Ana Sayfa Batı Trakya Haberler HAKAN ÇAVUŞOĞLU: “YUNANİSTAN ULUSLARARASI ANLAŞMALARI İHLAL EDİYOR”

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: “YUNANİSTAN ULUSLARARASI ANLAŞMALARI İHLAL EDİYOR”

11
0

AK Partili Hakan Çavuşoğlu, Yunanistan’ın Batı Trakya’da yaşayan Müslümanlara karşı böl, parçala, yönet politikası uyguladığını söyledi. Çavuşoğlu “Lozan anlaşmasının imzalandığı tarihlerde bölgenin yüzde 85’i Türk, geri kalanını Yunanlılar oluştururken, şimdi tam tersi bir durum söz konusu” dedi.

 

24. Dönem parlamento seçimlerinde Bursa’dan milletvekili seçilen Hakan Çavuşoğlu, Meclis’in renkli simalarından. AK Parti listesinden milletvekili olan Çavuşoğlu, aslen Yunanistan Gümülcine doğumlu olması hasebiyle Batı Trakya’daki Türk vatandaşlarımızın Meclis’teki adeta sesi soluğu. Çavuşoğlu, Batı Trakya’da yaşayan vatandaşlarımızın sıkıntılarının giderilmesi konusunda önemli çalışmalar yapıyor ve bölge insanının Meclis’teki en önemli temsilcilerinden. Bursa’nın en genç milletvekillerinden olan Hakan Çavuşoğlu ile Batı Trakya’yı konuştuk… Batı Trakya’daki Müslümanların problemlerini masaya yatırdık:

-Türklerin Yunanistan ile ilişkileri ne zaman başladı? 

Osmanlı Devleti’nin Batı Trakya’ya 1353 yılında fetih hareketleriyle birlikte, iki milletin iletişimi de başlamış oldu. Osmanlı orada yıllarca hakimiyeti sürdü; ancak Fransız İhtilali’nden sonra milliyetçi hareketlerin başlamasıyla Osmanlı İmparatorluğu bölgede sıkıntı çekmeye başladı. Balkan Harbiyle birlikte o bölgeler Osmanlı hakimiyetinden çıktı. Şuan ki problemlerde bundan sonra başladı. 
-Nüfus mübadelesi bu sıkıntılar sebebiyle yapıldı herhalde.
Evet. 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Anlaşmasına göre “nüfus mübadelesi” gerçekleştirildi. Ancak İstanbul’da yaşayan Rumlarla Batı Trakya Türkleri mübadelenin dışında tutuldular. 

-Neden böyle oldu?

Çünkü, İstanbul o zaman da şimdi de çok önemli bir bölge. İstanbul’daki Gayri Müslimlerin zengin olmaları, onları nüfus mübadelesi dışında tutulmasına sebep olmuştur. Birde Rumlar İstanbul’dan çıkarılmak istenmedi, bunu Rumların kendisi de istemedi. İstanbul’daki Rumlar çok zengindiler. 
-Şuan Batı Trakya’da ne kadar Türk azınlığı var?
Lozan anlaşmasının imzalandığı tarihlerde bölgenin yüzde seksen beşi Türk, geri kalanını Yunanlılar oluştururken, şimdi tam tersi bir durum söz konusu. Batı Trakya’da Yunan hükümetlerinin takınmış olduğu durum sebebiyle orada yaşayan vatandaşlarımız Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldılar. Türkiye’de ise bir değişiklik yok. Rumlar Türkiye’de rahatça yaşamaktadırlar. Rumlar bu yüzden Türkiye’yi çok severler.

-Nüfuz mübadelesinin ne gibi etkileri oldu? Büyük bir göç hareketi yaşandı. İnsanlar bundan nasıl etkilendiler?

Göç zaten büyük bir olgu. İnsanlar kültürleriyle birlikte göçerlerken kültürlerinin bir kısmını da o topraklarda bırakmak zorunda kalıyorlar. Anadolu’ya gelen insanları birçok sıkıntı bekliyordu. O yıllarda Anadolu zaten çok kötü bir durumdaydı. Savaştan yeni çıkmış bir ülke. Cumhuriyet yeni kurulmuş. Sanayi yok, vatandaşın elinde karnını doyuracak hiçbir şey kalmamış. Birde bunun üzerine Yunanistan’daki Türklerin Anadolu’ya gelmesi sıkıntıları biraz daha arttırdı. Bunun yanında şöyle de bir güzellik oldu. Yunanistan’dan gelen Türkler zanaatkardı. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kalkınmasında büyük faydaları oldu. 

-Türkiye’den Yunanistan’a göç edenlere gelirsek onlar neler yaşadılar?

Yunanlılar çok milliyetçi bir yapıya sahip. Nüfuz mübadelesinden göç eden Yunanlılar kendi vatandaşları tarafından dışlandılar. Yunanlılar tarafından içselleştirilmediler azınlık muamelesi gördüler onlarda.

-Neden? Osmanlı düşmanlığı mı?

Tabii… Osmanlı düşmanlığı çok fazla Yunanlılar’da. Bunu kendi vatandaşlarına bile gösterdiler. 

“YUNANLILAR LOZAN’A GÖRE HAREKET ETMİYOR”

-Şuan Batı Trakya’da Türkler ne gibi sıkıntılarla karşı karşıyalar?

Batı Trakya Türklerinin hakları Lozan Anlaşmasıyla belirlendi. Yunan Devleti Lozan anlaşmasındaki maddelere uysa orada hiçbir sıkıntı yaşanmayacak. En önemli sorunumuz eğitim. Yunanistan 2006 yılında anaokullarına gitmeyi zorunlu hale getirdi, anaokuluna gitmeyen çocuklar ilkokullara kaydedilmiyor. Anaokullarında eğitim dilinin Yunanca olması sebebiyle de, Türkler bu okullara çocuklarını göndermek istemiyorlar. Lozan’a göre çift dilli eğitim olması gerekli. Yunanistan burada Lozan’a göre hareket etmiyor. Türk çocukları şuan orada eğitim konusunda büyük sıkıntı yaşıyorlar. 
-Yunanistan’ın bundaki amacı ne? Batı Trakya Türklerini, Türkiye’ye göç etmeye mi zorluyor?
Doğru bir tespit. Yunanistan Batı Trakya da Türkler, Çingeneler Pomaklar’dan oluşan parçalı bir yapı oluşturuluyor. Böl parçala yönet politikası uygulanıyor. Maalesef Yunanistan bizim bildiğimiz demokrasinin çıkış yeri olan, insan haklarına saygılı bir ülke değil. Şu anlattıklarımız gösteriyor ki Yunanistan’da tam tersi bir durum var. Bunun sebebi de Türklere karşı yapılan milliyetçilik. Azınlıkları sindirmek istiyor. 

AB’NİN ŞIMARIK ÇOCUĞU

-Avrupa Birliği, Yunanistan’a bu konuda herhangi bir baskı yapmıyor mu?

1980 yılında beri Yunanistan AB üyesi; ancak Avrupa Birliği kriterlerini çok taşımayan bir ülke. Azınlıklara çok iyi gözle bakmayan, milliyetçi politikaların ön planda olduğu bir Yunanistan var şuan. Yunanistan AB’nin şımarık çocuğu. Bir aile çocuğuna nasıl davranırsa, Yunanistan’a da o şekilde davranılıyor. 

TÜRKİYE, RUMLARIN EN RAHAT OLDUĞU ÜLKE

-Türkiye’deki Rumlar ne durumda, biz nasıl davranıyoruz Rum vatandaşlarına?

Türkiye azınlıklar konusunda önemli adımlar attı. Azınlıkların vakıf malları koruma altına alındı. Bu konuda Türkiye dünyada önder sayılır. Azınlıklara sorun, çok bir sıkıntıları yoktur. Din, eğitim, ekonomik konularda çok iyi durumdadırlar. Biz bunları yapmışken Yunanistan ve Türk vatandaşlarının bulunduğu diğer ülkelerde aynı şeyleri yapması gerekirdi. Bizim yaptıklarımıza rağmen diğer devletlerin ters şeyler yapması bizlerin de şevkini kırıyor. Gönül ister ki bunlar karşılıklı olsun. Lozan kararlarına karşılıklı uyulsun.

YUNANİSTAN BATI TRAKYA TÜRKLERİNİ POLİTİK ARAÇ OLARAK GÖRÜYOR

Yunanistan, azınlık hakları konusunda atması gerektiği adımların farkında. Ancak biz bunları yaptırmak istediğimizde Yunanistan’da ya bir ekonomik kriz meydan geliyor ya da seçim ortamına giriliyor. İktidar partisi ve muhalefet partileri milliyetçi tarafa mesaj vermek adına Türkleri kullanıyor. Siyasi bir konu oluyor orada yaşayan vatandaşlarımız. Özellikle seçim zamanlarında Türkler üzerinden siyaset yapılmaya çalışılıyor. Bunlar bizi çok üzüyor. Biz azınlık durumundaki vatandaşlarımıza asla böyle bir şey yapmıyoruz. Hatta azınlıkların oylarını alabilmek için onların hayatlarını daha da kolaylaştırıyoruz. 

