Rodop Milletvekili Ahmet Hacıosman, 23 Temmuz Salı günü, Çevre Enerji ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından sunulan “Kaçak Yapıların Önlenmesi, Çevre Dengesinin Korunması ve Diğer Düzenlemeler” konulu yasa tasarısının görüşüldüğü Üretim ve Ticaret Komisyonunda söz alarak, ” Devlet bize tapu tahsis etti de, biz mi almadık? Bize tapu verildi de, biz mi reddettik? diyerek aşağıdaki konuşmayı yaptı.
Konuşmanın tam metni:
MECLİS TUTANAKLARI
Yorgos Vlahos (Komisyon Başkanı): Kısa bir müdahale için, söz Sayın Ahmet Hacıosman’da. Kendisi Komisyon üyelerinden değil fakat, söz hakkı talep etmiştir.
AHMET HACIOSMAN: Teşekkürler Sayın Başkan. Yasa tasarısının 2-3 önemli noktasına değinmek için sözü almış bulunuyorum.
Yasa tasarılarını, sorunlara çözüm getirmek amacıyla oluşturuyoruz. Sorunları konuşup, çözüm üretmek için buradayız.
Eğer bir yasa tasarısı bir sorunu çözmeyi amaçlıyor fakat, bu sorunun köküne dokunmuyorsa, bu başarısız olmaya mahkum bir tasarıdır.
Kaçak yapılarla ilgili yasa tasarısı bir çok defa konuşuldu. Bölgem Rodop ili, İskeçe ve Evros illerinde yasal gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Bu yasa tasarısının uygulanabilir hale gelmesi için, 2-3 noktasını tekrar gözden geçirmeniz ve gerekli düzeltmeleri yapmanız gerekiyor Sayın Bakan.
Trakya Azınlık mensuplarına ait kaçak yapılar hakkında konuşmak istiyorum.
Rodop ili ve Trakya bölgesinde bulunan Azınlık mensubu kişilere ait evlerin %90’ı kaçak yapıdır.
Azınlık mensubu kişilerin, ayrıcalıklı grup olarak para cezası indiriminden faydalanabilmeleri için, bu kişilerden mülklerine ait tapu istenmektedir.
Ancak bu yapılara ait tapu ne yazık ki bulunmamaktadır. Bir önceki yasa tasarısıyla da aynı sorun ile karşılaşılmış idi.
Peki, hangi sebepten dolayı tapu bulunmamaktadır Sayın Başkan, Sayın Bakan ve Değerli Milletvekilleri?
Devlet bize tapu tahsis etti de, biz mi almadık?
Bize tapu verildi de, biz mi reddettik?
1960-65’yıllarında, 1994-95 yıllarına kadar devlet bizlere tapu vermiyordu.
Peki neden?
Çünkü Azınlık için bu yönde bir yasak bulunmaktaydı.
Gerçek budur. Bu sebepten dolayı burada bulunuyorum ve bu yüzden söz hakkı talep ettim.
Kaçak yapılarla ilgili sorun da bundan kaynaklanmaktadır.
Bu sorunu bizler yaratmadık. Trakya’da bu sorunu başkaları yarattı.
Bizler bu evleri ne şekilde yasallaştıracağız?
Tüm bu insanlar evlerini yasallaştırma arzusundadırlar fakat, bunu yapabilmeleri için ellerinde bu evlere ait tapuları bulunmamaktadır.
Bizler Yunan vatandaşı değil miyiz?
Bizler bu ülkenin vatandaşları değil miyiz?
Bu konu hakkında kaç defa büronuza geldim Sayın Bakan? Bu sorunu size sözlü olarak defalarca aktardım, konu hakkında bir çok yazı da gönderdim.
Çevre Bakanlığı Müsteşarı Sayın Aleksiadis’in bürosunu Gümülcineli (Komotini) mühendisler ile birlikte ziyaret edip etraflıca bu konuyu konuşmadık mı?
Sorunu detaylı bir şekilde aktardık ve çözüme ulaşmasını bekliyoruz.
Yasa mevcut haliyle kalırsa bu sorun çözülmez.
Yasa tasarısında bulunan başka bir sorun da, Azınlığın tanımlanması ile ilgilidir. “Trakya’ya yerleşmiş Yunan vatandaşı müslümanlar”dan bahsedilmektedir.
Bizler göçmen miyiz Sayın Bakan?
Bizler de, dedelerimiz de burada doğduk.
Bizler hiçbir yerden gelmedik.
Bizleri hiçkimse buraya taşımadı.
Bu tanımlama böyle kalamaz, kalırsa Azınlıktan bahsedilmiyor demektir.
Camilerimize gelince, yasa bu yönde doğru yolda bulunmaktadır ve bu konuda olumlu gelişmeler mevcuttur.
Bu zamana kadar camilerimiz ve minarelerimiz bölgede hiçbir zaman bir sorun teşkil etmedi.
Camilerimiz bölgenin tarihi ve dini özelliğini ortaya koymaktadır.
Yasa tasarısının camiler ve minarelerden bahsedilen kısmında, belirli bazı düzeltmelerin yapılması gerekmektedir. Ancak bu konuya daha sonraki toplantılarda değineceğim.
Sayın Bakan,
Sayın Milletvekilleri,
Bir iyilik yapma yönünde ilerliyoruz. Gelin bu iyiliği doğru ve tam bir şekilde yapalım.
