Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BAL-GÖÇ) tarafından düzenlenen “Balkan Panayırı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye ile Yunanistan arasında 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı nedeniyle çıkan sorunu anlattı.
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BAL-GÖÇ) tarafından düzenlenen “Balkan Panayırı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye ile Yunanistan arasında 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı nedeniyle çıkan sorunu anlatarak, şöyle devam etti:
“Size burada bir anekdot aktarmak istiyorum. Yakın tarihimizde, geçmişimizde bizatihi içinden geldiğim annemin, babamın, kardeşlerimin ve akrabalarımın, komşularımın yaşadığı duyguları onlardan dinlemiş olan bir kardeşiniz olarak anlatmak istiyorum. Yıl 1974, Türkiye ile Yunanistan arasında Kıbrıs harekatıyla ilgili bir sorun ortaya çıkar, bir savaş başlar. O tarihte Batı Trakya’da yaşayan soydaş kardeşlerimizin gerçekten de içi içini yemektedir. Çünkü onlar Yunanistan devleti içindedir. Öbür tarafta Türkiye vardır. İki ülke birbirine karşı hasmane bir tutum besleyerek savaşın eşiğindedir. Ne yapacaklarını şaşırırlar. Yattıkları yeri bilmezler. Gözlerine uyku girmez, günlerce beklenti halindedirler. ve o psikolojiyle gerçekten toplumu idare etmek, yönetmek mümkün değildir. Tam o sırada ne olur biliyor musunuz? Gerçektir, hakikattir veya değildir, olmuştur veya olmamıştır. Orasını düşünmüyorum bile. Ondan sonra o bölgede bir fısıltı gazetesiyle beraber Yunanistan dağlarında Türk konserve kutularının görüldüğü söylenir. ve o zaman o toplum gerçekten de rahat uyku uyumaya başlar.”
“Bir olalım, iri olalım, diri olalım hep birlikte Türkiye olalım”
“Bugün Türkmen kardeşlerimizin bölgede bulunan dağlarda Türk konserve kutularını görmesi demek, rahat ve huzura kabul etmesi, rahat ve huzura kavuşması demektir.” diyen Hakan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizde bu beklenti var. Bu coğrafyada bize yüklenmiş tarihi bir misyon var. Biz bunu yapmak zorundayız. Allah’ın izniyle bunu yapacağız. Dolayısıyla kim ne derse desin, Milli Güvenlik Kurulu’nda kararlarımızı aldık. Bakanlar Kurulu’nda tavsiye karalarını aldık. Bakanlar Kurulu’nda yapılacak aşamalı, kademeli faaliyet ve hususları, adımları hepsini biliyoruz. Ne olursa olsun, Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması gerekiyor. Türkmen kardeşlerimizin bundan sonra geleceğe güvenle bakarak, emin adımlarla huzur içerisinde orada yaşamaları gerekiyor. Bunu kimsenin yapmaya hakkı yok. Bugün Suriye’de yaşananların Kuzey Irak bölgesinde yaşanması, gerçekten bu acı tablosunu daha da büyütecek mahiyettedir. Onun için, bir olalım, iri olalım, diri olalım hep birlikte Türkiye olalım. Olalım ki bizim gücümüz hasmımızı korkutsun. Dostluğumuzu ise pekiştirsin.”
