Cumhurbaşkanı Pavlopulos Selanik (Thessaloniki) Orduevinden Türkiye’ye mesaj gönderdi.
Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos 28 Ekim OXİ bayramı vesilesiyle etkinliklere katılmak üzere Selanik’e geldi. 3. Ordu komutanı Korgeneral Dimitrios Bikos’un Selanik Orduevi’nde Pavlopulos’un onuruna verdiği yemekte konuşan Cumhurbaşkanı Pavlopulos, “Yunanistan egemenlik haklarını, ulusal ve uluslararası hukuka uygun olarak, tabi ki kendi karasularını genişletme hakkı da dahil olmak üzere, siyasi açıdan elverişli, kurumsal olarak uygun bir şekilde bütünüyle icra etmekte olduğu Türkiye’ye hatırlatılır” diyerek Türkiye’ye mesaj gönderdi.
Pavlopulos konuşmasında şunları söyledi:
“Kıbrıs konusunda mümkün olan en kısa sürede adil ve uygulanabilir bir çözüm arzuluyoruz”
“Kıbrıs meselesi söz konusu olduğunda ve tabii ki bunun uluslararası ve her şeyden önce bir Avrupa meselesi olduğu konusundaki açıklıkla – mümkün olan en kısa sürede adil ve uygulanabilir bir çözüm arzuluyoruz. Bununla birlikte, Kıbrıs Cumhuriyeti, Avrupa Birliği’nin tam bir üyesi olarak, işgalci birliklere ve üçüncü tarafların anakronik güvencelerine yol açacak sınırlı bir egemenlik ile düşünülemez. Bu, özellikle Avrupa Birliği Antlaşması’nın 4 üncü maddenin 2 inci fıkrası hükümlerine, uluslararası ve Avrupa hukuku kavramlarına aykırıdır. Ayrıca, Avrupa Birliği’nin herhangi bir üye devletinin egemenliği için tehlikeli ve feci bir emsal teşkil edecektir.
“Dostça iyi komşuluk ilişkileri arzuladığımızı defalarca tekrarlıyorum”
Yunan-Türk ilişkileri söz konusu olduğunda, dostça iyi komşuluk ilişkileri arzuladığımızı defalarca tekrarlıyorum ve Türkiye’nin Avrupa perspektifini destekliyoruz. Bu durum, Türkiye tarafından Avrupa Müktesebatına ve tüm uluslararası hukuka, ayrılmaz bir parçası olan NATURA 2000 programına samimi saygı içeren ön koşuldur. Dolayısıyla, Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Anlaşması hükümleri – ki bunlar kuşkusuz tam ve gri bölgelere kenar boşluğu bırakmadığı – herkes tarafından tamamen saygı görmelidir. Dahası, sorgulaması sadece Yunanistan’ın değil, Avrupa Birliği’nin sınırlarını ve topraklarını sorgulamaya yöneliktir. Ayrıca, özellikle MEB ile ilgili olarak, Türkiye 1982 tarihli Montego Bay Antlaşması’nda olduğu gibi, Deniz Hukuku’na da saygı göstermelidir. Buna katılmamış olsa da kendisini bağlıyor, Uluslararası Adalet Divanı’nın Lahey’deki içtihatlarına göre, şu anda genel olarak kabul edilen uluslararası hukuk kurallarını üretmektedir.”