-Yunanistan’da vatandaşlık problemi var mı?

Elbette var. 1998 yılına kadar Yunan anayasasın da bir kanun vardı. Yunanistan’da yaşayan bir azınlık vatandaş, 6 ay boyunca Yunanistan dışında kalırsa, yapılan araştırmalar sonucu da dönmeyeceğine kanaat getirilirse vatandaşlıkta çıkartılıyor. Yunanistan, 1998 yılına kadar 60 bin vatandaşı bu şekilde vatandaşlıktan çıkardı. Yunanistan devleti bunu kabul etti ve kanunu 1998 yılında kaldırdı. Ancak vatandaşlıktan çıkardığı 60 bin kişiyi vatandaşlığa kabul etmedi. Yunanistan düşünün bir AB üyesi. 

-Yunanistan’ın amacı nedir burada?

Helen ırkından olmayan azınlıkları ülkeden uzaklaştırmak. Bir nevi soykırımdır bu. Milliyetçiliğin ne duruma geldiğinin de bir delilidir. Bu yüzden oradaki Türk nüfusu azalmış durumda.

“Müftülük makamı Türkler için önemli”

-Dini problemlere gelirsek ne gibi sıkıntılar var?

1913 Atina Anlaşmasına göre Batı Trakya toplumu kendi müftüsünü kendisi seçmek zorunda; ama bugün itibariyle bizim seçtiğimiz müftü Yunanistan devleti tarafından tanınmıyor. Yunan Devleti kendisi bir müftü atıyor. Türkler bu durumu kabul etmiyor, ancak bu yapılıyor. O bölgede iki tane müftü var. Yani bir çift başlılık söz konusu. Batı Trakya’da yaşayan Türklerin, kendi müftüsünü seçme hakkı var ve seçiyorlar da; ama iki tane müftü olmuş oluyor. Yunanlılar Atina anlaşmasını burada ihlal ediyorlar.

-Müftünün önemi nedir Batı Trakya Türkleri için?

Dini bir liderlik söz konusu. Türklerin oradaki liderleri müftülük makamındaki kişiler. Müftülerin farklı yetkileri var. Vakıf mallarının gözetimi ve denetimi müftülüğün denetimi altında. Türklerin orada rahatça yaşayabilmesi için önemli konum müftülük makamı. Lozan’a göre, azınlıklar kendi okullarını, ibadet yerlerini, sosyal kurumlar açabilirler. Bunları yapabilmeleri için gerekli parayı da vakıf mallarından elde ettikleri gelirlerle yapabilirler. Müftülüğün Yunan hükümeti tarafından atanması bunları sekteye uğratıyor. Çünkü iki müftü var. İki başlılık Yunanlıların işine geliyor. Bizim seçtiğimiz müftüyü Yunanlılar tanımıyor, onların atadığını biz tanımıyoruz.

-Atanan müftüler nasıl?

Şöyle, atanan müftü devlet tarafından görevlendirildiği için devlete karşı sorumlu oluyor. Ne kadar hassas olursanız olun siz atanmış biri olarak sizi atayanlara karşı sorumlu oluyorsunuz. Bu da bizim için tam yeterli olmuyor. 

YUNANİSTAN İŞ ADAMLARI İÇİN BÜYÜK FIRSAT

-Yunanistan-Türkiye ilişkileri nasıl?

Yunanistan ile komşu olmamız sebebiyle birçok yönden etkileşim içerisindeyiz. Tarihten gelen bir durumda söz konusu. Şuan Yunanistan’la 4.1 milyar Euro civarında bir ticaret hacmimiz var. Bu son derece az. Bunun daha da artırılması gerekiyor. Şuan, Yunanistan’da ekonomik kriz var. Birçok şirket satılıyor. Devlet kurumları özelleştiriliyor. Bunlar bizim için bir fırsat. İş adamlarımız oradaki şirketleri satın alarak hem Yunanistan’a hem Türkiye’ye büyük katkılar sunabilir. Bu durum batı Trakya Türklerinin elini de güçlendirecektir. Şuan Yunanistan yatırım için çok uygun bir konumda. İşadamları için büyük fırsatlar söz konusu. Bizler bu konuda iş adamlarımıza yardımcı olmak için hazır bekliyoruz.

YENİ AKİT
Ramazan Alkan

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz