Ana Sayfa Batı Trakya Haberler KALANCİS DOBRA DOBRA CEVAPLADI

KALANCİS DOBRA DOBRA CEVAPLADI

15
0

Yunanistan Din İşleri Genel Sekreteri Yorgos Kalancis Birlik Gazetesi’nin sorularını dobra dobra yanıtladı ve çok önemli mesajlar verdi. Gümülcine’de bulunan Kalancis, Birlik Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlhan Tahsin’in sorularına içtenlikle cevap verdi ve göreve geldiği günden bu yana Batı Trakya’da atılan adımları burada yaşayan Azınlık insanının değerlendirmesi gerektiğini dile getirdi.

 

“Bir dizi önerilerin yapılmasına çok yakınız.”

VİDEO İZLE: http://www.dailymotion.com/video/x29g2ds_kalantzis-birlik-video-1_news

“Bu benim Trakya’ya ilk gelişim değil, her defasında sessiz sedasız geliyorum. Trakya’ya geliyorum çünkü temel anlayıştan başlamamız lazım. Önce dinliyoruz, karşılıklı konuşuyoruz, daha sonra önerilere ve ardından da karara varıyoruz. Onun için Trakya’ya sık sık geliyorum. Bu gelişlerimi de dillendirmiyorum, tabii ki bu gelişlerim ziyaretlerim gizlilik konusu değil, zaten çağımızda artık gizlilikler yok.

Bu günkü ziyaretim, yaşamında  yakından tanıdığım Metropolit Damaskinos’un ölüm yıldönümü ve ayrıca da önemli bir konu olan Trakya’daki Medreselerin Denetleme Konseyi konusunu görüşeceğim. Tarihi bir an, Yunanistan Trakya’daki Müslümanların varlığını ve ülkemizde İslam’ın varlığını algılıyor. Bakanın Trakya’yı son ziyaretiyle ilgili Bakanlıkta bizi ilgilendiren konular var ve zannedersem bir dizi önerilerin yapılmasına çok yakınız. Azınlık eğitimi ve iptal edilen Selanik Pedagoji Akademisi’nin yerine yeni yapının ne olacağı konuları var. Tüm bunlar konuşulmaya yönelik öneriler, karşılıklı istişare ederek daima daha iyi bir yaşam için bir yere varmaktır.

“Trakya Müslümanları daima buradalar, yeni bir nüfus değiller”

Önemli başlangıçlarımızdan biri de Sminthi (Dolaphan) camisindeki çalışmaların başlaması. Bazı kanun değişiklikleriyle müdahale ederek son olarak kalan bazı sorunları da çözmeye gayret göstereceğiz. Çünkü camilerin yenilenmesi ve tamirinde bazı sorunlar yaratabilir. Biz İmar Bakanlığı değiliz, imar izinlerini biz çıkarmıyoruz, ancak Yunan Anayasası’nın 13. maddesi din serbestliğini söylüyor ve bu bizim için şunu ifade ediyor, Yunan Devleti, tabii ki Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı ilgileniyor, çok daha fazla da ilgilenmek durumundadır, ki Yunan vatandaşları dini hizmetlerini yerine getirebilsinler. Tabii ki özellikle Trakya’nın Müslüman Yunan vatandaşları için, bu bizim için daha da büyük bir görev, çünkü sizlerin de bildiği üzere Trakya Müslümanları daima buradalar, yeni bir nüfus değil. Avrupa’nın en eski tarihi camisi Trakya’dadır, muhteşem güzellikli bir eser, bildiğim kadarıyla çalışmalar devam ediyor. Daha başka tarihi camiler var, bunlar da ülkemizin zenginliği.”   

 

“Bizim ne kadar iyi niyetimiz olsa da meseleleri tam olarak bilmiyoruz.”

VİDEO İZLE: http://www.dailymotion.com/video/x29g4r5_kalantzis-birlik-video-2_news

“Öncelikle serbest bir ülkeyiz, bunu daima hatırlayın. Eğer bir kişi eğitim almak için yurtdışına gitmek istiyorsa gidebilir, ülke, eğitim almaya gidecek olan vatandaşlarına bunu yasaklayamaz, bunlar başka ülkelere, başka devirlere ve değişik anlayışlara uyuyor, ancak ülke vatandaşlarına imkanlar veriyor ve sonrasında vatandaşlar nereye gidecekler ne yapacaklar seçiyorlar.

İkincisi, ülke mecbur etmiyor ve mecbur da etmek istemiyor, çünkü Anayasamız da bunu söylüyor, belirli bir topluluk belli başlı din görevlilerini seçebilir, Dini toplumlar kendilerinin belirlediği üzere istedikleri şekilde nasıl organize olacaklarını, kimi istiyorlar, kimi istemiyorlar, kimi seçeceklerine karar verirler, aynen Ortodoks Kilisesinde uygulandığı gibi Mitropolit Papazlar hakkında karar veriyor, devlet karar vermiyor. Diğer toplumlar için de aynısı geçerli.

Demek ki devlet buraya karışmıyor. Devlet nereye karışıyor; eğer bir toplumun üyeleri, tabii ki kendileri de isterse dini eğitim alma imkanını burada ülkemizde alabilirler. Burada Trakya’da saf temiz bir mutluluk şansımız var, iki Medresemiz var. Bunlardan biri 15. yüzyıldan Hayriye Medresesi. Şunu hatırlatmalıyım, Hayriye Bulgar işgalinde kapatılmıştı ve iç savaş sonrasında Yunan devletinin desteğiyle yeniden açıldı. Yunan devleti, ilk defa 1881 yılından sonra Müslüman toplumlar Yunan devletinin yönetimine girdikten sonra daima İslam’a karşı destekleyici ve saygın bir politikası vardı. Müslümanların konuları için Yunanistan ilk defa 1882 yılında bir yasa oyluyor. Bu yasa o dönem Müslüman okullarını ilgilendiriyor ve daha bir şeyi belirtmek istiyorum, Müslüman bayanların mahkemelerde ifade vermek için arzu ettikleri şekilde giyinebilirler bu da uygulamaya dahil ediliyor. Aynı politika Trakya’da da izlendi çünkü Şeriat’ı tanıyan tek ülkeyiz.

Neticede faziletli Müftüler devletin Medreseleri desteklemesini arzu ediyorlarsa devlet destekleyecektir. Devletin bunu ne şekilde yapacağını bilmesi için konuları bilen ve hakim olanlar tarafından belirlenmesi lazım. Bizim ne kadar iyi niyetimiz olsa da meseleleri tam olarak bilmiyoruz. Doğrunun hangisi olduğunu bilmiyoruz duymamız lazım. Aynen Kilisenin okullarında olduğu gibi yapılması gerekenleri dinliyoruz. Orada mevcut bir komisyon var ve bu komisyonda Kilisenin iki ve devletin üç temsilcisi bulunuyor. Artık burada da bir kurum var. Üç faziletli Müftüler, iki Müslüman İlahiyatçı, bölge eğitim müdürü ve İslam araştırması hakkında eğitim alan Üniversite öğretim görevlisi bir bayan. Yunan vatandaşı Müslümanlar tarafından oluşturulan bu kurumun fikir ve görüşlerini dinleyeceğiz, bize önerecekler ve eğer devlet yapabilirse ilerleyecek.

Din öğretmenleri yasası uygulanmaya devam ediyor. Yunan Devleti tarafından ödenen din öğretmenleri Müslüman halktan hiç bir şekilde para talep edemezler, bu konuda çok net tavrımızı ortaya koyuyoruz. Devlet vatandaşların vergi parasından maaşlarını ödeme yapıyor, dolayısıyla devletten para alan biri bir Müslüman’a hizmet edebilmesi için para isteyemez ve alamaz.”

 

 

 “Devlet Trakya’ya İmam yetiştirmek istemiyor”    

VİDEO İZLE: http://www.dailymotion.com/video/x29gbgr_kalantzis-birlik-video-4_news

Kalancis, Azınlık eğitiminin daha kaliteli bir duruma gelmesini arzuladıklarını ve bunun için Azınlık Okullarında görev yapacak olan öğretmenlerin kaliteli eğitim almış ve 4 yıllık yüksek okullardan mezun olanların göreve getirilmesi gerektiğini dile getirdi. SÖPA’nın bir daha açılmayacağını dile getiren Kalancis, şunları söyledi:

“İlk önce şunu belirteyim, İlahiyat Okulu olmayacak, Selanik’te var olan Üniversitenin İlahiyat bölümünde İslam bölümü olacak. Bu proğram SÖPA ile hiç bir şekilde ilgisi yok. Bu proğram İslam’ın araştırılmasını ilgilendiriyor. Katti şekilde sadece Müslümanları ilgilendiren bir proğram değil. Kurulduktan sonra kim isterse girebilir, devlet karar vermiyor, Üniversitenin bölümü karar veriyor. Aynen ülke genelinde yapılan Üniversite sınavlarıyla olacak olan bir uygulama ve burada İmamlar eğitim alarak İmam olmayacaklar. Oradan mezun olanlar Müslüman İlahiyatını bilecek. Trakya’daki Müslümanlar dünyanın merkezi değil, meseleler daha geniş ve büyük. İslamı yalan yanlış anlatanlar İslam’a haksızlık yapıyorlar. Demek ki şunun iyi algılanması lazım, Trakya’ya İmam yetiştirmek için bir okul yapıyoruz, bu yanlış bir algılama, böyle birşeyi istemiyoruz. SÖPA’nın iki bölümü vardı. Bir bölümünde öğretmenler bir bölümünde de İmam yetiştirilebilirdi, ancak Yunanistan böyle bir şeyi istemiyor, gerekli değil. Eğer biri İmam olacaksa onun kararını kendisi ve de toplum verir ve istediği yerde eğitimini alır. Selanik’te İslam’ı okuyacaksa okur okumayacaksa başka yere gider.

“Azınlık okullarında eğitim verecek öğretmenlerin normal öğretmenler olması gerek.”

VİDEO İZLE: http://www.dailymotion.com/video/x29gezn_kalantzis-birlik-video-5_news

Azınlık eğitimine gelince artık temel bir uygulamayla bundan böyle Azınlık okullarında eğitim verecek öğretmenlerin normal öğretmenler olması gerek. Dört yıl eğitim, tüm haklar ve kanunlar karşısında eşitlik. SÖPA’nın kurulması doğruydu, Yunanistan Azınlık eğitimine yatırım yapmak istiyordu.  Yıllar geçti ve doğru olarakta SÖPA kapandı. Şimdi artık Yunanistan şunu diyor; Azınlık eğitimi desteklenmelidir. Söylediğim gibi de öğretmenler eşit olmalıdırlar. Bu ne demek oluyor; bir yol bulmalıyız ki şu kombinasyonu birleştirsin. Ülkedeki diğer öğretmenlerle rekabet edebilmeleri için birincisi normal eğitim, ikincisi ülkenin eğitim gerçeğini bilmeleri, çünkü Azınlık eğitimi devlet okulu eğitimi değil, devlet eğitimi içinde bulunuyor. Dolayısıyla devlet eğitimini iyi bilmeleri lazım. Bundan sonra da öğretmenler şeffaf bir biçimde ASEP sinavlarıyla alınacaktır. Kim daha iyi ve yüksek yazarsa o kazanacaktır. Öğretmenlerin altyapılarında ne varsa ne almışlarsa, daha fazlası da olması gerekir, Türkçe ve dini bilgileri de iyi derecede olması lazım. Burada net bir şekilde söyüyorum, Azınlık eğitimi proğramında sadece Azınlık öğretmeni olacaktır. Bu tartışılamaz. Aynı şekilde Yunan eğitim proğramında da Azınlık fertleri çalışmıyor. Bunu yanlış anlaşılmalar olmasın diye söylüyorum. Bilindiği üzere SÖPA’lıların eğitiminde iyileştirilmeler devam ediyor. Eğer bir öğretmenin bütün imkanları varsa bu Azınlık eğitimine de bir soluk verecek. Önümüzdeki haftadan itibaren yeni bir Bakanlar Kurulu kararı çıkacak. Bu kararla kendilerini geliştirmeleri için SÖPA’lıların da fırsatları olsun. Çıkacak olan kararda SÖPA’lısın ve öğretmensin demeyecek. Karar şunu söylüyor, SÖPA mezunu olarak şunu şunun eğitimini alacaksın ve normal bir öğretmen diplomasına hak kazanacaksın. Tabii ki bu sırada bekleyen birçok öğretmen için geçerli. Kendilerini geliştirmeleri lazım.”   

