“Türkiye, Yunanistan’ı “casus belli” ile tehdit ettiği sürece, yapıcı bir diyalog payı sıfır hatta yok denecek kadar azdır.”
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias Amerika ziyareti öncesinde ABD ve Türkiye ile ilşkileri değerlendirdi. Dendias’ın, “Türkiye, ülkemizi savaşla, bilinen savaş nedeni casus belli ile tehdit ettiği sürece, yapıcı bir diyalog payı sıfır hatta yok denecek kadar azdır” ifadeleri dikkat çekiyor.
Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşmasının ikinci değişikliğini imzalamak üzere bu hafta Washington’a gidecek olan Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, To Vima tis Kiriakis gazetesine verdiği mülakatında, ABD’nin Yunanistan’ın stratejik konumunu ve daha geniş bölgede oynadığı istikrar sağlayıcı rolünü tanıdığını belirtiyor.
Hatta bunun, Amerikan stratejik ve askeri ayak izinin dönüştürüldüğü ve aktarıldığı bir zamanda gerçekleştiğine dikkat çekiyor. Dendias’a göre, ABD artık kalıcı olarak değil, diğer ülkelerin topraklarında geçici olarak var olmaya yatırım yaparken, kendisini Avrupa’dan uzaklaştırıyor ve Avrupa ülkeleri artık kendi topraklarında ABD varlığını sürdürmek için para ödemeye hazır olduğunu ileri sürüyor.
Dendias, “Yunanistan bu eğilimin istisnası, ABD ile stratejik ilişkimiz şimdi başka bir seviyeye geçti, en yüksek noktasında. Yeni anlaşma, bu eşsiz ilişkinin doruk noktasıdır.” İfadelerini kullanıyor.
Sayın Dendias ayrıca, anlaşmanın yenilenmesini önemli kılan şeyin, bölgemizdeki güvenlik ortamının büyük ölçüde değişmesi ve Türkiye’nin neredeyse her gün kışkırtması olduğunu belirtiyor.
Dışişleri Bakanı Dendias, Amerikalılarla müzakerelerin zor olduğunu, ancak sonunda, her iki taraf için de karşılıklı olarak yararlı olan bir sonuca ulaşıldığını belirtiyor.
ABD tarafından şu aşamada ele alınmayan başka bölgeler için teklifler olduğunu, ancak anlaşmanın kendisi gelecekte başka bölgelerin eklenmesi olasılığını açık bıraktığını belirtiyor.
ABD ile yapılan anlaşma, şimdiye kadar oluşturulduğu şekliyle, dört yeni askeri bölgeyi kapsıyor.
Dendias, “Bu seçim, ülkemizdeki Amerikan stratejik ve askeri ayak izini artırıyor ve Yunanistan’ı her türlü dış tehdide karşı korumak için son iki yılda vardığımız diğer anlaşmalarla birlikte geliyor.” İfadelerini kullanıyor.
Dedeağaç tercihine değinen Dendias, Türkiye ile kara sınırına yakın bir yer seçilmesinin öneminin altını çizerken, denizin içine Dedeağaç’ın yüzer gaz sıvılaştırma terminali oluşturulmasıyla bir enerji merkezine dönüştürüldüğünü, Batı Balkanlar ve Orta ve Doğu Avrupa’nın daha geniş bölgesi için ABD ve AB’yi özellikle ilgilendiren bir enerji merkezi haline geldiğine vurgu yapıyor.
Ayrıca, yer seçiminin, Amerikan kuvvetlerinin Boğazları baypas ederek Bulgaristan ve Romanya’ya hızlı bir şekilde ulaşım ve konuşlanma olasılığı ile ilgili olduğuna da dikkat çekiyor. Dendias, “ABD, Yunanistan’ın stratejik konumunu tanıyor ve Türkiye hakkında çekinceleri var gibi görünüyor” ifadelerini kullanıyor.
Dışişleri Bakanı Dendias, ABD’nin, Yunanistan’ın başka bir adasındaki diğer konumun, Doğu Akdeniz bölgesindeki Amerikan ve Yunan Donanmasının varlığının ve hızlı gelişiminin güçlendirilmesini kolaylaştıracağını belirtiyor.
Dendias’ın belirttiğine göre, ABD’nin konuşlanacağı bölgelerin Yunanistan kontrolü altında olacağı, hem Amerikan hem de Yunanistan güçleri tarafından kullanılacağı, dolayısıyla da Amerikan tarafının yapacağı yatırımın her iki ülke için de bir faydalı olacağının altı çiziliyor.
Dendias, Amerikan Dışişleri Bakanı’nın, protokolde eşlik edecek ve esas olarak ABD’nin tek taraflı bir siyasi taahhüdü olacak olan mektubunun içeriğine ilişkin olarak, “temelde uluslararası hukuk kapsamında en az üç önemli noktayı içermesi bekleniyor.” İfadelerini kullanıyor. Yani Amerikalıların Yunanistan ile yapacakları anlaşmanın yenilenmesinde Girit adasındaki SUDA Üssü’nden sonra daha üç bölgenin anlaşmaya dahil edileceği anlaşılıyor.
Dışişleri Bakanı Dendias, Kongre’nin hükümetten en az bir adım önde olduğunu belirtiyor ve 2019 Doğu Akdeniz Yasası’nı ve diğer şeylerin yanı sıra, Yunanistan’ın F-35 programına katılımını sağlayan savunma işbirliği yasa tasarısını ve Türkiye’ye karşı eleştirel tutumun var olduğuna vurgu yapıyor.
Dendias, “Ancak Dışişleri ve Savunma Bakanlığı yetkililerinin Türkiye’ye, örneğin Suriye ve Libya’da Rusya’ya karşı bir karşı ağırlık olarak Soğuk Savaş yaklaşımıyla yaklaşmaya devam ettiği bir gerçektir. Türkiye’nin yirmi yıl önce olduğu gibi, meydana gelen radikal değişiklikleri tam olarak hesaba katmadan, laik ve batı yönelimli bir ülke imajına dayanıyorlar.” ifadelerini kullanıyor.
Bakan Dendias, Yunanistan ve Türkiye arasındaki diyaloğa atıfta bulunarak şunları söylüyor: “Türkiye, ülkemizi savaşla, bilinen savaş nedeni casus belli ile tehdit ettiği sürece, yapıcı bir diyalog payı sıfır hatta yok denecek kadar azdır. Bu koşullarda bile, yanlış anlaşılmaları önlemek için, başka bir şey değilse bile, bir iletişim kanalına ihtiyaç vardır.”
Birleşik Arap Emirlikleri ile yapılan anlaşma gibi Fransa ile de yapılan son anlaşmanın ve bölge ülkeleriyle bağların güçlendirilmesinin, potansiyel bir dış tehdide karşı bir kalkan olduğunu, ancak bunların tamamen savunma hamleleri olduğunu ve kimseye karşı yönlendirilmediğini belirtiyor.
Dendias, “Yunanistan, İtalya ve Mısır ile yapılan anlaşmaların yanı sıra Arnavutluk ile olan ilkesel siyasi anlaşmanın da kanıtladığı gibi, uluslararası hukukun rehberliğinde herkesle iyi komşuluk ilişkilerini geliştirmek istiyor” ifadelerini kullanıyor, ancak aynı zamanda topraklarını korumak için hareket ettiğinin altını çiziyor ve ekliyor.
“ABD ile yeni anlaşmanın yakında eklenmesini beklediğimiz geliştirdiğimiz ağ, iki yıldır inşa ettiğimiz bir mozaik. Yunanistan, uluslararası gelişmelerde aktif olarak var ve seyirci değil. Yunanistan, Miçotakis hükümeti altında dış politikada önceki on yıllardan daha fazlasını başardı.”
