizliğe yol açmaktadır. Zira 2010 yılında vakıflarımız için yeni bir döneme girilmiştir. Bu dört yıllık süre zarfında cemaatimiz yeni dinamikler oluşturmuştur. Burada bazılarına değineceğim. ıstanbul’daki sekiz kardeşlik cemiyeti insanî yardım meclisini oluşturarak hayır amaçlı işlerin koordinasyonunu sürdürmektedir. Gençlerimiz 1960 ve 1970’lerde ıstanbul’a göç eden ve kiliselerimizde ve okullarımızda çocuklarının öğrenim gördüğü Antakyalıların cemaatimize entegrasyonu, eğitim konusu, ıstanbul’da yaşayan Yunan vatandaşlarıyla cemaatimizin ilişkileri ve diğerleridir. ıstanbul Rum vakıf idarelerinin çoğunluğu Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne azınlık vakıfları temsilcisi seçmek için işbirliği içerisinde çalışmışlardır. Buna paralel olarak yeni vakıflar yasası azınlık vakıfları için on beş üyeli vakıflar meclisine bir temsilci seçilmesini öngörmektedir. Sonuç olarak Rum aday Vakıflar Genel Müdürlüğü meclisine seçilerek tüm azınlıklar adına bugün 162 azınlık vakfını temsil etmektedir. Vakıflar meclisinin icra yetkisi bulunmakta ve üyelerinin görev süreleri 3 yıl olarak belirlenmiştir. Ayrıca cemaatimiz ıstanbul’un kültürel etkinliklerinde bir dinamik oluşturmuştur. Cemaatimiz tarafından düzenlenen sergi ve konserler Türk toplumu tarafından ilgiyle karşılanmıştır. 2010 ıstanbul Avrupa Kültür Başkenti projesinde cemaatimizin düzenlediği etkinlikler yoğun şekilde kendini hissettirmiştir. Düzenlenen Rum mimarlar sergisi büyük ilgi görmüştür. Bu serginin Selanik’te açılışını 1 Nisan’da yapacağımızın haberini de sizlere buradan duyurmak isterim. Azınlık haklarımızın ve toplumsal konuların ele alındığı etkinlikler düzenlenmiş, ortak problemlerin çözümü için yurtdışındaki ıstanbul Rumlarıyla işbirliğine gidilmiş ve özellikle kolektif olarak yerel problemlerin çözümüne önemli ölçüde katkı sağlamıştır…” Konuşmasında ayrıca ıstanbul Rumlarının artık siyasi rastlantıların çizdiği kaderine karşı durmaya davet edildiğini vurgulayan Lakis Vingas, Türkiye’de meydana gelen toplumsal değişikliklerden sadece yararlanmaya değil, katkıda da bulunmaya çalışmaları gerektiğini belirtti. Vingas, “Bugün küçük sayımıza rağmen ilerleme ve modernleşme için güçlü bir arzumuz var. Kararlılıkla bizleri yeni proje ve düşüncelere götürecek toplumsal bir dönüşümü istiyoruz. Bugün cemaatimizin her biri bağımsız tüzel kişiliği olan 67 vakfı bulunmakta. Üç lisemiz, üç ilkokulumuz, 10 derneğimiz ve 2 spor derneğimiz, 1 hastanemiz, 1 çocuk köyümüz, 3 aş evimiz, 8 kardeşlik cemiyetimiz var. Fakat bunca vakfın yönetim ihtiyaçlarını ve sorumluluklarını karşılayacak yeterli düzeyde personelimiz yok. Ayrıca büyük değerleri olan gayrimenkullere sahibiz. Bunlar azınlığımızın dinamizmi olabilirdi. Günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek kültürel ve sosyal amaçlı bir yönetim gerekiyor. Atalarımızdan bizlere miras kalan bu malvarlığımızı ortaya çıkarmalı, kültürel zenginliğimize yeni boyut kazandırmalı, bir kütüphane, bir sergi salonu, araştırma merkezi, Yunanistan ve diğer bölgelerden öğrenci ve öğretmenlere misafirhaneler aracılığyla bunlar yapılabilir. Diğer yandan bu malvarlığı cemaatimizin toplumsal yapısını güçlendirmeli ve ekonomik yönden güçsüz olan üyelerine destek olmalıdır. Bu çerçevede birçok görüşmeden sonra 5 Ocak 2011 tarihinde Rum Cemaati Vakıflarını Destekleme Derneği kurulmuştur. Bu merkezi kurum vakıflarımızın toplu yetkilerini uhdesinde bulundurmak amacıyla değil, aksine, vakıfların serbestleşmesi, açılması ve yükseltilmesi için bir köprü vazifesi niteliğinde kurulmuştur. ıstanbul’umuzun sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamında varlığımızı hissettirmek istiyor ve buna borçlu olduğumuzu belirtmek istiyorum. Bugünkü siyasi konjönktör geniş çaplı toplumda varlığımızı hissettirme ve kaale alınmamıza yönelik yeteneğimiz için bir arzu oluşturmaktadır. Kültürel özelliklerimizi koruyan bütünlüklü vatandaşlar olarak haklarımızın ve sorumluluklarımızın bilincinde olmalıyız. Bugün vizyonumuz bunlardır. Önümüzde çok iş var…”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz