Ana Sayfa Batı Trakya Haberler EĞİTİM BAKANLIĞI DEB PARTİSİ’NİN “AZINLIK ANAOKULLARI” TALEBİYLE İLGİLİ MEKTUBUNA YANIT VERDİ

EĞİTİM BAKANLIĞI DEB PARTİSİ’NİN “AZINLIK ANAOKULLARI” TALEBİYLE İLGİLİ MEKTUBUNA YANIT VERDİ

8
0

DEB Partisi’nin, “Türkçe ve Yunanca eğitim verecek Azınlık Anaokulları” talebiyle ilgili olarak 20 Eylül 2012 tarihinde Eğitim Bakanı’na yönelik mektubuna, Eğitim Bakanlığı tarafından yanıt geldi.

“Azınlık Anaokulları” talebiyle ilgili olarak Eğitim Bakanlığı’nın yanıtı, 17 Ekim 2012 Çarşamba günü DEB Partisi’ne ulaştı.

Eğitim Bakanlığı tarafından gönderilen mektubu basınımız aracılığıyla kamuoyuyla paylaştığımızı belirtir, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

 

Eğitim Bakanlığı’nın DEB Partisi’ne gönderdiği cevabi mektup şöyle:

 

Yunanistan Cumhuriyeti

Eğitim, Dinişleri, Kültür ve Spor Bakanlığı

Soydaşlar Eğitimi ve Kültürlerarası Eğitim Müdr.

Yabancı Okullar ve Azınlık Okulları Eğitimi Bölümü

 

Konu: Dostluk Eşitlik Barış Partisi’nin Mektubuna Cevap

 

09/2012 protokol numaralı Azınlık anaokulları açılması talebinize ve “ Azınlık okulları olmaması nedeniyle, farklı çözümler arayan ailelerin maruz kaldıkları akıl almaz zorluklar hakkındaki” düşüncelerinizle ilgili mektubunuza istinaden aşağıdaki hususları dikkatinize sunarız:

Yunan Devleti’nin Azınlık anaokulları açmak gibi herhangi bir anlaşmadan kaynaklanan bir yükümlüküğü yoktur. Ancak okul öncesi eğitimin mecburi olmasının yanısıra, devlet yasalar önünde eşitlik ilkesi çerçevesinde, öğrencileri okula hazırlamak ve geniş çapta bir dengeleme rolü hedefiyle, Azınlık köylerinin çoğunda yeni anaokulları açmıştır.

 

Bilindiği gibi Okul Öncesi Eğitim, her gelişmiş toplumun eğitim sisteminin ayrılmaz bir parçasıdır.

Mevcut yasalara göre anaokulunun hedefi, ilk ve orta dereceli eğitimin daha kapsamlı hedefleri çerçevesinde çocukların bedensel, duygusal, zihinsel ve sosyal olarak gelişmesini sağlamaktır. Anaokulu çocuğun (aileden sonra) sosyalleşmesi kurumu olarak, çocukların uyumlu bir şekilde gelişimi ve sosyalleşmesi için gerekli zemini hazırlamaktadır.

Mevcut yasalar, Okul Öncesi Eğitimde çağdaş Ders Programlarının [Temalara Ayrılmış Eğitim Programları Çerçevesi (DEEPS) ve Analitik Ders Programı (APS)] uygulanmasını şart koşmaktadır. Bahsekonu programların planlanması sırasında yapılan araştırmaların sonuç raporları dikkate alınmış ve ayrıca diğer Avrupa ülkelerinin ilgili programları da incelenmiştir. Sözkonusu programların anaokulu çağındaki tüm çocuklara yönelik olarak sonuç verici ve gelişim açısından uygun olmaları ve her çocuğun kişiliği, ilgi ve ihtiyaçları, sosyal değerleri ve kültürünün yarattığı ürünler, ebeveynlerin beklentileri gözönüne alınmakta ve bilhassa çocukların aşamalı olarak çağdaş toplumda yaratıcı ve mutlu bir şekilde yaşayabilmeleri için gerekli bilgileri, becerileri, değerleri ve tutumları elde etmelerine çalışılmaktadır.

Buna paralel olarak bu programlar tüm çocukların kültürel kimlikleri ve dillerinin desteklenmesi için gerekli fırsatları barındırıyor olup, kazanılmış bilgi ve deneyimlere dayanmaktadır. Sözkonusu programlar bilginin temalara ayrılarak bir bütün haline gelmesini desteklemekte, bilgiyi okuldaki günlük uygulamalarla birleştirmekte, çocukların birbirleri arasında olan etkileşimi, ebeveynler ve eğitimin diğer aşamalarındaki eğitimcilerle olan işbirliklerini güçlendirmekte olup, anaokulunun toplumun geneline olan açılımına yol açar niteliktedirler.

 

Anaokulu için DEEPS’in anaokulu çocuklarına yönelik dil, matematik, çevre bilgisi, yaratıcılık ve ifade (resim- iş, drama sanatı, müzik ve beden eğitimi) ve bilişim faaliyetlerinin planlanması ve geliştirilmesine yön verdiğini belirtmek isteriz. Sözkonusu programlar ayrı birer ders unsuru olarak algılanmamakta ve ayrı birer ders olarak verilmesi öngörülmemekte olup, çocukların kendileri için bir anlam ve hedef ifade eden faaliyetlerinin programlanması ve gerçekleştirilmesi için kullanılmaktadırlar.

Eğitim açısından bölünmüş bir okul mantığına sahip olan iki ayrı müfredata sahip iki dilli anaokulları geçmişte kalmış bir pedagojik anlayış ve eğitim önerisi olup, uygulamada çocukların eşit şartlarda eğitim almasını engeller niteliktedir.

Eğitimci bu şartlar altında her gün

Tüm çocukların öğrenimini güvence altına alacak ve teşvik edecek olan şartların ve çekici, güvenli, dost ve uyarı açısından zengin bir ortamın oluşması için gereken zemini hazırlayacak,

Bir işbirliği, cesaretlendirme, güven, kabul etme, sevgi ve çalışmayla rollerin paylaşımı ruhu içinde çocuklar için anlam ve ilgi çekici olan öğrenme deneyimleri düzenleyecek,

Bilgiye oyun, araştırma ve değişik kaynakların değerlendirilmesini destekleyecek,

Çocukları zorlamadan, her çocuğun kendi temposuna ve yöntemine göre günlük faaliyetlere katılımını hedefleyecektir.

Bu perspektiften bakıldığında Devlet Anaokulu gerekli şekilde eğitilmiş ve bilimsel açıdan mesleki beceri kazanmış insan potansiyeliyle devlet ve bunun uzantısında Azınlık eğitiminin ihtiyaçlarını kapsamaktadır.

 

Yunanlılar olarak her şeyden önce, yaşadığımız ve vatandaşı olduğumuz ülkenin kültürünü, kurallarını ve yasalarını benimsememiz ve buna paralel olarak kültürel farklılıklara saygı göstermemiz gerekir.

Yunanistan bugün uluslararası antlaşmalara ve Türkiye ile Yunanistan arasındaki ikili meseleleri düzenleyen anlaşmalara bağlı olmasına paralel olarak, Yunanistan içinde yaşayan insanların milli bilinçlerini güçlendirmesinin yanısıra, bu insanlardaki Avrupa vatandaşlığı bilincini de güçlendirmekle mükelleftir. Nitekim Avrupa ülkelerinin ulusal hukuklarının, Avrupa Birliği, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ve bilhassa Avrupa Konseyi’nden kaynaklanan ve ortak paydası -diğerlerinin yanısıra-  azınlıkların kültürel farklılıklarının korunması olan ortak bir Avrupa hukuk düzeniyle uyum sağlamaları olayları dinamik bir şekilde etkilemekte olup, cinsiyetleri, ırkları, dinleri, renkleri, bilinçleri vs. ne olursa olsun tüm Yunan vatandaşlarının yüksek seviyede bir eğitim almalarını gerekli kılmaktadır. Esasen çağdaş DEPPS ve APS bu standartları karşılamaktadır.

Son olarak Yunan Devleti’nin, UNESCO’nun Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 30. Maddesini ihlal etmek gibi bir niyeti asla olmadığını; zira Azınlığın ve çocuklarının “kendi kültürel yaşamlarına sahip olma, kendi dinlerini uygulama veya kendi dillerini ait oldukları grubun diğer üyeleriyle birlikte kullanma” haklarından tam ve istisnasız olarak yararlandıklarını belirtmek isteriz. Sizinle daima kesintisiz işbirliği ve karşılıklı yapıcı görüş alışverişinde bulunmak istediğimizi belirtir ve gelişim ile iyileştirme ve insan merkezli faaliyetlerle ilgili taleplerinize destek ve ilgimizi teyit ederiz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz