Bölge Eğitim Müdürü Konstantinos Bandikos imzasıyla yapılan bir açıklamayla, Gümülcine’deki Hayriye Medresesi’ne ve İskeçe Medresesi’ne müdür ataması yapıldığı duyuruldu.
Bilindiği gibi, Gümülcine’deki Hayriye Medresesi’ne müdür olmak üzere resmi prosedürü uygulayarak Üzeyir Ahmet bir dilekçe verilmesine rağmen, ilgili Milli Eğitim Bakanlığı ve Eyalet Eğitim Müdürlüğü tarafından, herhangi bir başvurusu bulunmayan Hüseyin İrfan’ın “tepeden” keyfi uygulamayla atanması Medrese’de durumu normalleştirme yerine bir kez daha karmaşık hale getirdi.
Tabii ki derslerle ilgili de durum “aynı tas aynı hamam”. 2019-2020 eğitim yılı programına göre de yine Türkçe ders sadece Lise 3’üncü sınıfta okutuluyor. Şimdi gözler Medrese Encümen Heyeti’nin bu duruma nasıl bir tepki vereceğine çevrilmiş durumda.
Oysa tarih yer ve zaman bizi yalanlamıyor. Hani derler ya “hatırda kalmaz, satırda kalır”, işte BİRLİK Gazetesi olarak arşivimize bir göz attığımızda, Yunanistan Eğitim Bakanlığı Din İşleri Genel Sekreteri Yorgos Kalancis, Gümülcine ve İskeçe’ye yeni tayin edilen Müftü Naiplerini 4 Eylül 2018 tarihinde ziyaret ettiğinde Azınlığın Müftülük, Vakıflar ve Eğitim konusunda sarf ettiği sözleri hatırladık ve şimdi de yeri zamanı gelmişken kendisine ve ilgili Bakanlık ve mercilere de hatırlatalım istedik.
Genel Sekreter Yorgos Kalancis, atadıkları Müftü Naiplerini ziyareti sonrasında yaptığı açıklamada aynen şu ifadeleri kullanmıştı.
“Eğitim Bakanı, devletin Trakya’daki bütün bu konuları sakin bir ruh haliyle görmesi gerektiğini belirtti. Bu diyaloğun bir geleceği olacaktır, zira hepimizin akılda tutması gereken bazı temel prensipler var ve ANAYASAMIZ, YUNAN YASALARI VE LOZAN ANTLAŞMASI’NIN sağladığı şeylerle ilgili olarak yapmak zorundayız.”
Evet, 4 Eylül 2018 tarihinde ziyaret ettiğinde Yunanistan Eğitim Bakanlığı Din İşleri Genel Sekreteri Yorgos Kalancis bu sözleri dile getirmiş ve her şeyin ulusal yasalar, Anayasa ve uluslararası anlaşmaları dikkate alarak yapılması gerektiğinin altını çizmişti.
Peki şimdi, Gümülcine’deki Hayriye Medresesi’ne müdür olmak üzere resmi prosedürü uygulayarak Üzeyir Ahmet tarafından bir dilekçe verilmesine rağmen, ilgili Milli Eğitim Bakanlığı ve Eyalet Eğitim Müdürlüğü tarafından, herhangi bir başvurusu bulunmayan Hüseyin İrfan’ın “tepeden” keyfi uygulamayla atanması ulusal yasalar, Anayasa ve uluslararası anlaşmalara göre mi yapıldı?
Bunun bir resmi açıklaması olması gerekir diye düşünüyoruz ve bekliyoruz. Aksi halde burada bir usulsüzlük söz konusudur, yasalar ihlal edilmiştir, uluslararası anlaşmalar dikkate alınmamıştır ve gereği yapılmalıdır.
