Kiliseye dokunamayan Yunan devleti şimdi de Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın camilerine göz dikti.
Yunanistan’da Kiliseye dokunamayan, deyim yerindeyse bir zangoç’a dahi söz geçiremeyen Yunan devleti şimdi de Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın camilerine göz dikti.
Batı Trakya Türk Azınlığı’nın Yunanistan’da var olmasında temel taşını oluşturan “Lozan Barış Andlaşması”ndan doğan hakkı olan Müftü seçimini yıllar önce Azınlığın elinden alan ve kendi sistemine uygun çalışmalar yapabilecek şahısları müftü olarak atayan Yunan devleti, son haftalarda durumu iyice çığırından çıkardı. Gümülcine Tayinli Müftüsü Meço Cemali tarafından Rodop ilindeki camilerde görev yapan din imamlarına gönderilen yazıda istenenler gerçekten gelecek açısından nelerin yapılması planlanıyor açıkça ortaya koymaktadır.
Bir imamı adeta köyün nüfus müdürü, inşaat mühendisi, göçten sorumlu katip olarak gören devlet, köyde kaç hane var, köyde kaç kişi yaşıyor, minarenin boyu kaç metre, gibi bir din görevlisinin ilgi ve alakası olmayan taleplerle akıl karıştıran uygulama din adamlarını ve tüm Türk Azınlığı’nı şaşkına çevirdi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti AK Parti hükümeti, İstanbul’daki Rum Azınlığın rahat etmesi için elinden geleni yaparken, Türkiye genelinde bazı bölgelerde Kiliseler restore edilip belirli dini törenlerde ayin düzenlenmesine imkan sağlanırken, Yunanistan’ın Türk Azınlık üzerindeki devam eden çarpık ve insan hakları ve ikili anlaşmalara karşı olan devlet politikası tüm olumsuzluklarıyla hız kazanarak devam ediyor.
Durum böyle olunca Batı Trakya Türk Azınlık insanı, Türkiye ile Yunanistan arasında zaman zaman gerçekleştirilen “İstikşafi Toplantıları”nda Türk Azınlığın hakları ve yaşanan olumsuzlukların iyileştirilmesinde, artan sorunların bu toplantılarda ele alınmadığı düşüncesini sorgulamaya başladı.
Yunanistan’daki ve asıl Batı Trakya’daki ekonomik krizin etkilerine bir de siyasi ve baskıcı uygulamaların ardı arkası kesilmeden devam ediyor olması, Batı Trakya’daki yeni neslin çareyi Almanya ve Hollanda başta olmak üzere Kuzey Avrupa ülkelerinde aramak için Batı Trakya’yı terk ettiği açıkça görülüyor.