 

“Ne seçildiler, ne de Müftüler”

VİDEO İZLE: http://www.dailymotion.com/video/x29i9k1_kalantzis-birlik-video-6_news

Kalancis Müftü seçimi konusunda bir önceki tutumunu tekrarladı ve “bu şahıslar ne seçildiler ne de Müftüler. Bizim yerimiz bellidir” dedi. Kalancis özetle şunları söyledi:

“Ancak buna bir açıklık getirmek istiyorum geçmişte Komotini’de (Gümülcine) bir toplantıda söylediğim üzere, eğer ülkemizde bir dini grup birini din görevlisi olarak tanımlarsa buna her hakkı vardır. Anayasamıza göre eğer bir toplumda on kişi, yirmi kişi, onbin kişi veya rakamı siz söyleyin, eğer sizi İmamları olarak Müftüleri olarak tanımlıyorlarsa bunu söyleyebilirler, yapabilirler ve yaşamlarını bununla devam ettirebilirler. Nasıl ki devlet bir topluluğa dayatamayla şunu yapacaksın deyemeceğine  göre devlete ne yapacağını kimse dayatamaz. Devlet Yunan Meclisi’nin ve kanunların söylediğini yapacak. 1991 yasası nettir ve Müftüler vardır. Seçimin de bir prosedürü vardır yasanın belirttiği gibi bunlar eğer yerine getirilirse o zaman seçimler de olur sonuç da alınır. Ancak tipik bir uygulamayla yapılanlardan birşey çıkar ancak seçilmişler ve tayinliler siyasi oyununu anlıyorum ve yaşam devam edecek. Kimse kimseye zorla birşey yaptıramaz. Komotini’de (Gümülcine) de söylediğim gibi, ne zaman birileri dini lider olduğunu söylüyorlar ve davranışları ve söylediklerinde “Gavurlarla konuşmayın, Gavurları istemiyorum” dedikleri sonrasında hiçbir şey beklemesinler, sorunun çözülmesi aşamasında bir parcası olamazlar, çünkü artık kendileri sorunun kendisi oldular. Yunanistan saygı duyuyor ve İslam’ı seviyor. Eğer bir kişi ülkenin vatandaşı olduğuna saygı duyuyorsa, diğer vatandaşlara da saygı duyuyorsa ve onları Gavurlar olarak adlandırmıyorsa o zaman konuşma ve anlaşma ihtimali vardır. Eğer bunları yapmıyorsa çok özür dilerim, onun kendi yolu olacaktır, bizim de kendi yolumuz.”  

 

“Siyasi oyun oynamasını biz de biliyoruz”

VİDEO İZLE: http://www.dailymotion.com/video/x29g8os_kalantzis-birlik-video-3_news

“Selanik’teki Müslümanlara cami tahsis edilmesi bizi hemfikir olarak buluyor. Kaldı ki iki konuda Belediye Başkanı bunu yaptı. Ksnathi (İskeçe) Müftülüğü de din görevlisi gönderdi. Neden kabul görmedi anlayamıyorum, eğer amaç ibadet etmekse tabii, eğer siyasi oyun oynamak istiyorlarsa oynayabilirler, ancak biz de siyasi oyun oynamasını biliyoruz.” 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz